İkinci Dünya Savaşı’na yaklaşıldığı dönemde Japonya, en az Avrupa ve ABD kadar dünya ekonomisinde söz sahibi olmak istiyordu
Japonya’nın hedefi dünyanın önemli topraklarını ve doğal kaynakları ele geçirmek, dünyanın yeni süper gücü olmaktı
Japon güçleri, bu amaçla çıktığı yolda 19. yüzyılın sonlarına doğru Çin ile büyük bir mücadele sürdürdü ve 20. yüzyılın başında ise kendisini, Rusya ile büyük bir savaşın ortasında buldu
Bu tarihten 1930’lara kadar ise Japonya, askeri anlamda büyük bir güç ve donanıma sahip oldu
Agresif tutumları nedeniyle Milletler Cemiyeti tarafından uyarı alan Japonya, Cemiyet’ten ayrıldığını açıkladı
Ardından Japonya, Hitler Almanya’sı ve Mussolini İtalya’sı ile anlaşma imzalayarak Mihver Devletleri kurdu
Bunun üzerine ABD, vakit geçirmeden Japonya’ya akaryakıt ambargosu uyguladı ve Panama Kanalı’nı Japon gemilerine kapattı
Japonya derhal Hawaii’de ABD donanmasına gerçekleştireceği saldırının hazırlıklarına başladı
7 Aralık 1941'de ABD büyük bir Japon bombardımanı ile karşı karşıya kaldı
Japon güçleri, Hawaii adalarında konuşlanan Pasifik ve Pearl Harbor askeri birliklerine pusu kurmuşlardı
Saldırı 90 dakika sürdü
Pearl Harbor Saldırısı, 12 adet Amerikan savaş gemisini ciddi şekilde hasara uğrattı
188 savaş uçağını imha etti
1178 kişinin yaralanmasına ve 2403 Amerikan askeri ile 68 sivilin ölümüne neden oldu
Bu olayın sonucunda ABD, Japonya’ya savaş ilan etti ve II. Dünya Savaşı’na resmen dahil oldu
ABD, bu olayın intikamını insanlık dışı bir şekilde aldı
6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya, 3 gün sonra ise Nagazaki’ye attığı atom bombalarıyla yüz binlerce kişinin hayatını yitirmesine sebep oldu ve izlerini günümüze kadar taşıyan radyoaktif etkiler bıraktı