24 Aralık 2025 Çarşamba / 5 Recep 1447

Zeki Çelik: Tek düşündüğüm şey Dünya Kupası'na katılmak

İtalyan ekibi Roma'da forma giyen milli futbolcu Zeki Çelik önemli açıklamalarda bulundu. 2026 FIFA Dünya Kupası hedeflerinden bahseden Zeki Çelik 'Romanya maçını kesinlikle kazanmamız ve Dünya Kupası hayaline bir adım daha yaklaşmamız gerekiyor.' ifadelerini kullandı. İşte detaylar...

AA24 Aralık 2025 Çarşamba 12:24 - Güncelleme:
Zeki Çelik: Tek düşündüğüm şey Dünya Kupası'na katılmak

İtalya'nın Roma takımında forma giyen milli futbolcu Zeki Çelik, play-off'ları geçerek 2026 FIFA Dünya Kupası'na katılacaklarına inandığını söyledi.

Anadolu Ajansının Türkiye'nin Ödeme Yöntemi TROY'un katkılarıyla hayata geçirdiği "2026 Dünya Kupası Yolunda Milli Gururlar" projesinin ikinci konuğu olan Zeki Çelik, İtalya'nın başkenti Roma'da AA muhabirine özel açıklamalarda bulundu.

24 yıllık Dünya Kupası hasretini sona erdirmek için mücadele veren A Milli Takım futbolcularını, Türk halkına daha yakından tanıtmak ve milli takım taraftar olgusunu güçlendirmek için gerçekleştirilen projede, milli oyuncuların Dünya Kupası hedefi, milli takımla ilgili düşünceleri, yaşadığı şehirlerdeki günlük yaşamları ve kulüp takımlarındaki durumları detaylı bir şekilde ele alınacak.

2026 FIFA Dünya Kupası'na katılmak için mart ayında tek maç eleme usulüne göre oynanacak play-off maçlarının zorlu geçeceğini ancak milli takım olarak buna hazır olduklarını belirten Zeki, "Romanya, son dönemlerde çıkış yakalayan bir rakip. Bizim için çok kritik bir maç. Romanya maçını kesinlikle kazanmamız ve Dünya Kupası hayaline bir adım daha yaklaşmamız gerekiyor. Ondan sonra Slovakya veya Kosova gelecek. O maçı da kazanacağımıza inanıyorum. Hedefimiz kesinlikle Dünya Kupası'na katılmak." dedi.

"LUCESCU, ÇOK KALİTELİ BİR HOCA VE ROMANYA'NIN BAŞINDA, DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKİYOR"

Ay-yıldızlı ekibin kadrosunda bulunduğu için gurur duyduğunu aktaran Zeki Çelik, A Milli Takım formasını giydiği ilk gün hakkında, "İlk milli takıma seçildiğim zaman ailem ve arkadaşlarımdan ne kadar mesaj aldığımı anlatamam. Sağ olsun şu an Romanya'nın hocası Lucescu, beni o zaman milli takıma çağırmıştı. İlk iki kampta oynatmadı ama sonra Rusya maçında son beş dakika oyuna aldı. Benim için unutulmaz bir andı. Çok heyecanlıydım. O maçlarda oynamak beni Avrupa'ya taşıdı. Lille transferimi daha da kolaylaştırdı. Lucescu, gerçekten çok kaliteli bir hoca ve Romanya'nın başında, dikkatli olmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Milli takım kamplarının çok neşeli geçtiğini dile getiren Zeki Çelik, "Milli takıma geldiğimde her zaman çok neşeli bir takım görüyorum. Yemeklerde ve sonrasında kimse doğrudan odasına gitmiyor, herkes birbiriyle muhabbette, birileri masa tenisi, birileri bilardo, birileri PlayStation oynuyor. Herkes birbiriyle iletişim halinde ve bu formanın değerinin farkında. Hem genç hem de enerjik bir takımımız var." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 24 yıllık Dünya Kupası hasretinin hatırlatılması üzerine 28 yaşındaki milli futbolcu, "Kesinlikle bu hasreti sona erdirmek istiyoruz. En son Dünya Kupası'na gittiğimizde 5-6 yaşındaydım ve hala o maçların özetlerini izlediğimde ne kadar güzel bir duygu olduğunu hissedebiliyorum. Ülkemiz için çok gurur verici bir olay. Bu takım, çok kaliteli bir takım ve oraya gitmeyi hak ediyor. Geçen sene hazırlık maçı oynamaya ABD'ye gitmiştik ve ortamı gördük. Keyifli bir ortam. Ben her zaman bir ülkede oynanması taraftarıyım ama tabii ki böyle karar verdiler. Diğer ülkeleri de Kanada'yı da Meksika'yı da hiç görmedim. Umarım görmek nasip olur." değerlendirmesinde bulundu.

"O zamanlar gerçekten çok küçüktüm. Sadece özetlerde izlediğim şeyleri hatırlıyorum. İlhan Mansız'ın Senegal'e attığı golü hatırlıyorum. Onun dışında çok hatırlayamıyorum. EURO 2008'i daha iyi hatırlıyorum." diyen Zeki, Dünya Kupası denilince aklına gelen şeylerle ilgili, "Aklıma ilk gelen Brezilya'nın Almanya'ya yenilmesi, 7-1'lik o maç. Brezilya için çok üzücü bir andı. Bir de Fransa'ya ilk gittiğimde Fransa Dünya Kupası'nı almıştı. Lille'e transfer olduğum ilk gün Fransa'nın maçı vardı. İkisi hep aklımdadır. Çocukluğumda hep Ronaldinho'yu izlerdim. Onun oyun tarzı çok hoşuma giderdi. Fenomen Ronaldo'yu çok izlerdim. Messi ve Ronaldo zaten tartışılmaz. Dünyanın en iyi futbolcuları." şeklinde konuştu.

"TURNUVALARDA HER ZAMAN İLK MAÇ ÇOK ÖNEMLİ"

Milli takımın puansız kapattığı 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan (EURO 2020) büyük dersler aldıklarının altını çizen ay-yıldızlı oyuncu, "Bir maçın ne kadar önemli olacağını o turnuvada gördük. İlk maçlar her zaman çok kritik, bunu anladık. 2020'de İtalya'ya karşı üzücü bir mağlubiyet aldık. Ondan sonra takımın gardı çok düştü ve bir daha da toparlayamadık. Ama 2024'e baktığımız zaman Gürcistan karşısında bir galibiyetle çok farklı bir hava yakaladık ve ondan sonrası geldi. Turnuvalarda her zaman ilk maç çok önemli, mağlup olmamak çok önemli ve galip gelmek takımı moral olarak çok yukarı taşıyor. Ve o gün kadrodan birçok oyuncu 2024'e de katıldı ve tecrübemizle takıma destek olduk ve fark oluşturduk diyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.

Zeki Çelik, "Gözlerini kapattığında EURO 2024 ile ilgili aklına ilk neler geliyor?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Aklıma ilk kamp yaptığımız yerdeki keyifli anlarımız geliyor. Hiç medyaya çıkmadı ama takımla karaoke yaptık, herkes şarkı söyledi. Bunlar çok keyifli anlardı. Maçlardan sonraki galibiyet sevinçlerimiz çok özeldi. Tabii ki benim için üzücü bir an da var. Hollanda maçında kaçırdığım golü unutamıyorum ama futbolda bazen böyle anlar olabiliyor. Semih Şentürk'ün Hırvatistan'a attığı golden sonra evde deliler gibi koşmuştum. Benim için de öyle bir an olabilirdi ama olmadı. Tabii ki üzücü bir an, hiçbir zaman unutamayacağım ama hayat devam ediyor. Almanya'da inanılmaz bir atmosfer vardı. Hem stada giderken hem maçtan sonra. Taraftar yürüyüşü ve diğer bütün videoları izliyordum. Ne kadar tutkulu ve keyifli bir turnuva olacağını o gün görmüştüm."

Milli futbolcu, "Karaokede sana hangi şarkı denk geldi?" sorusunu, "Kürt kökenli olduğum için benimle uğraşmayı da çok seviyorlar sağ olsunlar. Bana 'Şemmame'yi söylettiler. Ben de 'Tek başıma söylemem.' dedim. Muhammed Şengezer'le beraber söyledik. Videomuz da var, keyifli bir andı." şeklinde yanıtladı.

Zeki, 2026 FIFA Dünya Kupası Elemeleri'nde Konya'da İspanya'ya karşı farklı kaybedilen maç hakkında, "İspanya, çok kaliteli bir takım. Onlara karşı en az onlar kadar, hatta onlardan daha fazla koşman gerek. O gün bence bunu biraz eksik yaptık, sonrasında maçın analizini de yaptık ve hocamız hatalarımızı net bir şekilde gösterdi. O maça farklı şekilde odaklandık. Bazen duygularla çok motive olunca bildiğin şeyleri yapamıyorsun, ağır bir yenilgi oldu. Bazen böyle yenilgiler bizi daha ileri taşıyor. O maçtan sonra takım olarak daha dikkatli ve daha iyi oynuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRK MİLLİ TAKIMI FORMASINI GİYİYORSAN HİÇBİR ZAMAN UMUTSUZLUĞA YER YOKTUR"

Milli futbolcu, "İspanya'ya sahamızda 6 farklı yenildik, deplasmandaki maç öncesinde oyuncular arasında umutsuzluk var mıydı?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Milli takım formasını giymek her zaman çok özeldir. Hiçbir zaman umutsuzluğumuz olmadı. Çünkü oynayan, oynamayan herkes hazırdı. Birçok eksik oyuncumuz vardı ama diğer oyuncular da hazır olduğunu antrenmanlarda gösterdi. Hoca antrenmanda kadroyu açıkladığında, o gün İspanya'ya karşı iyi bir şeyler yapacağımızı anladım. Çünkü herkes çok hazır ve istekliydi, bu da Dünya Kupası için çok önemli. Çünkü sadece 11 futbolcuya ihtiyacımız yok, yeri geliyor 23 futbolcuyu da kullanıyorsun. Bu takım, bizim takım, bu kaliteye sahip diyebilirim. Tüm oyuncuların her zaman hazır olduğu bir takımımız var. Türk Milli Takımı formasını giyiyorsan hiçbir zaman umutsuzluğa yer yoktur."

Zeki Çelik, milli takımda yetenekli çok fazla oyuncu bulunduğunu ifade ederek, "Bunların en başında Arda ve Kenan geliyor. Bunlar bence rakibi direkt korkutuyor. Mütevazı bir takımız ve takım olarak oynuyoruz ama Arda ve Kenan fark oluşturuyor diyebilirim." dedi.

"MONTELLA, ÇOK SAKİN VE ADALETLİ BİR İNSAN"

A Milli Takım'ın İtalyan teknik direktörü Vincenzo Montella ile çok iyi bir uyum yakaladıklarının altını çizen Zeki, şu ifadeleri kullandı:

"Montella, çok sakin ve adaletli bir insan. Takımdaki herkes bunu görüyor, taktik disiplinini ve ne istediğini bize çok iyi yansıtıyor. Takımda herkes ne yapacağını bildiği için sahada kendini çok rahat hissediyor. Bu yüzden de başarı geliyor. Umarım uzun yıllar bizimle devam eder. Bazen maçlarıma geliyor. Maçlardan önce bana yazıyor veya sonrasında da tebrik mesajı yolluyor. İtalya'da evlerimiz de yakın. Genelde Türkiye'de olduğu için çok görüşemiyoruz ama her zaman iletişim halindeyiz. Tabii İtalyanca da konuşuyoruz. Onunla konuşurken çekiniyorum ama basit şeyleri konuşabiliyoruz. Eğer çok uzun bir konuşma olacaksa oyunla ilgili, tercümanla konuşmayı tercih ediyorum. Çünkü birbirimizi iyi anlamamız gerek ama onun dışında günlük hayatta rahat bir şekilde konuşabiliyoruz."

"ŞU AN TEK DÜŞÜNDÜĞÜM ŞEY DÜNYA KUPASI'NA KATILMAK"

Milli futbolcu, "Fransa'da şampiyonluk yaşadın. Roma ile zirve mücadelesi veriyorsun. Bundan sonraki hedeflerin neler?" sorusunu, "Hiçbir zaman çok ileriye bakmayı tercih etmiyorum. Her zaman önümdeki maçı oynayıp keyif almaya bakıyorum. Futbolda bir günde her şey değişebiliyor veya bir ay sonra bambaşka bir ortam oluşabiliyor. Şu anda futbol oynamaktan ve her gün antrenmana gitmekten keyif alıyorum. Benim için önemli olan bu. Hedefler her zaman yukarı çıkmaktır. Benim de hedefim her zaman daha iyi oynayıp yukarılara çıkmak. Hedeflerime adım adım gidiyorum ama şu an tek düşündüğüm şey Dünya Kupası'na katılmak." şeklinde cevapladı.

Bursaspor altyapısında yetişen ve Bursa'da A Milli Takım forması ile sahaya çıkan Zeki, "Bursaspor altyapısında 8 sene oynadım ve Bursaspor'dan ayrılışım beni biraz üzmüştü. Çünkü Bursaspor altyapısında oynayan her çocuğun hayali A takımda forma giymektir ve stat da yeni yapılıyordu. O zamanlar forma şansı bulamadım, başka takımlara gittim ve çok üzülmüştüm. Stadın yanından metro geçer, ben de o zamanlar antrenmana giderken metronun içinde 'Bir gün burada oynayacağım.' demiştim, o da milli takımla nasip oldu. Bir önceki Hırvatistan maçında, son olarak Bulgaristan'a karşı Bursa'da oynadım. Sağ olsunlar taraftarlar da beni tribüne çağırdı ve Bursa'nın evladısın diye de destek gösterdi. Benim için çok özel bir andı." ifadelerini kullandı.

Zeki Çelik, oynamak istediği statlarla ilgili bir soruya, "İspanya Ligi'ni çocukluğumdan bu yana çok takip ederdim. Fransa'da, İtalya'da oynadım ama İspanya'da oynayamadım. İngiltere'de Chelsea'nin stadında maça çıktım. Manchester United, Liverpool, Real Madrid ve Barcelona'nın statlarında maça çıkmayı her zaman isterim." yanıtını verdi.

Milli futbolcu, gençken mevkisinde örnek aldığı oyuncuları ise "Gençken birçok futbolcu izledim, oyun tarzlarını analiz ettim. Dani Alves, Philipp Lahm, Kyle Walker gibi birçok oyuncuyu izleyip kendime idol aldığım oldu." şeklinde açıkladı.

"ROMA'DA OYNADIĞIM İÇİN ÇOK GURURLUYUM"

Zeki Çelik, futbol hayatına başlangıcını ise şöyle anlattı:

"Çocukluğumda hep sokakta futbol oynardım. Ailem de futbol izlemeyi ve oynamayı sever. Geniş bir aileye sahibim, sekiz ağabeyim var. Hepsiyle de futbol oynadık. Okula giderken mahalle takımından hocalarımız geldi. 'Futbol okuluna katılmak ister misin?' dedi. Aileme söyledim ve oraya gittim. İlk günümde sağ olsun annem yanımdaydı. Futbola Yavuz Selimspor'da başladım, 2 sene oynadıktan sonra Bursaspor beni transfer etti. Bursaspor altyapısında yaklaşık 8 sene oynadım. Bence Türkiye'nin en kaliteli altyapılarından biri, orada altyapı eğitimi gördüğüm için çok şanslıyım. Sonrasında kariyerim şekillenmeye başladı. Oradan Bursa Nilüferspor, İstanbulspor derken Lille ve Roma'ya kadar yükseldim. O zamanlar hep Süper Lig'de Bursaspor'da oynamayı hayal ediyordum, buralara kadar geleceğimi gerçekten de düşünmüyordum. Ama Lille'e adım attıktan sonra hedeflerim çok büyüdü. Roma, dünyanın en iyi ve kaliteli takımlarından biri. Roma'da oynadığım için çok gururluyum."

İstanbulspor'un gelişiminde önemli rol oynadığını aktaran Zeki, "İstanbulspor'da profesyonel hayattaki zorlukları görmeye başladım. 2. Lig'de şampiyon olduk. Benim için o dönemde İstanbulspor'da oynamak bir ayrıcalıktı. Ayrıca Yalçın Koşukavak bana çok şey kattı. 1. Lig'de oynadım, kariyerimde en geliştiğim dönemler olabilir. Çünkü uzaktan gollerim ve asistlerimle Avrupa'daki takımların odağı haline geldim." ifadelerini kullandı.

Zeki, 1. Lig ekibi İstanbulspor'dan Fransız ekibi Lille'e transfer süreci hakkında ise şunları söyledi:

"21 yaş altında Belçika'ya karşı oynarken Lille'nin scoutları başka bir oyuncu izlemeye geliyor. Ben o maçta sağ bek başladım, arkadaşımız kırmızı kart görünce sol beke geçtim. İki tarafta da iyi oynayınca 'Bu kim? Bir izleyelim.' diyorlar. Sonrasında Fenerbahçe ile Türkiye Kupası'nda eşleştik, o maça geldiler. O maçta beşlinin sağında oynuyorum. Ama onlar beni dörtlüde veya üçlüde görmek istiyorlar, Yalçın hoca 'Bir dahaki maçımıza Adana'ya gelin, o maçta Zeki'yi başka bölgede oynatacağım.' diyor. Luis Campos sağ olsun benim için Adana'ya kadar geldi, istediğini belli etti. Maçtan sonra beni İstanbul'a çağırdı. O zaman Luis Campos'u tanımıyordum, hatta gitmek istemedim ama o gün bana çok ısrar etti. Kim olduğunu araştırdım, sonra gitmeye karar verdim. O gün planlarını anlattı. Lille ligde zor durumdaydı, 'Bu sene ligde kalırsak kesinlikle seni alacağız, bize gelmek ister misin?' dedi. Ben de 'Ligde kalırsanız tabii ki seneye oynamak isterim.' dedim. Sezon sonunda çok ısrarlı bir şekilde beni istedi ve Lille'e gittim. Lille'e gitmem benim için Avrupa'ya açılan bir adımdı ve çok şey öğrendim ve şampiyonluk da yaşadım. Lille, kariyerimin en kritik dönemlerinden biriydi."

"PSG'NİN ÖNÜNDE ŞAMPİYON OLMAK KOLAY BİR ŞEY DEĞİL"

Bir sezon önce düşme korkusu yaşayan Lille'deki ilk sezonunda takım olarak büyük bir çıkış yaptıklarını anlatan Zeki Çelik, şunları kaydetti:

"Sezona çok hızlı bir giriş yaptık. Galibiyetlerle herkesin gözünü korkuttuk ve o sene ikinci olarak Şampiyonlar Ligi'ne katıldık. Çok kaliteli bir takımımız vardı. İleride Nicolas Pepe, Loic Remy, Ikone, Bamba, Leao, defansta da Fonte vardı. Çok iyi bir başarı yakaladık. Sonraki sezon dördüncü olduk, ardından Yusuf geldi, Burak Yılmaz da aramıza katıldı. Burak Yılmaz'la beraber şampiyon olduk. Sağ olsun çok büyük katkısı oldu, kritik maçlarda önemli goller attı. Yusuf da çok başarılı bir sezon geçirdi. Benim de kritik maçlarda gollerim oldu ve şampiyon olduk. Bizim için unutulmaz bir şey. Ne zaman Lille'e gitsem, eski hocalarımla karşılaşsam, bir efsaneyiz diye birbirimize hatırlatıyoruz. Çünkü PSG'nin önünde şampiyon olmak kolay bir şey değil. Çok kaliteli oyuncuları vardı, Neymar, Di Maria, Mbappe, Cavani, Parades... Onların önünde şampiyon olduk. Unutulmaz bir şey."

"MOURİNHO BENİ ÇOK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ VE ROMA'YA GELDİM"

Roma'ya transferinde Portekizli teknik direktör Jose Mourinho'nun büyük etkisinin olduğunu belirten Zeki, şöyle konuştu:

"Şampiyon olduktan sonra da Lille'de bir sene oynadım. Öncesinde de Roma istiyordu ama bir türlü transferim gerçekleşmedi. Sezon bitince Mourinho beni çok istediğini söyledi, iletişime geçtik ve Roma'ya geldim. Roma'da çok hoca değişti, çünkü başarı isteyen bir kulüp. Bazı başarısızlıklar oldu. Aslında Mourinho ile UEFA finalini kazanabilirdik. Orada hakemin bizim penaltımızı vermemesi gibi şanssızlıklar yaşadık. Gerçekten çok kaliteli isimlerle çalıştım. Mourinho, De Rossi, Juric, Ranieri, şimdi Gasperini, hepsi çok büyük hoca. Hepsinden çok şey öğrendim. Bu sene de iyi bir gidişatımız var, iyi bir başarı istiyoruz."

"ÇALIŞINCA ALLAH HER ZAMAN YARDIM EDER DİYE DÜŞÜNÜYORUM"

Zeki Çelik, "Gittiğin her takımda istikrarınla dikkati çekiyorsun. Bu başarını sağlayan unsurlar neler?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Futbolla yatıp futbolla kalkmak sözünü uygulamaya çalışıyorum. Antrenmanda yüzde yüz çalışıyorum. Oynamadığım, üzüldüğüm zamanlar da oluyor ama her zaman o antrenmana çıktığımda elimden geleni yapıyorum, gerisini hocaya bırakıyorum. Sakatlanmamaya dikkat etmem gerek. Uykum, yemek düzenim, yağ oranı, kilo, bunlar Avrupa'da çok önemli. Bunlara her zaman oynasam da oynamasam da dikkat etmem gerekiyor. Bunlara dikkat edince, antrenmanda da yüzde yüzünü verince sana o forma geliyor. Ben de bunu yapıyorum. Her maçta en iyisini yapmaya çalışıyorum. Kötü veya iyi performans olabilir, bunları geride bırakıyorum. Onlarla yaşayıp devam edemezsin. İyi oynadığında iyi, kötü oynadığın maçtaki kötü şeyleri alacaksın. Kötü oynadığında çok dikkatli izleyip analiz yapman gerek. Bütün maçlarımı analiz ederim, iyi oynasam da kötü oynasam da o maçı geride bırakıp bir sonraki maça hemen odaklanmaya çalışırım. Bir futbolcu için bu çok önemli. Her maç benim için özel. Her maçı oynamak istiyorum. Geriye dönüp baktığımda hiçbir zaman pes edecek noktaya gelmedim. Çocukluğumdan beri her antrenmana katıldım ve sabah-akşam ekstra antrenman yaptım. Hep çalıştığım için şans bulacağımı hissettim ve bulduğum şansları da iyi değerlendirdim. Bu işin özü çalışmak. Çalışınca Allah her zaman yardım eder diye düşünüyorum."

İTALYA'DA TÜRKLERİN ŞAMPİYONLUK MÜCADELESİ

Zeki Çelik, İtalya Ligi'nde 4. sırada yer alan Roma'nın şampiyonluk şansı hakkında ise "Roma ile şampiyonluk yaşamak çok güzel olur ama İtalya Ligi çok sert ve kaliteli takımların olduğu bir lig. Konuşmak için erken ama öyle bir şey olursa dünyanın en mutlu insanı olurum." dedi.

Milli futbolcu, "İtalya'da zirve için Türk rekabeti de var. Sen Roma, Hakan Çalhanoğlu Inter ve Kenan Yıldız da Juventus ile zirvede yer almak için mücadele veriyor. Bu rekabet hakkındaki düşüncelerin neler?" sorusunu, "Bu sene şampiyonluk yarışına katıldığımız için Hakan Çalhanoğlu sağ olsun hep milli takımda şakalar yapar, 'Bizim önümüze mi geçeceksiniz, şampiyon mu olacaksınız?' diye. Ben de diyorum, biz maç maç bakıyoruz, tabii Inter çok kuvvetli bir takım, şampiyonlukları var. Biz her zaman maç maç bakıyoruz. Lille ile şampiyon olduğumuzda da öyleydi. Şu an konuşmak için gerçekten erken. Ne kadar çok galibiyet alırsak o kadar şampiyonluğu düşünebiliriz. Tabii ki Kenan'la, Hakan ağabeyle çok güzel sohbetlerimiz oluyor. İkisi de çok kaliteli oyuncular. Takımlarında çok başarılılar. Gerçekten ikisini de hayranlıkla izliyorum." şeklinde yanıtladı.

"GASPERİ'NİNİN ANTRENMAN SİSTEMİ ÇOK ETKİLİ. İLK 10 GÜN YÜRÜMEKTE ZORLANIYORDUM"

Zeki, Roma'nın deneyimli teknik direktörü Gian Piero Gasperini'den övgüyle söz ederek, "Gasperi'ninin antrenman sistemi çok etkili. Sezon başı, ilk 10 gün antrenman sonrasında gerçekten yürümekte zorlanıyordum. Gece yatarken o yorgunluğu hissediyordum. Bunun yanında futbol aklı çok üst düzey, çok detaycı ve başarılı olmasının nedeni bence bunlar diyebilirim." dedi.

Roma taraftarının çok tutkulu olduğunu dile getiren milli futbolcu, "Roma, Avrupa'da gördüğüm en iyi taraftara sahip. Her maça 60 bin seyirci geliyor. Nereye gidersek gidelim desteklerini gösterirler. Çok büyük oyuncuların oynadığı bir kulüpteyim ve bu kulüpte oynadığım için gerçekten çok gururluyum. Eşsiz bir taraftara sahibiz. Roma taraftarı gerçekten çok tutkulu. Taraftarımızla aram çok iyi. Ne zaman şehre gitsem imza alırlar, fotoğraf çektirirler, hep rahat bırakırlar, hiçbir zaman kişisel alanıma girmezler. Bu biz futbolcular için çok önemli. Onları çok seviyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"CAFU'NUN LAKABI 'IL PENDOLİNO'YMUŞ, ŞU AN BANA DA ÖYLE DİYORLAR"

Zeki, Roma taraftarının kendisini, Brezilyalı efsane futbolcu Cafu ile özdeşleştirip "Yeni Cafu" benzetmeleri hakkında ise "Cafu, Roma'da çok önemli bir performans sergiledi. Ben de iyi oynadığım için beni onunla eşleştiriyorlar. Onunla eşleştirilmek benim için çok önemli. Cafu'nun lakabı 'IL Pendolino'ymuş, şu an bana da öyle diyorlar. Bu da tren anlamına geliyormuş, yani tren gibi gidip gelen bir futbolcu lakabı buldular bana. Bu da hoşuma gidiyor. Ben Cafu'yu çok izleme şansı bulamadım, çünkü o zamanlar 5-6 yaşındaydım ama herkes çok kaliteli bir futbolcu diye anlatır." ifadelerini kullandı.

Milli futbolcu, İtalya'da derbilerdeki atmosferlerin çok ateşli olduğunu aktararak, "Her zaman derbiler çok özel. Ne zaman derbilerde oynasak baskıyı hissediyorsun ama evimizde derbiler çok daha özel, çok keyif aldım. Onun dışında UEFA maçları, çeyrek final, yarı final ve final maçları çok özeldi. Bu maçlar benim için unutulmaz. Evimizdeki maçlarda kale arkasındaki dev bayraklar gözüme çarpıyor ve bugün iyi oynamam gerek, onlar için bir şeyler yapmam gerek diye düşünüyorum. Gerçekten her maça yüzde yüz destekleriyle geliyorlar ve futbolcular için bu çok özel. Türkiye'de Süper Lig'de oynamadığım için derbiyi yaşayamadım ama Roma-Lazio derbisi denildiği kadar büyük bir derbi. Sahada her an özel hissediyorsun ve kazanınca şehir havalara uçuyor. Gerçekten çok özel bir an." şeklinde konuştu.

"DÜNYANIN EN SERT LİGİNDE OYNAMAK BENİM İÇİN İYİ BİR MEYDAN OKUMA"

Zeki Çelik, "Sertliği ve savunmasıyla ünlü İtalya Ligi'nde bir Türk savunmacı olarak yer almak nasıl bir duygu?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"İtalya, dünyanın en kaliteli liglerinden biri ve savunmaya, taktik anlayışa çok önem veriliyor. Sağ olsun Yalçın hoca bana İstanbulspor dönemimde savunmanın bütün bölgelerinde oynamayı öğretti ama İtalya'ya gelince tabii ki zorluklar yaşadım. Çünkü çok detaycı ve taktiksel bir lig, burada başarılı olduğum için tabii ki mutluyum. Her zaman her hocadan yeni bir şey öğreniyorum. Şu anda Gasperini'den çok şey öğreniyorum. Her hocanın farklı metotları var ve bunlar beni geliştirdi. Her maça çıkarken o sertliği görüyorsun ve karşında çok kaliteli oyuncular var. Defans oyuncusu olduğun için çok dikkatli olman ve takımına katkı sağlaman gerek. Bir Türk oyuncusu olarak dünyanın en sert liginde oynamak benim için tabii ki iyi bir meydan okuma."

"DYBALA BU ZAMANA KADAR OYNADIĞIM EN İYİ OYUNCU"

Zeki, Roma'da en iyi anlaştığı isimlerin sorulması üzerine, "En iyi anlaştığım isim Artem Dovbyk. Bütün gün beraberiz. Onun dışında bütün takım arkadaşlarımla aram çok iyi. İtalyanlarla İtalyanca, İngilizce konuşanlarla İngilizce konuşuyorum. Yemekte Paulo Dybala, Hermoso, Svilar, Angelino. İspanyolca konuşuyorlar ama İtalyanca da İngilizce de var hepsinde. Bunlarla güzel bir arkadaşlığımız var diyebilirim. Dybala gerçekten ilk günden beri beni hep şaşırtıyor çünkü çok özel bir oyuncu. Antrenmanda, maçta her zaman kalitesini hissediyorsun. Dybala bu zamana kadar oynadığım en iyi oyuncu diyebilirim." ifadelerini kullandı.

Milli futbolcu, "Lille'de şampiyonluk yaşadın, Roma'da birçok hoca değişti ama yerin değişmedi. Bu başarılarına rağmen zaman zaman haksız eleştiriler aldığını düşünüyor musun?" sorusunu, "Tabii ki eleştiriler her zaman olacaktır. Ben eleştirilerin iyi niyetli mi kötü niyetli mi olduğuna bakıyorum. Eğer iyi niyetliyse dikkat etmeye çalışıyorum ama kötü niyetliyse hiç umursamıyorum. O gün sahada ne yaptım, takıma yardımcı olabildim mi, galibiyet aldık mı? Benim için önemli olan bunlar. Yoksa eleştiriler her zaman olacaktır. Ne yaparsan yap. Eleştiriler hiç bitmez. Dünyanın en iyi futbolcuları bile eleştiriliyor." şeklinde yanıtladı.

Romalı futbolcu, "Kariyerinde seni en çok zorlayan savunma oyuncuları kimlerdi?" sorusuna ise "İlk aklıma gelen Neymar. Çünkü Lille'de ilk oynadığım sezon karşımda oynuyordu ve gerçekten zorlanmıştım. Onun dışında Mbappe ve Leao, bunlar en zorlayan oyunculardı diyebilirim. Messi ve Ronaldo ile de karşılıklı oynadım. Messi karşımda oynamadı ama sadece bir pozisyon karşıma geldi ve onun o an ne kadar tehlikeli olduğunu hissettim ama bana çalım atmadı, yanına pas attı ve o an gerçekten mutlu oldum. Çünkü Messi her an her şeyi yapabilecek, gerçekten çok özel bir oyuncu." yanıtını verdi.

Zeki Çelik, kariyerinde unutamadığı maçlar hakkında, "Lille'de ilk oynadığım maçı unutamıyorum. Çünkü Avrupa'daki ilk maçımdı, orada asist yaptım. Sonrasında şampiyon olduğumuz maç diyebilirim, Angers'ye karşı deplasmandaydı. İlk Şampiyonlar Ligi maçım Ajax'a karşı. Roma'yla burada ilk maçımı Monza'ya karşı oynadığım. UEFA finalini her ne kadar kaybetsek de benim için çok özel bir maçtı. Derbiler her zaman çok özeldi. Bunlar hep özel maçlar. En üzüldüğüm maç, UEFA finalini kaybettiğimiz maç olabilir. O anı çok iyi hatırlıyorum. Gerçekten hayal kırıklığına uğramıştım. Onun dışında milli takımda Hollanda maçına gerçekten çok üzüldüm. Bu iki maç, hayatımda en üzüldüğüm maçlar diyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.

Zeki, Roma'da sezon sonunda sözleşmesinin biteceğinin ve hakkında transfer haberlerinin çıkmasının hatırlatılması üzerine, "Tabii ki Roma'da oynadığım için çok mutluyum. Bu sezon iyi bir performans sergiliyorum. Diğer takımların ilgisi gerçekten beni mutlu ediyor ve beni daha çok iştahlandırıyor. Çünkü her maç daha iyi oynamak istiyorum . Tabii ki bu konular zamanı geldiğinde konuşulur. Şu anda tek hedefim her maç sahada olup iyi performans sergilemek, takıma katkıda bulunmak ve galip gelmek. Benim için şu anda en önemli konu bu. Bu sezon Roma'da bir hedefe odaklandık ve şu anda sadece bunu düşünüyorum." açıklamasında bulundu.

Milli futbolcu, "Saha içindeki Zeki ile saha dışındaki Zeki farklı mı?" sorusuna, "Aslında biraz farklı çünkü günlük hayatta çok sakin bir insanım ama sahada biraz daha hırçınım. Rakibime o sertliği her zaman hissettiririm, bunun dışında yine sahada sakin kalırım. Gol sevinçlerinde de dikkat ederseniz çok sevinmem. Her zaman sakinliği koruyan bir insanım. Çocukluğumdan beri böyle büyüdüm ve bu halimden de mutluyum. Beni tanımlayan 3 kelime, sakin, analizci ve pozitif diyebilirim." cevabını verdi.

GENİŞ BİR AİLESİ OLDUĞUNU BELİRTEN ZEKİ, ŞUNLARI KAYDETTİ:

"1993 yılında babam Muş'tan Bursa'ya göçmeye karar veriyor ve ben de 1997 yılında dünyaya geliyorum. Kalabalık bir ailemiz var, 9 kardeşiz. Ama hiçbir zaman evde 9 kişi olmadık. Sürekli birileri ya askerde oldu ya da okumaya gitti. Çocukluğuma döndüğümde her zaman mutlu bir ailem vardı. Gerçekten mutlu bir çocukluk tablosu görüyorum. Onlar da futbol oynamayı, futbol izlemeyi çok seviyorlar ama o günkü hayat şartlarında onlara futbol oynamak nasip olmadı, bana oldu. En küçük çocuk olduğum için beni biraz rahat bıraktılar. Aslında onlar gitmemi istemiyordu ama ben her gün antrenmanlara gittim. Futbolcu olmayı kafaya koydum ve böyle oldu. Her zaman bana desteklerini gösterdiler. Lille'e de Roma'ya da her zaman gelirler. Maçlarımı seyrederler. Altyapıdaki maçlarımı da her zaman seyrettiler. Benim için ailem çok özel."

Zeki, "9 erkek çocuğun en küçüğü olmak zor muydu?" sorusunu, "Tabii ki zordu. Çocukken her zaman ağabeylerim beni ekmek almaya gönderirdi, onlar hep zoruma giderdi açıkçası. Ama tabii ki güzel zamanlardı. Yani her anından mutluyum." şeklinde yanıtladı.

"O ZAMANLAR DURUMUMUZ İYİ DEĞİLDİ, MUHAMMED SAĞ OLSUN BANA KRAMPONUNU VERMİŞTİ"

Zeki Çelik, Roma'da ziyaretine gelen kaleci Muhammed Şengezer ile 10 yaşından bu yana arkadaş olduklarını belirterek, şu anıyı paylaştı:

"10 yaşında Bursaspor altyapısında tanıştık. İlk hatırladığım anı, o zamanlar durumumuz iyi değildi ve sağ olsun bana kramponunu vermişti, onu unutamıyorum. Çünkü o yaşta onun da muhtemelen iki tane kramponu vardı ve birisini bana verdi. Benim için bu çok özel, hiçbir zaman unutamayacağım bir anı. Sonrasında yakın arkadaş olmaya başladık ve hatırlıyorum Bursaspor'la Samsun'a otobüs yolculukları vardı. 13-14 saat sürüyordu, yan yana oturuyorduk. Bir kulaklık bende, bir kulaklık onda. Kablolu kulaklıklarımızla beraber şarkılar dinleyerek, ben Sagopa Kajmer dinlerdim, o hiç sevmezdi ama şimdi çok alıştı. Hala da dinleriz. Ne zaman buluşsak, arabayla seyahat etsek, bunlar güzel anlar. Şu an o da ben de milli takımdayız. Roma'da ziyaretime geldi. Sağ olsun her zaman desteğini gösteriyor. Ben de İstanbul'a gittiğimde her zaman ziyaret etmeye çalışıyorum. Sagopa Kajmer'den Ahmak Islatan şarkısını çok dinleriz."

Zeki, Roma'da yaşamayı çok sevdiğini belirterek, "Roma'da yaşamak çok güzel. Şehre gittiğinde her zaman o tarihi güzelliği görebiliyorsun. Ve ne zaman şehre gitsem keyif alıyorum. Gündüzü, gecesi her zaman çok güzel. Roma'da yaşamayı çok seviyorum. Hatta şu an şöyle düşünüyorum, ileride belki Roma'da bile yaşayabilirim. Roma'da favori yapım Collesium diyebilirim. İçini de gezdim ve tarihi de okuduk, o zamanki olaylar tabii ki vahşice ama gerçekten o zamanki tarih böyleymiş. Collesium beni çok etkiledi. Roma'ya gelenlerin Vatikan'ı gezmeleri, Collesium'u görmeleri, merkezi yürüyerek gezmeleri gerekiyor bence. Ve gelmeden önce biraz tarihi okusalar Roma'dan daha da keyif alacaklarını düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Zeki Çelik, "İtalyan mutfağı mı, Türk mutfağı mı? Tercihin hangisi?" sorusuna, "Kesinlikle Türk mutfağı derim ama İtalyanların gerçekten makarnası ve pizzası bizden daha iyi, bu bir gerçek ama diğer et ürünleri bizde... Ben daha çok et ürünleri yemeyi seviyorum. Doğulu bir aileden geldiğim için yemeklerimizde hep et ürünleri olur. Benim için Türk mutfağı bir numara." yanıtını verdi.

İtalyancasıyla günlük işlerini çözebildiğini belirten Zeki, "İtalyancayı çok iyi bilmiyorum açıkçası ama seviyem fena değil. Fransa'da 4 sene oynadım, Latin dilleri birbirine yakın. Fransızcadan dolayı öğrenmem biraz daha çabuk oldu. Çok zorlanmadım diyebilirim. Biraz daha çabuk öğrendim Fransızca desteğiyle. En basit olarak, come stai, bonjorno. Basit kelimeler ama bunları günlük hayatta çok kullanıyoruz." şeklinde konuştu.

ÖNERİLEN VİDEO

Zeytinburnu'nda sokak ortasında otomobili kurşunladı

Kapat
Video yükleniyor...