Kazakistan, Sovyetler Birliği'den ayrıldıktan sonra, ilk karşılaşmalarını Türkmenistan ile 1 Haziran 1992 günü oynadı. 2002 yılında UEFA’ya üye olduktan sonra 24 Mart 2007 tarihinde Euro 2008 elemeleri A grubunda Sırbistan'ı Almatı'da 2-1 yenmeyi başardılar ve UEFA'ya üye olduğundan beri ilk resmi galibiyetlerini almış oldular.
Kazakistan, karşılaşmanın oynanacağı 16 Kasım Pazar günü saat 12.50'de Kasımpaşa Kulübü'nün Kemerburgaz Tesisleri'nde basına kapalı gerçekleştireceği antrenmanla hazırlıklarını tamamlayacak.
1960 - 1992 arası - Katılmadı, SSCB'nin bir parçasıydı.
1996 - 2004 arası - Katılamadı, UEFA'ya 2002'ye kadar üye değildi.
2008 - 2012 arası - Elemeleri geçemedi.
İLK 11'İ AÇIKLADI
Terim, A Milli Takım'ın yarın Kazakistan maçına çıkacağı ilk 11'i açıkladı. Deneyimli teknik adam, Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Semih Kaya, Serdar Aziz, Caner Erkin, Selçuk İnan, Ozan Tufan, Volkan Şen, Arda Turan, Olcay Şahan ve Burak Yılmaz'ın yarın maça başlayacağını belirtirken, Gökhan Gönül için küçük de olsa bir soru işareti bulunduğunu aktardı.
"SÖYLEMEK İSTEDİĞİM AMA SÖYLEYEMEDİĞİM ŞEYLER OLABİLİR"
Fatih Terim, söylemeyi isteyip de söyleyemediği şeyler olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine, "Söylemek istediğim ama söyleyemediğim şeyler olabilir" ifadesini kullandı.
Milli takımın havasının bozulmasına, verilen emeğin zayi edilmesine gönlünün razı olmayacağını dile getiren Terim, "Brezilya maçının ardından şu ana kadar geçen sürede, oyuncularımın geldiği noktayı böyle şeylerle bozma niyetinde değilim. O zaman, amaca hizmet etmiş oluruz. Ben, bunu bilecek kadar tecrübeliyim. Bunları konuşma zamanı yakındır ve o zaman tartışırız. İnsanlar da bıktı zaten bunlardan. Konsantrasyonumu bozamam. Yüreğimdeki, 'yarın bir an evvel gelsin' duygusunu kaçıramam. Şu anda ne yeri ne de zamanı" değerlendirmesinde bulundu.
Kendisinin de çok iyi olduğunu aktaran ay-yıldızlı teknik adam, "Her şeyden uzak olarak, burada Kazakistan maçına, o maçtan (Brezilya) kalan tüm kalıntıları ve kırıntıları nötr hale getirmek için uğraştık. Çok şükür, dünkü antrenmandan itibaren, saha içinde ve dışında iyi bir noktaya vardık. Şimdi farklı konulara bu noktada girmem, emeğimizin boşa gitmesi demektir. Çok önemli işlerimiz var. Ben iyiyim, bir sorunumuz da yok" şeklinde konuştu.
"3 PUAN ALACAĞIMIZA İNANIYORUM"
Fatih Terim, 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde yarın Kazakistan ile yapacakları maçı kazanacaklarına olan inançlarının tam olduğunu kaydetti.
Elemelere, herkesin beklentisinin altında bir başlangıç yaptıklarını hatırlatan Terim, "Yarın 3 puanı alarak yeni bir başlangıç istiyoruz. Açıkcası milli takımda böyle bir dönemi yaşadığımı da hatırlamıyorum. Bizim de hoşumuza gitmiyor. İzlanda, Çek Cumhuriyeti ve Letonya maçları iyi geçmedi. Yarın milli takımın iyi, istenilen ve arzu edilen bir oyunla 3 puanı alacağına inanıyorum. Ondan sonra da tablonun, düşüncelerin ve ümitlerin değişeceğine yürekten katılıyorum" diye konuştu.
Kazakistan maçının her maç gibi çok önemli olduğunu aktaran Terim, "Kazakistan, fizik yapısı güçlü, aşağı yukarı her takıma da gol atan bir rakip. Milli takımımızın, kendisine olan güvenini sahada 3 puanla ifade etmesi, iyi takım olduğunu göstermesi gerekiyor. İnşallah ondan sonra olaylara çok daha geniş açıdan, daha ümitli bakacağız" şeklinde görüş belirtti.
"ÇÖZÜMÜ BERABER ÜRETMELİYİZ"
Fatih Terim, Brezilya maçında tribünlerin tepkisiyle ilgili olarak, "Kimin canı yanarsa, bir başkasının canını yakmaya çalışıyor. Bundan vazgeçmemiz lazım" ifadesini kullandı.
Meselenin kime tepki gösterildiğiyle ilgili olmadığını anlatan Terim, şunları söyledi:
"(Benim canım yandı ama ben onunkini yakmayayım) dediğimiz zaman doğruyu bulacağız. Yoksa, tek başına federasyon, ben ya da oyuncular suçlu olabilir mi? Biz, Brezilya ile berabere kalsak ve kendimizi kandırsak daha mı doğru. Aradaki fark önemli. Bu gerçekleri gördükten sonra, beraber hareket etmemiz lazım. Bu federasyon, hepimizin federasyonu. Belki yarın sizler görev alacaksınız. Benim yerime, oyuncuların yerine, başkanın yerine başkası olacak. Kimseye baki değil. Çözümü beraber üretmeliyiz. Her başarısızlıkta suçlu aramak, bize bir şey getirmiyor. Ben 5 Ocak 2014'te resmi olarak imzayı attım ve aşağı yukarı 10 aydır buradayım. Bu sürede neler yaptığımız muhakkak açıklayacağız. Bazı şeyler kolay değişmiyor. Bir çok şeyi hep beraber halletmek zorundayız. En güzel örnek şudur. Biz kendi sahamızda, Dünya Kupası finalinden bir önceki maçta 7 tane yesek, altından kalkabilir miydik? Büyük ülkeler, güçlü ülkeler, bu tip enkazların bile altından kalkanlardır."
"EMPATİ DUYGUMUZU GELİŞTİRMELİYİZ"
Brezilya maçında oyunculara ve kişilere yönelik yapılan bazı şeyleri yadırgadığını anlatan tecrübeli teknik adam, şu ifadeleri kullandı:
"Empati duygumuzu geliştirmeliyiz. Başarıyı en çok isteyen de federasyon, oyuncular ve bizleriz herhalde. Ama acı yaşayan kimse, bir başkasının canını yakmaya çalışıyor. O yüzden ortayı bulamıyoruz ama bulacağız inşallah. Değiştirmek için geldik ve değiştireceğiz inşallah. Benim, 'ne yapalım kardeşim, bu kadar...' dediğimi hiç duymadınız herhalde. Olanlardan en iyisini almaya çalışan bir tavrım vardır ve bu devam edecek. Ben buraya şikayet etmeye, bahane üretmeye gelmedim. Hepsini halledeceğiz, halletmeliyiz. Kimse bizden daha zeki veya daha cesur değil. Allah'a şükür imkanlarımız da var. İcraatları yaparken, uluslararası düzeyde düşünelim ve uygulayalım. O zaman çok daha doğru şeyler olacaktır. Ben buna yürekten inanıyorum."
"BAŞIMIZI KALDIRMALIYIZ"
Kendisinin 1989 yılında milli takıma geldiğinde çok daha kötü durumda olunduğunu hatırlatan Fatih Terim, şöyle devam etti:
"Bu hep beraber olacak bir iş. Başımızı öne eğmenin gereği yoktur. Tam tersi, oyuncularım da dahil olmak üzere başımızı kaldırmalıyız. Utanacak bir şey yapmadık, sadece mağlup olduk. Kalbimize, beynimize, ruhumuza ve gerçeğe hitap eden çok güzel bir maç olduğunu söyleyip, ileride belki çok daha iyi anlayacağız Brezilya karşılaşmasını. Böyle olması için var gücümüzle çalışacağız, bundan emin olabilirsiniz. Ben de mağlubiyetten hiç hoşlanmıyorum. Ama esas mesele, galibiyetlerden ve mağlubiyetlerden çok daha farklı mana ifade eden Türk futbolu meselesi. Bu hoş olmayan ortamdan nasıl çıkarız? Seksen milyonluk bir ülkeyi futbolda tekrar nasıl ayağa kaldırırız? Konu bu olmalı."
Terim, dün izlediği Almanya maçında, devşirme oyuncu sayısının arttığını gördüğünü de dile getirerek, şöyle konuştu:
"Önceleri 5-6 tane olan devşirme oyuncu sayısının, 8-9'a vardığını görüyorum. Mesela bizde yok böyle bir şey. Cebelitarık'ı Ermenistan'ı, Portekiz'i izliyorum. Hepsinde yeni bir arayış var. Özellikle futbolda yeni yeni kalkınmaya çalışan ülkelerin hepsi, bir seviye daha iyi olmaya aday. Müthiş mücadeleleri var. Herkes yeni bir şey arıyor. Bir düşünce devrimi ile beraber devam ediyorlar. Kimse durmuyor. Bizim de durmadan çalışmamız ve uygulamamız lazım. Orada (Brezilya maçı) kalırsak, bizi bir yere götürmez. Ne 3-0 yendiğimiz bir maç Türk futbolunu kurtarır, ne de 4-0 yenildiğimiz bir maç Türk futbolunu batırır. Herkesin bir araya gelip katkı sağlaması lazım. Bu iş, taşın altına hep beraber elini sokan, Türk futboluna hizmet eden insanlarla olur."
DEVŞİRME OYUNCU KONUSU
Devşirme oyunculardan bahsetmesinin, kendilerinin de böyle bir düşünce içinde olmalarından mı kaynaklandığı şeklindeki bir soru üzerine ise Terim, şunları kaydetti:
"Açıkçası kurallarımızla bize uymuyor. Kanunlarımızda 5 sene gibi bir süre var. En sonunda bir de FIFA'nın koyduğu 5 sene süresi var. Zor oluyor. Ama biz diyoruz ki, böyle bir global dünyada bu çok tuhaf bir şey değil. Kendi oyuncularımıza da güveniyoruz, inanıyoruz. Onlardan daha çok ortaya çıkarmak mecburiyetinde olduğumuzu hissediyoruz, o yönde çalışıyoruz. Kendisini Türk hisseden herkes Türk'dür. Ama bu konuda şu anda herhangi bir yol almış durumda değiliz. Kurallar ve kaideler bizi biraz zorluyor."