28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Milli olarak geliştirildi, testlerde kendini kanıtladı: Benzerlerinden çok farklı

Milli radar Retinar FAR-AD ile paramotor ve dronlara geçit verilmeyecek. Milli olarak geliştirilen radar en zor testlerde kendini kanıtlayarak en yeni teknolojilerle güncellendi. Meteksan Savunma Genel Müdürü Selçuk Kerem Alparslan, 'Retinar FAR-AD hedefleri arayıp bulurken izlemeye alıyor, izlerken de sınıflandırıyor. Yani gelen hedef mi, kuş mu, dron mu, hatta paramotor mu ayrıştırabiliyor. Bu da onu benzerlerinden çok farklı kılıyor.' dedi.

AA21 Ekim 2023 Cumartesi 11:56 - Güncelleme:
Milli olarak geliştirildi, testlerde kendini kanıtladı: Benzerlerinden çok farklı

Türk savunma sanayisi bünyesinde milli olarak geliştirilen 3 boyutlu çevre gözetleme radarı Retinar FAR-AD, zorlu koşullarda dron ve paramotor gibi güncel tehditlerin tespit edilmesine imkan veriyor.

Alınan bilgiye göre, değişen tehditlerin önlenmesi amacıyla geliştirilen yenilikçi çözümlere yenileri ekleniyor. Son dönemde önemli bir tehdit unsuruna dönüşen mini/mikro insansız hava araçları (İHA), paramotorlar karşı tedbir arayışlarında önemli bir yer tutuyor.

Meteksan Savunma Genel Müdürü Selçuk Kerem Alparslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve savunma sanayisindeki ihracat hedeflerine katkı sağlamak üzere yerli ve milli teknolojiler geliştirdiklerini söyledi.

Özellikle sınır güvenliği, kritik tesis güvenliği gibi alanlarda radar ve elektronik harp temelli çözümleri bulunduğuna, hava platformlarında özel radar çözümleri oluşturduklarına işaret eden Alparslan, sınır güvenliği ve kritik tesis güvenliğine yönelik Retinar isimli bir ürün ailesi ortaya çıkardıklarını belirtti.

Bu ailenin anti-dron özellikli bir üyesinin Retinar FAR-AD olarak isimlendirdiklerini anlatan Alparslan, radarın güncel bazı hedef kategorileri mini-mikro İHA'lar, gezinen ya da dolanan mühimmatlar, kamikaze İHA'lar, paramotor ya da delta kanat gibi özel İHA'lara yönelik geliştirildiğini bildirdi.

"Asimetrik hedef" olarak nitelendirilen bu tehditlere karşı konvansiyonel hava savunma sistemlerinin önemli zaaflara sahip olduğuna işaret eden Alparslan, şöyle konuştu:

"Onların boşluklarını değerlendiriyor bazı unsurlar. Terörist faaliyetlerde kullanabiliyor hatta devlet aktörlerinin de sıklıkla kullanmaya başladıklarını görüyoruz güncel olaylarda. Mini-mikro İHA dediğimiz bu kategorideki hedefler alçakta uçuyor, görünmüyorlar. Yani çok kolay görünebilir hedefler değil. Yavaş geliyorlar, yerine göre hızlanabiliyorlar, dolanabiliyorlar, gezinebiliyorlar o kadar zor bir hedef kategorisi ki bunlara yönelik unsurlar geliştirmeniz gerekiyor.

Retinar FAR-AD anti-dron radarı 360 derece yancada, yükselişte de 40 derece gibi geniş bir kesit konide, uzayda hedefleri coğrafi olarak konumlandırıyor. Onların konumlarını yüksek çözünürlük ve doğrulukta buluyor. Yönelimlerini, hızlarını buluyor ve bunları da komuta kontrol sistemleri üzerinden karşı tedbir gösteren unsurlara yönlendiriyor. Bu hedeflere karşı çok önemli bir kuvvet çarpanı. Retinar FAR-AD bu tür hedeflere karşı etkili olmak için hedefleri arayıp bulurken izlemeye alıyor, izlerken de sınıflandırıyor. Yani gelen hedef mi, kuş mu, dron mu, hatta paramotor mu ayrıştırabiliyor. Bu da onu benzerlerinden çok farklı kılıyor açıkçası."

- TESTLERDE KENDİNİ KANITLADI, EN YENİ TEKNOLOJİLERLE GÜNCELLENİYOR

Güncel bazı gelişmelerde ortaya çıkan tehditlerle Türk güvenlik güçlerinin uzun süredir ilgilendiğini ifade eden Alparslan, kendilerinin de teknolojik çalışmalarını buna göre yönlendirdiklerini ve kapsamlı testler gerçekleştirdiklerini söyledi.

Testlerde 9 kilometrenin üzerinde bir menzilde hedefleri arayıp izlemeye alabildiklerini anlatan Alparslan, sistem radar temelli olduğu için gece-gündüz koşullarından, hava şartlarından, sisten etkilenmediğini ifade etti. Alpaslan, "Çok yoğun sis ortamında da testler yaptık. Öyle ki görüş mesafesi çok düşük, bulut çökmüş ortamlarda testler gerçekleştirdik. 9,3 kilometreden tespitler yapabildiğimizi gördük. Bu tespitlerde doğru teşhis ve sınıflandırma yapabildiğimizi gördük. Bu anlamda Silahlı Kuvvetlerimizin envanterinde yer alan, onlara çok önemli kuvvet sağlayan bir unsur çıkartmış olduk. İhracat çalışmalarına da yoğun olarak devam ediyoruz."

Selçuk Kerem Alparslan, envanterde olan ve teslimatları süren tüm Retinar FAR-AD radarlarının bu özelliklere sahip olduğunu, milli teknoloji ürünü olmasının avantajıyla da çözümleri sürekli destekleyip en yeni teknolojilerle güncellediklerini söyledi.

- YENİ HAMLELERE KARŞI TAMAMLAYICI ÇÖZÜMLER GELİYOR

Selçuk Kerem Alparslan, bugün teknolojilerin çok kolay ve hızlı elde edilebildiğini, bunlara ulaşan karşı güçlerin çok çevik, hızlı hareket ettiğini ve hızlı ürün geliştirdiğini belirtti. Alparslan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Buna konvansiyonel, standart bakış açısıyla yaklaşırsanız, çok uzun seneler alan projeler, büyük, pahalı sistemlerle oyunu baştan kaybediyorsunuz. Meteksan Savunma olarak çevik ve dinamik bir şirketiz. Teknolojik hazırlık seviyemiz çok yüksek. Hızla reaksiyon gösteriyoruz açıkçası. Bu paramotor tabir edilen hedef türlerine birkaç sene evvelinden konsantre olmuştuk. Bu sırada dedik ki hedef ya da hedef olmayan unsurların ayrıştırılması ve çok zamanlı ayrıştırılması çok kritik. Bu yüzden ona odaklandık ve hızlı tarama rejimleri uyguladık. Tararken sınıflandırma gibi özellikler barındırdık. Asimetrik harbin gereği olarak karşı taraf da bunları nasıl kırarım diye çalışıyor. Ona yönelik olarak sürü saldırıları çok gündemde.

Yakında bu tür savunma sistemlerini satüre edecek yani doyuma ulaştıracak yaklaşımlarla geleceklerini düşünüyorum. Biz de sırf buna yönelik olarak uzun süredir aktif elektronik taramalı ve MIMO özellikli bir radar üzerinde çalışıyoruz. Bunun da son noktalarına gelmiş vaziyetteyiz. Saha testleri çok başarılı gidiyor. Retinar FAR-AD'yi tamamlayan ya da onu genişleten bazı özellikleri var. Bütün yukarı koniyi, yarı küreyi çok hızlı tarayabiliyor. Bir saniyede bütün uzayı tarayabiliyor ve birden fazla hedefi aynı anda konumlandırabiliyor ve takip edebiliyor. Yüksek hızlı ve düşük hızlı hedefleri aynı anda tespit ve takip edebilmek zor bir problemdir. MIMO özelliği sayesinde bunları da yapabiliyoruz. Radar karmaşıklığı yoğun olan ortamlarda dahi yüksek performans alıyoruz ve teknolojimizi bu alanda sürekli geliştiriyoruz. Karşı tarafa hızla reaksiyon göstermemiz büyük bir mühendislik çevikliği, becerisi gerektiriyor. Radarlarda, özellikle çevre gözetleme radarlarında da bu olgunlukta olduğumuzu düşünüyorum. Hareket halinde de dron tespit edebilen sistemler üzerinde çalışıyoruz, bunları yapabildiğimizi görüyoruz."