24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi´nin kabulü

10 Aralık 1948 tarihinde II. Dünya Savaşı´ndan sonra uygarlıkların sonu olabilecek savaşları önleyebileceği düşüncesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edildi

star.com.tr / NESLİ ÖZKAY11 Ocak 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
1215 yılında İngiltere Kralı'na kabul ettirilen bildiri olan Magna Carta, insan hakları kavramının ilk belgesi sayıldı
 
İnsan hakları konusunda yayımlanan bir diğer önemli bildiri ise, Amerika'da yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi'ydi
 
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar, 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi'nden sonra yayımlanan "İnsan Hakları Bildirisi"nde gerçek yerini aldı
 
II. Dünya Savaşı'ndan sonra devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşti
 
Bunun bir nedeni de uygarlıkların sonu olabilecek savaşları da önleyebileceği düşüncesiydi
 
Bildiri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunca Haziran 1948'de hazırlandı
 
10 Aralık 1948'de Genel Kurulun Paris'te yapılan oturumunda bildiri Türkiye'nin de kabul oyu vermesiyle kabul edildi
 
Bu bildiriyle ekonomik, toplumsal, kültürel haklar da genel tanımlarla belirli hale geldi
 
İlk grup haklar arasında, yaşama, özgürlük ve kişi güvenliği gibi haklarla birlikte, keyfi tutuklama, hapis ve sürgünden korunma, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde adil ve kamuya açık olarak yargılanma hakkı ile düşünce, vicdan, din, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri bulunur
 
Sosyal güvenlik, çalışma, eğitim, toplumun kültürel yaşamına katılma haklarıyla bilimsel ilerlemenin ürünlerinden yararlanma hakkı ise, bildiriyle getirilen yeniliklerdendir
 
Tarihte bugün 1948 yılında II. Dünya Savaşı'ndan sonra uygarlıkların sonu olabilecek savaşları önleyebileceği düşüncesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edildi
 
1215 yılında İngiltere Kralı'na kabul ettirilen bildiri olan Magna Carta, insan hakları kavramının ilk belgesi sayıldı
 
İnsan hakları konusunda yayımlanan bir diğer önemli bildiri ise, Amerika'da yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi'ydi
 
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar, 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi'nden sonra yayımlanan "İnsan Hakları Bildirisi"nde gerçek yerini aldı
 
II. Dünya Savaşı'ndan sonra devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşti
 
Bunun bir nedeni de uygarlıkların sonu olabilecek savaşları da önleyebileceği düşüncesiydi
 
Bildiri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunca Haziran 1948'de hazırlandı
 
10 Aralık 1948'de Genel Kurulun Paris'te yapılan oturumunda bildiri Türkiye'nin de kabul oyu vermesiyle kabul edildi
 
Bu bildiriyle ekonomik, toplumsal, kültürel haklar da genel tanımlarla belirli hale geldi
 
İlk grup haklar arasında, yaşama, özgürlük ve kişi güvenliği gibi haklarla birlikte, keyfi tutuklama, hapis ve sürgünden korunma, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde adil ve kamuya açık olarak yargılanma hakkı ile düşünce, vicdan, din, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri bulunur
 
Sosyal güvenlik, çalışma, eğitim, toplumun kültürel yaşamına katılma haklarıyla bilimsel ilerlemenin ürünlerinden yararlanma hakkı ise, bildiriyle getirilen yeniliklerdendir