Fizik dünyasının son 10 yıllık dönemde üzerinde fazlasıyla durduğu tanrı parçacığı ve Higgs bozonu isimli iki farklı kavram var. Bu iki kavram birbirine bağlı olmakla birlikte bilimsel kesinlikte açıklandıklarında, insanoğlunun evrene bakış açısı değişecek.
Klasik fizik yöntemleri ATLAS araştırmacılarına göre Higgs bozonunu açıklamak için yetersiz kalıyor. 2012 yılında yapılan ilk araştırma Higgs bozonunun varlığını kanıtlamış, sonraki yıl Nobel ödülüne layık görülmüştü. Şimdi ise yeni fizik yöntemleri peşinde koşulan bir dönemde bu bozulma ilk kez gözlemlendi. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki parçacık hızlandırma alanında bilim insanlarının deyimiyle “muazzam bir etkileşim” gerçekleşti.
Higgs bozonu, fiziğe göre evrenin temel oluşum ve süreklilik özelliklerinden birisi. 1970’lerin başında geliştirilen bir modelde kuarklar ve leptonlar, maddenin en temel yapı taşları olarak tanımlanmıştı.
Higgs bozonlarını bulmak zor olduğu ve diğer parçacıkların da alt kuarklara ayrıldığı için, özellikle Higgs bozunumuna atfedilenleri bulmak zor olmuştur. Araştırmacılar, uzun zamandır beklenen gözlemin, Standart Fizik Modelinin daha ileri bir doğrulaması olarak hizmet ettiğini söylüyor.
1970'lerin başlarında geliştirilen modelde, kuarklar ve leptonlar maddenin en temel yapı taşlarıdır. Altı farklı kuark (parçacık) türü bulunur ve bu kuarklardan en ağırı -güzellik kuarkı- olarak da bilinen alt kuarklardır.
ATLAS ekibinin şimdiye kadar gerçekleştirdiği en zor araştırma, bu keşifle sonuçlandı. Fizik dünyasının en hareketli yeri olan CERN’deki ekipler, standart Higgs bozonu modeline uymayacak yöntemlerin peşindeler. Bunun nedeni standart modelin karanlık madde ve karanlık enerjiyi açıklamıyor oluşu. Aynı zamanda standart model yerçekimi teorisi ile uyumsuz durumda.
Higgs bozonunu açıklamak ve tam anlamıyla anlamlandırmak için başka bir fizik yaklaşımı, modeli gerekiyor. Önümüzdeki süreçte bu gözlemle elde edilen verilere ilişkin önemli açıklamalar yapılması bekleniyor.
(Webtekno)