Galatasaray'ın tarihi UEFA Kupası'nı kazandığı kadroda yer alan eski kaleci Kerem İnan, 15 Temmuz 2016 yılında yaşanan hain darbe girişimi ile ilgili, "Bizler için ağır, acı bir geceydi. O kadar adice şeyler yapıyorlardı ki, o anda ne yaptığımızı bilemiyorduk. Ancak halk her şeyin bilincindeydi. O akşam dışarıda olan Türk halkına, bu millet minnettar" dedi.
15 Temmuz akşamında sokaklarda olan Kerem İnan, yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlattı.
"ALLAH BUGÜNLERİ BİZE BİR DAHA YAŞATMASIN, GÖSTERMESİN"
İnan, ilk olarak şunları söyledi;
"15 Temmuz akşamında biz de 15 Temmuz Şehitler Köprüsü tarafındaydık. Hadiseyi duyduğumuz zaman, tankların yolları kapattığını duyduktan sonra biz de arkadaş grubumuzla köprüye çıkmak istedik. Fakat her yerde olduğu gibi yolları kapatmışlardı ve Avrupa yakasından geçemedik. Daha sonrasında silah seslerini duymaya başladık. Kardeşlerim, Bahçeşehir tarafında arabalarla çıkmışlardı. Halkla beraber Bahçeşehir'de meydanlara inmişlerdi. Silah sesleriyle iş başka bir noktaya taşınınca biz de havalimanına mı gidelim, Cumhurbaşkanımızı mı karşılayalım çok karar veremedik. İnanılmaz bir kaos oluştu. Ülkemiz adına üzüntülü bir geceydi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyoruz. Bizler için ağır, acı bir geceydi. Allah bugünleri bize bir daha yaşatmasın, göstermesin.
Sokaklardaydık, neler yapmak istedik. O kadar karışıktı ki herkes Sayın Cumhurbaşkanımızı arıyordu, ne diyecek diye bakıyordu. Haber gelince, bizle birlikte herkes sokaklara çıktı. Dediğim gibi kaos vardı. Bu insanlar o kadar adice şeyler yapıyorlardı ki biz o anda ne yaptığımızı bilemiyorduk. Ancak halk herkesin bilincindeydi. İman gücüyle çıktılar, savaştılar. Savaştaydık o gece. O savaşı da kazanan Türk milleti oldu."
"ÜLKEYİ SÖMÜRÜYORLARMIŞ"
Galatasaray'ın eski kalecisi Kerem İnan'ın açıklamaları şöyle;
"O günden sonra devlet tarafında çok şeyler değişti. Bizden tarafta farklı bakış açısı oldu. O dönem, geçmiş dönem bazı insanların sizleri sömürdüğünü görüyorsunuz. Sadece şahıs olarak bizleri değil, ülkeyi sömürüyorlarmış. Çok net bir şekilde gördük ki dini bu şekilde kullanan insanlara bu ülke geçit vermeyecektir. O akşam dışarda olan bütün Türk halkına, bu ülke minnettardır. Bayrağımıza, devletimize zarar gelmesin diye herkes elinden geleni yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gittiğimizde insanlar orada abdest alıyorlardı. Bu çok önemli. Bizde, bu ülkede o iman var. Herkesten Allah razı olsun.
Belediyenin oraya gittiğimizde orada insanların ne durumda olduğunu gördük. İman duygusu olmadan hiçbir şey olmaz. Türk insanında da bu iman olduğu için, Cumhurbaşkanımızın konuşmasından sonra da milyonlarca insan sokaktaydı. Bu insanlar sokaklara dökülmese, çıkmasaydı maalesef bu darbe gerçekleşecekti. Bu olacaktı. Sayın Cumhurbaşkanımız nasıl dik durduysa, bu halk da dik durdu. Bu darbeye geçit vermedi. Herkes açısından sıkıntılı bir akşamdı. Saraçhane'de olsun, Ankara'da olsun, köprüde olsun halkımızın neler yaptığını gördük. Bir daha böyle bir kalkışmaya dahi yeltenen olursa bunun 100 katını daha göreceklerdir. O akşam insanlar bunu algılayamadı ama böyle bir şeyde halkın neler yapabileceğini gördüler. Artık bu tip şeyleri dünyadaki hiçbir güç, Türk insanının üzerinde yapamayacağını da anlamıştır."
"HALKIN DİRENİŞİ BİZE ÇOK MUTLULUK VERDİ"
"O akşamdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız şöyle bir talimat verdi. 'Bu iş bitmedi, sokaklarda olmaya devam' dedi. Biz de elimizden geldiği kadar her mitinge, her tarafa koşmaya çalıştık. Belediyelerin düzenlediği mitinglerin içinde olmaya çalıştık. Halkta hala o coşku, o arzu, o dik duruş vardı. Biz onu gördük insanlarda. O dönem çok üzüntülüydü ama sonrasında halkın direnişi bize çok mutluluk verdi. Biz de o direnişin içindeydik. Asıl durum, Türk insanı dünyaya şu mesajı verdi: "Bizim ülkemizde hiçbir oyun oynanamaz. Siz bunu yaparsanız, halk olarak biz karşınızda oluruz." Onun için bence 5 yıl öncesinden sonra bunu yapmaya çalışanlar şapkasını önüne koydu, Türk halkını geçemeyeceklerini de anladılar."
"LİDERİN NE KADAR GÜÇLÜ OLURSA HALK DA ONUN ARKASINDA OLUYOR"
Havalimanına inişi hep beraber hatırlıyoruz. Açıkçası insanlar liderini arıyor. Sayın Cumhurbaşkanı da o inişten sonra, dik duruşunu herkes gördükten sonra, isteği, arzusu daha da çok arttı. O konuşma olmasaydı, belki de halk sokaklara çıkamayacaktı. Ne yapacağını bilmiyordu. Demek ki şunu görebiliyoruz. Liderin ne kadar güçlü olursa halk da onun arkasında oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı da o kadar güçlü, karakterli, o kadar önemli bir lider ki, halk da onun arkasında duruyor. Belki de hiçbir lider bu gücü o akşam sağlayamazdı. Ama bir konuşmasının halkın üstündeki etkisini hep beraber gördük."