3. Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında “Onur Ödülü”ne layık görülen Amerikan Bağımsız Sineması'nın öncüsü olarak gösterilen ünlü yönetmen John Sayles için basın toplantısı düzenledi. Toplantıya yapımcısı Maggie Renzi ve Festival Uluslararası Film Koordinatörü Nesim Bencoya ile gelen Sayles, Hollywood ve bağımsız sinemayı anlattı. Türkiye'ye ilk kez geldiğini belirten John Sayles: "Yaşam boyu onur ödülünü hayatımı bitirmememe rağmen almam çok onur verici" dedi.
30 yıldır bağımsız sinemaya emek verdiğini hatırlatan John Sayles: "Biz filmlerimizi herkes için yapıyoruz. Herhangi bir insanın filmlerimizle ilişki kurması için yapıyoruz. Hayatımda hiç gitmediğim yerleri filmlerle keşfetmeyi çok seviyoruz. Amerika'da siyahlarla beyazların karşılaşması sokaklarda değil bağımsız sinemada oldu. İnsanlar bu ilişkinin kurulabildiğini filmlerden öğrendi" dedi.
Amerika'da da bağımsız sinemacı olmanın zor olduğunu dağıtımcı ve sinema salonu bulmakta zorlandıklarını kaydeden Sayles: "Son filmim Go For Sisters, şu an çekim aşamasında. Yakında bitecek. Ancak tabi ki dağıtımcımız yok. O yüzden ne zaman çıkacağını bilmiyoruz" dedi. Sayles, filmleri ve bağımsız sinemayla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben aslında bir romancıyım. Edebiyat kökenli olduğum için filmlerimde ayrıntılara girmen çok kolay oluyor. Kültürünü, değerini, politikasını anladığım yerlerde film çekmeyi tercih ediyorum. Amerika'da sinemayı devlet desteklemez" dedi.
Yapımcısı Maggie Renzi ise John Sayles filmleri için şöyle dedi: "John Sayles hakkında şunu söyleyebilirim. Filmlerinde kendinden söz etmiyor. Başkalarından, diğerlerinden ve ötekilerden bahsediyor."
Hollywood sinemasını da eleştiren Sayles, "Hollywood şirketleri çok büyük bir güce sahip oldular. Bazen ABD hükümetinden bile daha güçlü oluyorlar. Ne yaparsan yap kâr getir düşüncesiyle hareket ediyorlar. Bu şirketler büyük medya kuruluşlarının da sahibi" diye konuştu.
Hamas'ın Savaşçı Kadınları
3. Malatya Uluslararası Film Festivali, Uluslararası Yarışma Filmleri Jüri Üyesi Süha Arraf'ın “Hamas'ın Kadınları” adlı belgesel filmi seyirciyle buluştu. “Ortadoğu Sineması” başlığı altından sunulan filme katılım yoğun oldu. Sinemaseverlerden büyük ilgi gören Arraf, gösterimin ardından salonda izleyicilerle birebir söyleşi yapıldı.
Avrupa'daki kadın festivallerinin filmi daha çok sahiplendiğini kaydeden Arraf, "İsrail-Filistin çekişmesini merak eden ilgi gösterdi filme. Amacım Hamas kadınının portresini çekmekti ama insanlar değişik şekilde algıladılar filmi" diye konuştu. Filistinli kadınların yüzde 70'inin aktif siyaset yaptığını söyleyen Arraf, bu nedenle Filistinli kadınları savaşçı olarak nitelendirdi.
Filmi çok zor şartlar altında çektiklerini de ifade eden Arraf, Gazze'deki abluka yüzünden bölgeye giremediklerini, kayıtları oradan çıkarmak için bombalanan tünelleri ve bazı Avrupalı gazetecileri kullandıklarını kaydetti. Süha Arraf, yakında uzun metrajlı bir film çekeceğini de müjdeledi.
Gösterimlere Büyük İlgi
Festivalin ulusal uzun metraj yarışmacı filmlerinden Yük’ün de Malatya galası yapıldı. İlginin büyük olduğu gösterime filmin yapımcılarında Ayfer Özgürel, başrol oyuncusu Tülin Özen katıldı. Gösterimin ardından izleyicinin sorularını yanıtlayan ekip, filmde anlatılan hikâyenin zor bir hikaye olduğunu, hikayeyi minimalize ederek anlattıklarını vurguladılar. Yapımcı Ayfer Özgürel, hikâyede geçen madenin ise vicdan, ölüm, suçluluk duygusunu ifade eden bir katman olduğunu da söyledi.
“Oyunculuk Tam Bir Delilik”
Festivalin 3. gününde İnönü Üniversitesi’nde devam eden Sinema Temel Eğitim Seminerinde Akasya Asıltürkmen “Oyunculuk Metodolojisi” dersleri ile deneyimlerini paylaştı. Oyuncu olmak için motivasyonun ve kendini geliştirmenin önemine vurgu yapan Asıltürkmen “Oyunculuk tam bir delilik; ama dünyanın en tatlı deliliğidir” dedi.
Ardından Osman Alkan’ın Kurgu Teknikleri eğitimi ile katılımcılar kurgu tekniklerine dair merak ettiklerinin inceliklerini öğrendiler.
Festival 4. gününde de zengin seçkisi, eğitim seminerleri ve festival etkinlikleri ile konuklarını ağırlamaya devam ediyor.