Nazi Almanyası, İkinci Dünya Savaşı sırasında, düşman kuvvetlerinin korkulu rüyası olacak bir tank geliştridi: Tiger...
Düşman savunmasını kırmak için tasarlanan ve bir avuç özel ağır tank taburuna tahsis edilen 60 tonluk Tiger I, ateş gücü, zırh ve 1940'ların başlarında üretilen bir tanka göre, mükemmel görünüyordu.
Kare, kaleye benzer şekli ve uzun topuyla Tiger I, ölümcül bir zırhlıydı. Ancak, Hitler'in generalleri ve silah tasarımcıları tatmin olmadı. Tiger I'in KwK 36 topunun, 88 milimetrelik topun en güçlü versiyonu olmadığından şikayet ediliyordu.
Ancak Tiger I, savaş alanına girmeden önce bile, Eylül 1942'de akıl almaz bir saldırıda Leningrad yakınlarındaki bataklıklarda bocalıyordu. Bu da tasarımcıları, bir halef üzerinde çalışmaya itti.
Tiger II veya Königstiger (King Tiger)... 75 tonluk ağırlığıyla selefinden daha büyüktü. Daha uzun namlulu (dolayısıyla menzil+hız) KwK 43 88 milimetrelik topu, iki kilometre (1.2 mil) mesafeden beş inçlik zırhı delebiliyordu. Sherman ve T-34 tank birimleriyle, ölüm arasında yaklaşık iki inçlik bir ön zırh düşünüldüğünde, Tiger'ın karşısında şansları yoktu.
Tiger II'de ayrıca, Tiger I'de görülen eksiklikler dikkate alınarak, çok sayıda iyileştirme yapıldı. Orijinal Tiger, T-34 ve sonraki Alman Pantherlerinde bulunan daha etkili eğimli zırh (etkili bir şekilde artan zırh kalınlığı) yerine dikey zırha sahipti. King Tiger'ın ön gövdesi altı inç kalınlığındaydı ve eğimli bir zırhı vardı.
Tareti (kulesi), teorik olarak hızlı hareket eden bir Sherman veya T-34'ün, Tiger I'in altmış saniyesine kıyasla, on dokuz saniyede 360 derece dönebiliyordu.
Tiger II, göründüğünden daha çevikti. Sherman ve T-34 saatte yaklaşık otuz kilometreye hareket hızına ulaşırken, Tiger II saatte yaklaşık 40 km hıza sahipti.
Yazar Thomas Jentz, boyutuna rağmen Tiger II'nin şaşırtıcı derecede iyi bir taktik hareket kabiliyetine sahip olduğunu yazıyor. Birçok Avrupa köprüsünü bile geçemeyen 200 tonluk megaloman Alman Maus'un aksine, King Tiger uygulanabilir bir tasarımdı.
Tiger ve Panther gibi Alman savaş tankları, aşırı mühendislik ve mekanik olarak titiz olmalarıyla ünlüydü. Herhangi bir sofistike silahta olduğu gibi Tiger II, özellikle savaşın sonlarına doğru Alman ordusunun yetersiz eğitimli ve deneyimsiz tank sürücülerinin ellerinde sorunlar çıkarmaya başladı.
Ancak Jentz'e göre, yetenekli bir ekip ve uygun lojistik destek verildiğinde Tiger II oldukça güvenilirdi. Sorun şuydu ki King Tiger, Temmuz 1944'te Normandiya'da ilk muharebesine çıktığında, Nazi Almanyası'nın en eksik olduğu ihtiyaçlar; eğitimli, deneyimli tank mürettebatı ile yakıt ve lojistik destekti.
Tüm silahlarda olduğu gibi, duruma göre değişir. Tanklar için ateş gücü, zırh ve hareketlilik üçlüsü açısından Tiger II oldukça etkileyiciydi. Muhtemelen Amerikan rakibi, daha hafif ve daha az ağır zırhlı kırk altı tonluk Amerikan M-26 Pershing'den daha iyiydi.
King Tiger ve Sovyet IS-2 Stalin tankı, Ağustos 1944'te karşılaştı. Bu karşılaşmada her iki taraf da, zaiyat verdi. Güçlü 122 milimetrelik topu teorik olarak bir King Tiger'ın kalın zırhlı kulesini bir mil mesafeden delebilen IS-2'nin kusuru, düşük ateş hızı ve sınırlı mühimmat tedariğiydi .
Bununla birlikte, en çarpıcı istatistik, Sovyetler Birliği yaklaşık 3.900 IS-2 üretirken, Almanya'nın sadece 492 Tiger II üretmesidir. Amerikalılar 88 bin tank üretirken, Sovyetler 108.000'den fazla tank üretti. Çünkü II. Dünya Savaşı, aynı zamanda korkunç bir üretim yarışmasıydı. 500'den az King Tiger, ne kadar güçlü olursa olsun, sayıların etkisi düşünüldüğünde sonucu değiştirmeyecekti.
İlginç bir biçimde, King Tiger'ın en büyük avcısı diğer tanklar değil, Kraliyet Hava Kuvvetleri Lancaster bombardıman uçaklarıydı. Alman ordusu 1.500 Tiger II sipariş etti, ancak RAF'ın üretici Henschel'in fabrikalarına düzenlediği bombardımanlar, üretimi azalttı.
Tiger I, 250.000 Reichsmark'a mal oldu. Bu, Panther veya Mark IV gibi daha küçük Alman tanklarının iki ila üç katı demekti.
Silahlar, durumsal olarak değerlendirilebilen ögelerdir. Bir ortamda iyi çalışan bir tank, başka bir durumda başarısız olabilir. Tiger II, Temmuz 1944'te Normandiya'da ilk muharebesini çıktığında, Almanya savunmadaydı. King Tiger gibi büyük tanklar, doğru şekilde pusu pozisyonlarına yerleştirildiklerinde hareketli kalelerdi.
Ancak saldırı sırasında, Tiger II'nin Bulge Savaşı başına geldiği gibi dar, buzlu yollarda ilerlerken, büyük, ağır ve çok yakıt tüketen tanklar, sorun olabiliyordu.
Hem Tiger I hem de II ile ilgili bir diğer sorun, diğer Alman tanklarına göre çok büyük olmaları ve hasarlı bir Tiger'ı çekebilecek tek aracın başka bir Tiger olmasıydı. Alman orduları Doğu ve Batı'da geri çekilirken, bu devlerin çoğu ya geride bırakıldı, ya da havaya uçuruldu.
1945'ten sonra ülkeler, ağır tanklar yerine, düşman savunmasını kırmak için yeterli ateş gücüne ve zırha sahip, orta ve hafif, hareketli ana muharebe tankları üretmeye başladı.