Türkiye'nin savunma sanayi atılımları dünyada ses getirmeye devam ediyor. Yabancı basında yer alan haberde, Türkiye'nin KAAN, ANKA-3 ve KIZILELMA ile kritik bir hamleye hazırlandığı ifade edildi.
Söz konusu teknolojik sıçramanın özünün, KAAN'ın gizli ANKA-3 uçan kanatlı drone ve jet motorlu KIZILELMA insansız savaş hava aracı ile iletişim kurmasını sağlayan Aselsan tarafından geliştirilen Yerli Uçuş Veri Bağlantısı'nda (IVDL) yatmakta olduğu vurgulandı. Hızlı verim ve elektronik harp tespitine karşı yüksek direnç sağlayan bu veri bağlantısı, KAAN'ın yalnızca bir ön cephe savaşçısı olarak değil, aynı zamanda insansız varlıkları düzenleyen bir komuta ve kontrol noktası olarak da hareket etmesini sağlayacak. Bu sistem, TOYGUN elektro-optik paketi ve pasif IRST sensörü KARAT gibi yeni düşük gözlemlenebilir özellikleri tamamlayarak KAAN'ın rekabetçi ortamlarda hayatta kalma kabiliyetini ve etkinliğini daha da artıracak.
KAAN'I F-22 VE SU-57 İLE KARŞILAŞTIRDILAR
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen KAAN savaş uçağının geliştirilmesinin, Türkiye'nin savunma özerkliğine doğru ilerlemesinin bir parçası olarak 2010'ların ortalarında başladığı ifade edilen haberde, KAAN projesinin Batı'nın beşinci nesil modelini takip ederken, Libya, Suriye ve Ukrayna'daki drone merkezli çatışmalardan öğrenilen dersleri de kavradığı belirtildi. F -22 veya Su-57 gibi daha önceki beşinci nesil savaş uçaklarının aksine, KAAN baştan itibaren insansız sistemlerle birlikte çalışmak üzere tasarlanıyor. Gizli tasarımı ve muhtemel saldırı-keşif hibrit rolüyle ANKA-3 ve daha yüksek hız ve saldırganlıkla sadık kanat adamı kategorisine giren KIZILELMA, her biri KAAN'ın hava kanadına tamamlayıcı yetenekler getiriyor.
TÜRKİYE'YE ÜSTÜNLÜK SAĞLAYACAK
Haberde, bu insanlı-insansız ekip (MUM-T) mimarisinin, Türkiye'ye gelecekteki çatışma senaryolarında taktiksel bir üstünlük sağlayacağı ifade edildi. IVDL, KAAN'ın pilotu aşırı riske maruz bırakmadan düşman hava savunmalarının bastırılması (SEAD), elektronik karıştırma veya derin saldırı görevleri yürütmesi için dronları yönlendirebilmesini sağlıyor. ABD Hava Kuvvetleri'nin hala deneysel işbirlikçi savaş uçağı (CCA) konsepti veya Su-57'ye bağlı Rusya'nın Okhotnik dronuyla karşılaştırıldığında, Türkiye'nin savaş İHA'larını operasyonel bir avcı filosuna entegre etmesinin gerçek zamanlı savaş alanı uygulanabilirliğine doğru yol alındığını gösterdiğinin altı çizildi.
TÜRKİYE BAĞIMSIZ OPERASYONLAR YÜRÜTECEK
Bu dijital ağ modelinin, Türkiye'nin NATO'nun C4ISR altyapısından bağımsız olarak operasyonlar yürütme yeteneğini artırarak Doğu Akdeniz, Kafkaslar veya Kuzey Suriye'deki kriz senaryolarında egemen bir cevap yeteneği sağlayacağı ifade edildi.
Haberde son olarak KAAN'ın hem ANKA-3 hem de KIZILELMA için bir hava komuta merkezi olarak işlev görmesini sağlayarak, Aselsan'ın IVDL sisteminin Türkiye'yi insanlı-insansız savaş çağına taşıyacağı vurgulandı. Bu değişimin yalnızca teknolojik bir güncelleme değil, Türkiye'nin drone uzmanlığından yararlanarak hava üstünlüğünün nasıl elde edileceğini ve sürdürüleceğini yeniden tanımlayan kavramsal bir dönüşüm olduğu aktarılan haberde, KAAN, ANKA-3 ve KIZILELMA gibi sistemlerin giderek daha fazla birlikte çalışabilir hale geldikçe, Türkiye'nin geleneksel hava gücü hiyerarşilerinin ötesine geçen, gizliliği, özerkliği ve gerçek zamanlı kontrolü çok az ülkenin operasyonel hale getirdiği şekillerde birleştiren bir muharebe ekosistemi inşa edeceği vurgulandı.