Abdullah Ağar'dan 'uzay' çıkışı: Türkiye'nin parsellenmeye engel olması lazım

Türkiye savunma sanayiinde attığı dev adımlarla yerlilik oranını yüzde 80'lere çıkarırken uzay çalışmaları da sürüyor. Son 1 hafta çok önemli gelişmeler yaşandı. TUSAŞ'ın insansız jet motorlu savaş uçağı ANKA-3 MİUS gelirken Kızılelma gökyüzü ile buluştu. İlk havadan karaya süpersonik füze Akıncı TİHA'dan ateşlendi. TEİ'nin ürettiği "TEİ-TF10000 turbofan motoru" görücüye çıktı.

Peki Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı neleri değiştirecek? Yeni tanıtılan motor ne anlama geliyor?

Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar tüm bu cevapları A Haber canlı yayınında verdi.

Ağar'ın açıklamaları şöyle:

Yapılan tüm bu işler çok büyük bir fedakarlığa karşılık geliyor. Aynı zaman çok büyük bir ders. NATO üyesi bir ülkesiniz ama içten vuruldunuz. NATO içindeki müttefiklerimiz size ihanet etti. Bunu YPG/PKK ve FETÖ ile yaptılar. Yalnızlaştırma, ötekileştirme ve bağımlılıklarınızın birer silah olarak size karşı kullanılmasıyla ve buralardan çıkarılan derslerle karşı karşıya kalınan derslerle buraya geldik. Çünkü bir hava savunma ve hava taarruz sistemleriyle ilgili eriştiğimiz seviyeden bahsediyoruz.

Bu sistemler biz de yoktu, istedik onlardan ve bize vermediler. Verdiler ama 40 dereden 40 su getirdiler. Sınırlarımızda yangın var. Sürekli olarak atış yapıyorlar ve aklımıza şu geliyor; biz hava savunma sistemsiz ne yaparız? İstiyoruz vermiyorlar, getiriyorlar ama her türlü yokuş yapıyorlar aynı zaman sorun çıkartıyorlar. Sonrasında alıp toparlayıp gidiyorlar.

ABD'den Patroit almak istedik vermediler, Çin'den almak istedik engel oldular. Sonra bir şekilde Ruslardan alabildik. Ülkemizi savunmak için buna ihtiyacımız vardı. Ülkemizin topraklarını hava sahası üzerinden gelecek tehditlere karşı savunmayla ilgili elimizde en ufak bir silah yok. İşte tam o noktadan başlayıp bugün buralara geldik. Hava savunma ve hava taarruz sistemleri ile birlikte kendimizin modern savaşlara dahil İHA'lar, SİHA'lar, insansız savaş uçakları ve savaş uçağı yaptık. Bunlar olarak sembolize ediyoruz.

Bunlar içinde aynı zaman bahsettiğimiz motor teknolojileri, füze teknolojileri, isabet sistemleri yaptık ve aynı zaman bunları ortaya koyacağı bir kudret de var tabi. Bunların hepsi kendi başlarına bambaşka teknolojiler.

Diğer taraftan ise Türkiye'nin uzaya çıkma mücadelesi var. Peki Türkiye uzaya neden çıkmak istiyor ya da Ay'a neden gitmek istiyor? Bu bir ispattır. Motor noktasında çok iyi bir noktaya geldik. Özellikle hibrit konusunda iyiyiz. İşte bunları göstermemiz lazım. Bunu ispat etmemiz gerekiyor. Uzay çıkış Ay'a gidiş bence en çok bunun için gerekli. Uzay üzerinden jeopolitik bir kavga var. Bunlarla ilgili de Türkiye'nin bir yer edinmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye bir umut. Uzayın onlar tarafından parsellenmesinin engellenmesi gerekiyor. İşte bu yüzden uzayda yer almak gerekiyor.

Bu teknolojiklerin diğer alanları etkilemesi de çok önemli. Füze motoru, uçak motoru ve roket motoru yapabiliyorsanız bunun bilimimize çok büyük katkıları var. Burada temel gaye caydırıcılıktır. Bizim kimseyle savaşmak gibi derdimiz yok. Savaşın bedelinin ne olduğunu en iyi bilen millet biziz. 40 yıldır terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Bunun sadece ekonomik boyutu 1,8 trilyon dolar. Bunu neden başımıza musallat ettiklerini de biliyoruz. Bizim Yunanistan ile Ermenistan ile savaş derdimiz yok. Onların mütecaviz yaklaşımları siyasi stratejileri bizi hazır olmaya sevk ediyor.

En iyi savunma taarruzdur. Kendimizi savunmak için onlarla mücadele etmeli ve onları sopalamalıyız. Akıllanmaları için bizim hazır olmamız gerekiyor. Savaşı engellenmenin yolu caydırıcılık üretmektir.

TÜRKİYE'NİN MÜTHİŞ HAFTASI

* Türkiye Uzay Ajansı Ay'a gönderilecek uzay aracına ait ilk detayları paylaştı

* TUSAŞ'ın jet motorlu insansız savaş uçağı duyuruldu

* Kızılelma insansız savaş uçağı ilk uçuşunu yaptı

* TRG-230-İHA süpersonik füzesi atış testi icra edildi

* TEİ-TF10000 turbofan motoru tanıtıldı