Fatih Akın bu filmi niye çekti?

Cuma günü vizyona girecek film büyük tartışmalara gebe. Filmin ilk bir saati Ermeni tehcirini anlatıyor. Filmin sahnelerindeki sertlik Alan Parker’in Geceyarısı Ekspresi filmini andıracak kadar taraflı. Özellike tarihi gerçeklerle oynanmış olması filmin tarafgirliğini artıyor. Örnek olarak filmin açılış sahnesinde şöyle bir altyazı geçiyor: ‘Osmanlı İmparatorluğu Almanlarla birlikte 1. Dünya Savaşı’na girdiğinde bütün azınlıklarını düşman olarak kabul etti.’ Bunu da Ermeni tehcirinin sebebi olarak sunuyor.

Burada şöyle bir tarihi hata var. Etnik çatışmalar çoğunlukla Cumhuriyet dönemi sonrası yaşanmıştır. Ermeni olayları ise etnik bir çatışma sonucu çıkmamış Doğu cephesindeki özellikle Sarıkamış’taki büyük felaketten sonra Türk askerinin kalmaması üzerine Rus devleti ile onlar tarafından kandırılan Ermeni komitacıların başlattıkları ayaklanmaya devlet tepkisi olarak doğmuştur. Film, alttan alta bütün yaşananları II. Dünya savaşındaki Yahudi soykırımı ile ilişkilendirmeye çalışmakta.

Çok büyük bütçe ile -20 milyon dolar- çekilen film Küba, Amerika, Türkiye ve Ortadoğu coğrafyasında çekilmiş film sinematografik olarak da Fatih Akın’ın en zayıf işi. Filmin ilk bölümü Ermeni tehcir sahneleriyle bezenmişken, Fatih Akın’ın sinema diliyle uyuşmadığı için eklenti ve klişe kalmış ama ikinci bölümü bir yolculuk hikâyesine döndüğünde yönetmen kendi kabiliyetini göstermiş. Fatih Akın’ın bildik değerli sineması bu ikinci bölümde kendini belli ediyor. Filmden sonra aklımda kalan tek soru 2015’e günler kalmışken Fatih Akın’ın bu filmi niye çektiğidir. Bunun cevabını da herhalde kendisi bizlerle paylaşır.