Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan “Günün Röportajı” programına konuk oldu ve Antalya kampının bir değerlendirmesini yaptı.
Hedefledikleri noktaya tam olarak gelemediklerini belirten Kartal, “Bazı oyuncularımız sezon içinde milli takımlara gitmesinden dolayı bizim istediğimiz seviyelerde değillerdi, ama mecbur olduğumuz için o şartlarla oynatmak zorunda kalıyorduk. Ama şimdi o oyuncularla birebir yaptığımız görüşmelerde onlara anlattık. İlk yarı böyle oldu; ama bundan sonra böyle olması gerekiyor gibi önlerine bazı realiteleri koyduk. Sezonun ilk devresindeki performans analizlerini, antrenman analizlerini gösterdik. Kendisindeki var olan potansiyeli de bildiğimizi onu da açığa çıkarabilmenin tek bir yolunun bu kampta iyi çalışarak arkadaşlarını yakalamaları gerektiğini ve önlerine geçmeleri gerektiğini anlattık, konuştuk. Kendileri de olgunlukta karşıladılar. Şu anki gidişatımız ve geldiğimiz nokta itibariyle oyuncularımızın performanslarının yükselmesi, istekli ve arzulu olmaları bizi mutlu ediyor. Tam istediğimiz yerde olmasak da, istediğimiz yere yakınız” ifadelerini kullandı.
Devre arasının takımın iyi gidişini olumsuz anlamda etkilemeyeceğini belirten Kartal, “Ben şuna katılmıyorum, ne hikmetse herkes şunu söylüyor, ‘Fenerbahçe son 2 maç iyi oynadı...’ Fenerbahçe sezon başından beri iyi oynuyor. Kötü oynadığımız bir tek Akhisar maçı var. Vasat oynadığımız da oldu, doğrudur. Bazen iyi oynadığımız ama rakibe pozisyon vermediğimiz maçlar vardır. Bu benim için iyi oyun anlamına gelir. Her maç rakibe 3 gol atarsınız ama 5 pozisyon verirseniz bu iyi oynadığınız anlamına gelmez. Ama 1-0 kazanırsınız, disiplinli oynarsınız, pozisyon vermezsiniz. İşte bu benim için iyi bir oyundur” dedi.
‘Tek yönlü çalışmıyoruz’
“Bazı antrenmanları tek yönlü yapmıyoruz. Bir antrenman içinde hem bir felsefeyi çalışıyoruz, hem fiziki gelişimi sağlıyoruz, hem de maç temposunun da üzerinde bir ritmi yakalatmaya çalışarak, ekibimizin hayal gücünü kullanarak özel organizasyonlar oluşturuyoruz. Hem oyun felsefemizi, hem de fizik antrenmanlarımızı aynı anda geliştirmeye çalışıyorum. Bunların getirmiş olduğu artılar. İkinci yarı ben takımımın daha dirençli, daha savaşçı ruhlu, daha tempolu olacağını, daha iyi mücadele edebileceğimizi düşünüyorum.”
Hem arkadaş, hem baba-oğul!
“Oyuncularımla ben arkadaş gibiyim. Yeri geldiğinde antrenör yeri geldiğinde baba oğul gibi konuşabiliyorum. Belli sınırlar içerisinde belli bir mesafe içinde oyuncularımla sohbet
ediyorum, yaşadıklarımı anlatıyorum, futbolun konjonktürel gelişimi hakkında onlara bilgi veriyorum. Onlarla yaptığımız işleri konuşuyoruz. Onların fikirlerini alıyoruz. Ben şeffaf bir insanım, her şeyi insanların yüzüne karşı söylerim. Onların fikirlerini almaya özen gösteririm. Ama sahaya geçtiğimizde oraya bir iş yapmak için çıkıyoruz.”
‘Taraftar için varız’
“Biz taraftarlarımız için varız. Onlar varsa biz varız. Biz onları mutlu etmek için uğraşıyoruz. Belki bu sezon zaman zaman vasat oynadık, iyi oynamadık ama takımımız her geçen gün iyi oynuyor, iyi çalışıyoruz. Yükselen bir grafiğimiz var. Bizi tribünlere gelip desteklemelerini istiyoruz. Onların varlığının onların enerjisinin bizi bir adım daha yükselteceğini ve bu şampiyonluk yolunda onların da bize vereceği enerjiyle daha iyi ve coşkulu oynayan bir Fenerbahçe Futbol Takımı olacağını söyleyebilirim.”
‘Futbolu bitiririz’
“Futbolun güzelliklerini futbolun daha iyiye gitmesini istiyorsak ülkemiz ve kulüpler adına daha başarılı olmasını istiyorsak, taraftarıyla, antrenörüyle, futbolcusuyla, kulübüyle, yöneticisiyle her alanda hep beraber birbirimize destek vermeli, çalışmalı ve sabırlı olmalıyız. Durmadan bu antrenör bu futbolcu kötü dersek futbolu kendi ellerimizle bitiririz ve futbolu aşağıya çekeriz. Ben tüm futbol kamuoyunu biraz daha hoşgörülü olmaya davet ediyorum.”