26 Temmuz 2025 Cumartesi / 1 Safer 1447

Türk harikasına ihracat kapıları ardına kadar açılıyor: Aralarında hiç tahmin etmeyeceğimiz ülkeler var

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, Türk Hava Kuvvetleriyle imza attıktan sonra HÜRJET'e bakış açısının değiştiğini ifade etti. Demiroğlu, 2030'larda eğitim uçakları filosunu değiştirmek isteyen ülkelerle konuştuklarını belirterek, 'Hiç tahmin etmeyeceğimiz ülkeler var aralarında. Hatta şunu da söyleyebilirim biz Malezya'nın birinci fazını kaçırdık ama ikinci fazına yükleneceğiz. Biliyoruz zor ama ikinci fazını almak için çalışacağız. Endonezya ciddi bir potansiyel. Körfez ülkelerinde ciddi potansiyel olduğunu düşünüyoruz' dedi.

AA25 Temmuz 2025 Cuma 18:52 - Güncelleme:
Türk harikasına  ihracat kapıları ardına kadar açılıyor: Aralarında hiç tahmin etmeyeceğimiz ülkeler var

IDEF 2025, Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının desteğiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda, KFA Fuarcılık AŞ'nin organizatörlüğünde İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) düzenleniyor.

TUSAŞ Genel Müdürü Demiroğlu, IDEF 2025'te Anadolu Ajansı (AA) Teknoloji Masası'na konuk oldu.

Fuarda tanıttıkları en büyük ürünlerinin T-925 helikopteri olduğunu belirten Demiroğlu, bu helikopterle ilgili çalışmalara 2 yıldır devam ettiklerini söyledi.

Demiroğlu, helikopterin Orman Genel Müdürlüğünde yangın söndürme faaliyetlerinde kullanılmak üzere hazırlandığını aktararak, ilk uçuşunu 2026'da yapacağını ifade etti.

2028'in ikinci yarısından itibaren teslimata başlayacaklarını anlatan Demiroğlu, "8 tane helikopteri inşallah 2028 ve 2029 içerisinde teslim etmiş olacağız. Bu bizim için önemli çünkü ağır sınıf bir helikopter. Sadece Tarım ve Orman Bakanlığının ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin, jandarma, polis ve sahil güvenlik olmak üzere birçok kullanıcının isterlerine göre ortaya çıkan bir helikopterimiz." diye konuştu.

"VTOL İHA'NIN UÇUŞ TESTLERİ DEVAM EDİYOR"

Mehmet Demiroğlu, helikopterin 4 ton su atma kapasitesine sahip olduğunu ve 19 kişi alabildiğini aktararak, genel maksat helikopterinin kullanıldığı her yerde bu helikopterin kullanılacağını dile getirdi.

Yaptıkları çalışmalara göre 2030-2040 arasında bu sınıfta envanterden emekliye ayrılacak helikopter sayısının 300 civarında olduğuna işaret eden Demiroğlu, "Kendi helikopterlerimizde yenilemeyi hedefledik. Aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerle yaptığımız çalışmalarla bir o kadar daha üretim kapasitesine ve projeksiyonuna sahip bir helikopter." dedi.

Demiroğlu, TUSAŞ tarafından geliştirilen 5 ila 10 kilogram civarında faydalı yükü taşıyabilecek VTOL İHA'yı da IDEF 2025'te sergilediklerini belirterek, uçuş testlerinin devam ettiğini ve çok yakında seri üretime geçmeyi hedeflediklerini söyledi.

ANKA III'ün dikey kuyruğunun olmamasının uçağın stabilitesini ciddi şekilde etkilediğine dikkati çeken Demiroğlu, "Çok büyük bir platformla gitmeden önce daha küçük platformlarla uçuşlarımızı yaptık. Çok başarılı uçuşlar gerçekleştirdik. Bunu ortaya çıkarmışken de bir ürüne de çevirelim istedik ve VTOL haline çevirdik." ifadesini kullandı.

Demiroğlu, T-925 helikopterinin gelişimine ve yeteneklerine yönelik soru üzerine, şunları kaydetti:

"Envanterde şu ana kadar 29 tanesini TUSAŞ tesislerinde üreterek verdik. Daha fazla ihtiyaç var. Hem yangın söndürme hem de silahlı kuvvetlerin diğer birimlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, envanterin de yaşlanması sebebiyle ortaya çıkan ihtiyaç ciddi sayılardaydı. Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonunda bütün ekiplerle oturduk aylarca çalıştık. Bu çalışmanın sonucunda sergilediğimiz T-925 ortaya çıktı."

Orman Genel Müdürlüğünün ihtiyacının en az 2,5 ton su atabilecek helikopter olduğunu anlatan Demiroğlu, "Şu anda 4 tonluk bir kapasiteye sahip. Sorti sayısı arttıkça 4,5 tona kadar çıkabilen bir kapasitesi var. Su yerine 4 tona kadar yük de taşınabiliyor. Motoru hariç her şeyi bizim. TEI'de 3 bin beygirlik motor projemiz de başlatıldı. İnşallah 2030'ların başlarında her şeyiyle kendimizin diyebileceğimiz bir helikopterimizi kullanıcılara sunmuş olacağız." dedi.

"HÜRJET'İN TEDARİK ANLAŞMASINI EYLÜL VEYA EN GEÇ EKİM AYI İÇERİSİNDE İMZALAMAYI PLANLIYORUZ"

HÜRJET'in ihracatıyla alakalı IDEF 2025'te TUSAŞ ile Airbus arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin Demiroğlu, HÜRJET'in öz kaynaklarla başlattıkları ve bir boşluğu dolduracağına inandıkları bir platform olduğunu vurguladı.

HÜRJET'in İspanya yolculuğunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İspanya Başbakanı ile el sıkışmasıyla geçen yıl başladığını hatırlatan Demiroğlu, "Epey bir çalışma sonrasında Savunma Sanayii Başkanlığımız, Airbus, TUSAŞ, devlet yetkilileri de dahil olmak üzere birçok kişinin emeğinin sonucunda buraya geldik. Burası bir sürecin belki de son adımı diyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.

Demiroğlu, 2024'ün sonunda Savunma Sanayii Başkanlığı ve İspanya Savunma Bakanlığı arasındaki mutabakat zaptı imzasıyla ilk adımın atıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Şubat ayında Airbus ile beraber çalışma yönünde bir mutabakat zaptı imzaladık. Bunlar niyet beyanlarıydı. Esas imza mayıs ayında atıldı. 17 İspanyol şirketin, HÜRJET konusunda Airbus koordinatörlüğünde beraber çalışma mutabakatı imzalandı. IDEF 2025'te attığımız imza ise Airbus'la bu projede nasıl çalışacağımızın çerçevesini çizen bir imzaydı. Bundan sonra yaptığımız bütün çalışmalar İspanya Savunma Bakanlığıyla yapılacak olan HÜRJET'in tedarik anlaşması olacak. Onu da eylül veya en geç ekim ayı içerisinde imzalamayı planlıyoruz."

IDEF 2025'te imzalanan anlaşmanın sürecin önemli bir kilometre taşı olduğunu vurgulayan Demiroğlu, HÜRJET'in sınıfının en iyisi olduğunun altını çizdi.

"İSPANYA'DA GELDİĞİMİZ NOKTAYI ÇOK YAKINDA DİĞER NATO ÜLKELERİYLE, DOST VE MÜTTEFİK ÜLKELERLE DE GÖRECEĞİZ"

TUSAŞ Genel Müdürü Demiroğlu, Airbus'la geçmişlerinin ticari tarafta çok uzun olduğuna değinerek, TUSAŞ'ın Airbus'ın çok önemli alt yüklenicilerden biri olduğunu dile getirdi.

Airbus'ın hem geniş gövde hem dar gövde uçaklarına ciddi sayıda, uçağın arka kapısının olduğu gövde parçalarını TUSAŞ'ın verdiğini anlatan Demiroğlu, "Montajlanmış şekilde gönderiyoruz. Yaklaşık 20 yıldır da bu devam ediyor." dedi.

Demiroğlu, HÜRJET'le ilgili Airbus'la yaptıkları işbirliğinde ana oyuncunun kendileri olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Platformumuz Airbus tarafından koordineli bir şekilde İspanya'nın endüstrisi ile beraber bazı parçaları 'yerlileştirerek' İspanya Hava Kuvvetlerine teslim edilecek. Roller değişti. Önceden biz aldığımız platformları yerlileştirmeye çalışırdık. Şimdi hamdolsun bizim platformlarımızın yerlileştirilmesi konuşuluyor. Bugün İspanya'da geldiğimiz noktayı eminim ki ve işaretini görüyoruz çok yakında diğer NATO ülkeleriyle, dost ve müttefik ülkelerle de göreceğiz."

Envantere girmemiş bir uçağın normal şartlarda hiç kimsenin almayı düşünmediği bir uçak olduğuna değinen Demiroğlu, "Türk Hava Kuvvetleriyle imza attıktan sonra HÜRJET'e bakış açısı değişti. Türk Hava Kuvvetlerine herhangi bir ürünü satabiliyor olmak bir marka olduğunuz anlamına geliyor. Türk Hava Kuvvetleri, hava anlamında NATO'nun ikinci büyük kuvveti. Çok detaycı ve isterleri çok yüksek olan, çok zorlayıcı bir müşteri. Bu bizi daha iyisini yapmaya zorluyor. HÜRJET bu zorlamanın bir ürünü." diye konuştu.

"HÜRJET DİĞER NATO ÜLKELERİNİN DE EĞİTİM UÇAĞI OLMAYA ADAY BİR PLATFORM"

Demiroğlu, 2030'larda eğitim uçakları filosunu değiştirmek isteyen ülkelerle konuştuklarını belirterek, "Hiç tahmin etmeyeceğimiz ülkeler var aralarında. Hatta şunu da söyleyebilirim biz Malezya'nın birinci fazını kaçırdık ama ikinci fazına yükleneceğiz. Biliyoruz zor ama ikinci fazını almak için çalışacağız. Endonezya ciddi bir potansiyel. Körfez ülkelerinde ciddi potansiyel olduğunu düşünüyoruz." dedi.

HÜRJET'in sadece İspanya ve Türkiye'nin değil, diğer NATO ülkelerinin de eğitim uçağı olmaya aday bir platform olduğuna vurgu yapan Demiroğlu, "Bu, aynı zamanda nispeten daha küçük hava kuvvetlerinde hem eğitim hem de taarruz uçağı olmaya aday bir platform. Yaklaşık 3 ton mühimmat kapasitesine sahip. F16'ların 6 ton civarında olduğunu düşünürsek fiyat performansına ve işletimine baktığımızda F16'lardan daha ucuz olacak. Dolayısıyla HÜRJET'in bahtının açık olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Demiroğlu, GÖKBEY motorunun da yakın zamanda yerli hale geleceğinin altını çizerek, "İlk başta jandarmamıza 3 tane helikopter teslim ettik. Bizim için çok büyük bir gurur kaynağıydı. 4'üncüsü teslimata hazır bekliyor. Bu sene içinde 3 tane daha teslim etmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki seneden itibaren de artık her ay birer tane olmak üzere ve artarak devam eden bir sayıyla bu teslimatlara devam edeceğiz." diye konuştu.

Düne kadar toplam 26 tane GÖKBEY için sözleşmeleri olduğuna değinen Demiroğlu, "Bunun 3 tanesi Sağlık Bakanlığına ambulans helikopterdi ve önümüzdeki senenin ilk yarısında teslim edilecek. 3 tanesi jandarmaya teslim edildi. 20 tanesi de diğer kuvvetlerimize teslim edilecek. Dün bu sayı 57 daha arttı. Toplam olarak 83'e yükseldi." ifadelerini kullandı.

1 ila 3 ay içinde GÖKBEY'in ihracat sözleşmesini imzalamış olacaklarının müjdesini veren Demiroğlu, GÖKBEY'in yerli motorla güvenle ve gönül rahatlığıyla müşterilere teslimi için ciddi bir test aşamasından geçilmesi gerektiğini söyledi.

Demiroğlu, motorun helikoptere takılıp test edilebilecek aşamaya geldiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu testleri yapalım ki 2027'nin sonuna yerli motorla teslimatlara başlayalım. Biz yine isteyen olursa halihazırdaki motorla da teslimat yapabiliriz. Ama 57 tane helikopterin büyük çoğunluğu yerli motorlu olacak. Bunu da 2027 sonu 2028 başı diye hedefledik. İnşallah o günleri de yine beraber görürüz. Çünkü motor yapabiliyor olmak, aynı helikopterde transmisyonu yapabiliyor olmak gibi bir şey. Belki daha da ötesinde. Çünkü kendinizi ülke olarak da firma olarak da kanıtlamış oluyorsunuz."

KAAN'ın yapılması ve Endonezya'ya ihraç edilecek olmasının büyük bir başarı olduğunu vurgulayan Demiroğlu, KAAN'ın 2023 yılının başında hangardan çıkması ve 2024'ün başında da uçmasının Türkiye'yi farklı bir lige çıkardığını ifade etti.

"KAAN'IN 2 TANESİ ÖNÜMÜZDEKİ SENE NİSAN AYINDAN İTİBAREN UÇUYOR OLACAK"

Mehmet Demiroğlu, KAAN'ın 3 adet prototipin üretim hattında olduğuna dikkati çekerek, "Bunun bir tanesi statik uçak olarak yer testlerinde kullanılacak, 2 tanesi inşallah önümüzdeki sene nisan ayından itibaren uçuyor olacak." dedi.

Demiroğlu, KAAN ile ilgili bütün çalışmalar devam ederken Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto'nun son ziyareti sırasında KAAN'ın bir parçası olmak istediklerini söylediğini aktardı.

Subianto'nun daha önce Savunma Bakanı olarak ziyarete geldiğini ve inancını bir kere daha pekiştirdiğini dile getiren Demiroğlu, şöyle devam etti:

"Bu iş özellikle Cumhurbaşkanımızla olan ilişkileri, Türk savunma sanayisinin dünya çapındaki başarıları, TUSAŞ'ın bu konudaki azmi ve yapabildikleri artık bütün soruları çözümlemiş olacak ki kafasında 'biz de bu işe giriyoruz' dedi. Hatta bir hedef koydu, Indo Defence'de 'biz bunu imzalayacağız' dedi. Biz şaşırdık gerçekten, öyle bir hızla beklemiyorduk. Herhalde ciddi değil gibi bir düşündük ama baktık ciddi ve ana sözleşmeyi imzaladık. 'Türk motoruyla vereceksiniz' dedi."

Demiroğlu, aldıkları sorumluluğun çok yüksek olduğunu belirterek, "Kendi hava kuvvetlerimize 2028'den itibaren ara motorla verme sözü verdik. 2032-2033'te de yerli motorla verme sözü verdik. Bu katlanarak şimdi bir başka dost ülkeye de veriyoruz. Bu bizim sorumluluğumuzu çok büyük bir yere taşıdı ama farkındayız, mutluyuz." diye konuştu.

"KAAN'DA FAZ 1'İ BAŞLATMAK ÜZERE BÜTÜN ÇALIŞMALARIMIZI TAMAMLADIK"

Mehmet Demiroğlu, KAAN'ın üretiminde Faz 1'i çok yakında başlatmak üzere oldukları bilgisini verdi, çerçeve anlaşmaların genelde yapıldığını ama bunun genelde yıllar sürebildiğini belirtti.

IDEF 2025'te bir sürprizin de olabileceğini söyleyen Demiroğlu, şunları ifade etti:

"Biz Faz 1'i başlatmak üzere bütün çalışmalarımızı tamamladık. Şimdi bir şey söylemek istemiyorum ama sürprizleri bekleyin diyebilirim. Bütün bunlar Türkiye'nin ne kadar mesafe katettiğini, KAAN'ın ne kadar önemli bir platform olduğunu gösteriyor. Yapan 4 tane ülke var, yapmaya çalışan konsorsiyumlar var. Şimdi bizimle başlayan, 2018'de yine Paris Airshow'da açıklanan bir konsorsiyumun ilk uçuşunu 2035-2040 civarında yapacağı konuşuluyor. Bu bizim hızımızı, inancımızı, kabiliyetlerimizi gösteriyor. Biz KAAN'a bir uçak projesi olarak bakmıyoruz. KAAN bir ülkenin savunma sanayisinde gelebileceği en yüksek noktaya hep beraber, tek TUSAŞ olarak değil, hep beraber gelme serüveni."

"GÖREVİMİZ, KAAN'I SÖZ VERDİĞİMİZ TARİHTE VE KABİLİYETLERLE KUVVETLERİMİZE TESLİM ETMEK"

Türkiye'nin Eurofighter Typhoon kullanıcısı olarak kabulüne ilişkin imzalanan mutabakat zaptına değinen Demiroğlu, karar vericilerin o günkü politik, siyasi ve dünyadaki duruma göre karar verebildiğini dile getirdi.

Demiroğlu, "Görevimizi biz çok iyi biliyoruz. Görevimiz, KAAN'ı söz verdiğimiz tarihte ve kabiliyetlerle kuvvetlerimize teslim etmek. Buradan hiçbir şekilde şaşmış, yavaşlamış, acaba diye tereddüde düşmüş değiliz, düşmeyeceğiz. Bunun olmazsa olmazımız olduğunu biliyoruz. Son dönemde Türkiye'nin çevresinde yaşanan gelişmeler Türkiye'nin kendi kendine yetmesinin önemini bir kez daha hatırlattı." dedi.

IDEF 2025'e çok büyük bir ilgi olduğuna işaret eden Demiroğlu, "Herhangi bir fuarda TUSAŞ standının bu kadar kalabalık olduğunu hatırlamıyorum. Ara ara oluyordu ama her gün, her saat değildi. Bu şunu gösteriyor, hem ülke içinde savunma sanayimiz büyüyor hem de yurt dışından gelen ilgi artarak devam ediyor ve devam edecek. O anlamda biz gayet çok mutluyuz. Yaptığımız görüşmeler, attığımız imzalar, atmayı planladığımız imzalar, atmayı söz aldığımız imzalar sayısı gerçekten bizi umutlandırıyor, heyecanlandırıyor." diye konuştu.

Demiroğlu, üretmeye devam edeceklerini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:

"Geçen sene ekim ayında talihsiz bir menfur terör saldırısına uğradık. 4 çalışan arkadaşımızı bir de şoför arkadaşımızı şehit verdik. O akşam bir arkadaşımızın sözü hala kulaklarımızda, 'hainlere inat biz çalışacağız, çok daha çok çalışacağız' dedi. Biz çalışmaya devam edeceğiz."