Altay T1 , Güney Kore tahrik teknolojisini Türk tasarımı zırh, ateş gücü ve aktif koruma sistemleriyle birleştiren, adını Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari Kolordusu'nu komuta eden Fahrettin Altay'dan alan 65 tonluk, üçüncü nesil bir ana muharebe tankıdır. MKE'nin 120 mm L/55 yivsiz topu, Roketsan'ın modüler kompozit zırhı ve Aselsan'ın AKKOR Aktif Koruma Sistemi ile donatılmış olup, modern tanksavar tehditlerine karşı 360 derece koruma sağlar.
Altay'ın geliştirilmesinin 2008 yılına dayandığı ifade edilen haberde, Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk milli tank programını temsil ettiği vurgulandı. BMC, Aselsan, Roketsan ve MKE gibi yerli şirketler ateş gücü, beka kabiliyeti ve durumsal farkındalık sistemlerine katkıda bulundu.
DIŞA BAĞIMLILIĞI ORTADAN KALDIRACAKHaberde, M1 Abrams ve Leopard 2 gibi Batılı muadilleriyle karşılaştırıldığında Altay T1'in, NATO'nun geleneksel tasarım felsefesini izleyerek otomatik doldurucu yerine dört kişilik mürettebatı tercih ettiği, temel farkın ise, devrim niteliğindeki tasarımında değil, maliyet rekabetinde ve ulusal sahiplenmede olduğu dile getirildi. Abrams ve Leopard filolarının modernizasyonu pahalı ve Batı tedarik zincirlerine bağımlı olsa da, Ankara, KAAN savaş uçağı programında görüldüğü gibi, Altay'ı nihayetinde dışa bağımlılığı ortadan kaldıracak şekilde tasarlanmış bağımsız bir çözüm olarak sunuyor. Gelişmiş zırh, APS ve ağ merkezli muharebe entegrasyonunun birleşimi, insansız hava araçlarına ve hassas silahlara karşı hayatta kalmanın öncelik haline geldiği Ukrayna da dahil olmak üzere son çatışmalardan alınan dersleri yansıtıyor.
Stratejik olarak Altay programının, Türkiye'nin Orta Doğu'daki zırhlı üstünlüğünü pekiştireceği ve NATO içindeki rolünü güçlendireceği ifade edildi. Kara Kuvvetleri'nin, Leopard 2A4, M60 TM ve geliştirilmiş M48 varyantları da dahil olmak üzere Avrupa'nın en büyük tank filolarından birine sahip olduğu, Altay'ın devreye alınması ile Ankara'nın eskiyen platformları kademeli olarak emekliye ayırmasına ve ön cephe zırhlı tugaylarını modernize etmesine olanak tanıyacağı dile getirildi. Haberde ayrıca, ordunun ihtiyaçları karşılandığında Orta Doğu ve Asya ülkelerine önemli satışlar gerçekleştirilebilecek kapasitede olduğu aktarıldı.
Haberde, 85 Altay T1 ve BMC Power tarafından son testleri yapılan yerli 1.500 beygir gücündeki BATU motoruyla donatılmış 165 Altay T2 olmak üzere 250 tank tedarikinin planlandığı vurgulandı. 2025'te üç tankın hizmete gireceği, 2026'da 11, 2027'de 41 ve 2028'de 30 tankın göreve hazır olacağu ifade edildi. 2028'den itibaren T2 varyantına geçiş, Türkiye'nin tam otonomiye giden yolunun tamamlanmasını işaret edecek. Bütçe ayrıntılı olarak açıklanmadı, ancak analistler Altay'ın, Türkiye'nin ihracat pazarlarında rekabet etme hedefiyle uyumlu olarak Batılı ana muharebe tanklarından daha düşük maliyetli olacak şekilde tasarlandığını öne sürüyor.