25 Ekim 2025 Cumartesi / 4 CemaziyelEvvel 1447

Türkiye'nin yeni milli kalkanı olacak... ''Siber kubbe'' için kollar sıvandı

MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Secunnix Siber Teknoloji Hizmetleri Genel Müdürü Taha Çiftci, 'Türkiye'nin savunma sanayisinde gösterdiği başarı, siber güvenlikte de uygulanabilir. Yerli güvenlik duvarı, antivirüs ve saldırı tespit sistemleri de kamu öncülüğünde yaygınlaştırılmalıdır. Boykotu üreterek yaygınlaştırırsak daha anlamlı hale getiririz. Siber kubbeyi inşa edeceğiz.' ifadelerini kullandı.

AA24 Ekim 2025 Cuma 12:01 - Güncelleme:
Türkiye'nin yeni milli kalkanı olacak... ''Siber kubbe'' için kollar sıvandı

Siber güvenlik alanındaki yerli ve milli üretim, tasarruf, stratejik bağımsızlık, teknoloji egemenliği gibi bir dizi kazanıma kapı aralıyor.

MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Secunnix Siber Teknoloji Hizmetleri Genel Müdürü Taha Çiftci, AA muhabirine, Gazze saldırıları sonrasında gıda, içecek ve tüketim ürünlerinde etkili boykotlar gerçekleştirilirken, teknoloji ürünlerinde yeteri kadar boykot yapılamadığını söyledi.

Teknoloji ekosistemlerinin iç içe geçmiş yapısı, işletmelerin ve kamunun bazı sistemlere bağımlılığı gibi durumların klasik boykot yöntemlerini zorlaştırdığına işaret eden Çiftci, şöyle konuştu:

"MÜSİAD Dijital Teknolojiler Sektör Kurulu olarak 'en iyi boykot üretmektir' mottosuyla Siber Güç Türkiye zirve ve çalıştaylarımızla bu sürece katkı sağlamaya çalıştık. Kesinlikle gerçekleştirilebilir bir hedeftir. Bunun için mefkure (ülkü) sahibi şirketlerimizin teknoloji alanında üretim yaparak ekosisteme katkı sağlayacak stratejiler belirlenmesi gerekiyor. Özellikle teknoloji alanındaki sivil toplum kuruluşlarımızın da yerli üretimin faydalarını üreticilere ve kullanıcılara anlatacak çalışmalar yapması gerekiyor. Ayrıca, açık kaynak alternatifler ve yerli yazılımlarla adım adım geçiş yapılabilir. Bu sürecin ilkokuldan itibaren başlaması, gelecek nesillerin yerli teknolojilere aşina olması ve teknolojik bağımsızlığımızın temelini oluşturması açısından kritik önem taşıyor."

Siber güvenliğin, milli güvenliğin en kritik bileşenlerinden biri haline geldiğini vurgulayan Çiftci, İsrail firmalarının bu alandaki gücünün ise askeri ve istihbarat altyapılarıyla organik bağından kaynaklandığına işaret etti.

Bu alandaki boykotu zorlaştıran bazı engeller olduğuna değinen Çiftci, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kritik altyapıların mevcut güvenlik sistemlerine bağımlılığı, ani geçişlerin oluşturabileceği siber güvenlik riskleri ve karar alıcıların bu konuda yeterince risk alamaması gibi unsurlar dönüşümü yavaşlatmaktadır. Bu engelleri aşmak için çok yönlü bir strateji gerekiyor. Kamu öncülüğü, yerli ve milli siber güvenlik ürünlerinin öncelikle kamu kurumlarında yaygınlaştırılması, bu şirketlerin gelişmesi ve referans oluşturması açısından kritik. Kamu, pilot uygulama alanı olarak yerli firmaları güçlendirebilir. Küresel açılım, kendini geliştiren yerli sistemlerin uluslararası pazarlara açılacak stratejilere ihtiyacı var. Sadece ithal ikamesi değil, ihracat gücü de hedeflenmeli.

Kurumsal destek, Savunma Sanayii Başkanlığımızın Siber Güvenlik Kümelenmesi ve yerlileştirme alanındaki çalışmaları bu sürecin omurgasını oluşturuyor. Sonuç olarak İsrail firmalarına olan bağımlılık aşamalı ve stratejik bir planla tamamen bitirilmelidir. Bu süreçte hem güvenlik risklerini minimize etmek hem de yerli ekosistemin büyümesini sağlamak mümkündür. Türkiye'nin savunma sanayisinde gösterdiği başarı, siber güvenlikte de uygulanabilir. Yerli güvenlik duvarı, antivirüs ve saldırı tespit sistemleri de kamu öncülüğünde yaygınlaştırılmalıdır. Boykotu üreterek yaygınlaştırırsak daha anlamlı hale getiririz."

Taha Çiftci, teknoloji ve siber güvenlik alanında etkili bir boykotun gerçek anlamda başarılı olabilmesi için yerli üretim kapasitesiyle desteklenmesi gerektiğini söyledi.

TEKNOLOJİK BAĞIMSIZLIK VURGUSU

Bu dönüşümün yalnızca ekonomik bir hesap ya da stratejik plan meselesi olmadığını dile getiren Çiftci, şunları kaydetti:

"Bu, mefkure sahibi şuurlu bireylerin omuzlarında yükselecek bir medeniyet hareketidir. Ekonomik kazanımlar milyarlarca dolarlık döviz tasarrufu, ithalat ve lisans ödemeleri, yüksek nitelikli istihdam ve beyin göçünün önlenmesi, girişimcilik ekosisteminin güçlenmesi gibi faydalar sağlar. Stratejik güvenlik kazanımları açısından kritik altyapılarda bağımsızlık, veri egemenliği, hassas bilgilerin yurt içinde kalması, arka kapı risklerinden korunma, siber casusluk tehdidinin ortadan kalkması ve teknoloji ambargosu riskinden kurtulma öne çıkar. Yakın zamanda yaşanan zararlı yazılım analiz sisteminde yazılım güncelleme hatasının dünya genelinde hava trafiğini durdurması ve finans sistemlerini kilitlemesi, yabancı çözümlere bağımlılığın riskini gözler önüne serdi.

Siber güvenlikte özel kazanımlar ulusal güvenlik, askeri ve istihbarat sistemlerinde bağımsızlık, siber savunma kapasitesi oluşturma, yerli ürünlerin yaygınlaşmasıyla dijital dönüşümde güven artışı olarak özetlenebilir. Şirketler ve kurumlar yerli çözümlere güvenle geçebilir. Teknoloji ve siber güvenlikte etkili boykot, aslında üretmektir, yerli ve milli üretimdir. Bu sadece para tasarrufu değil, stratejik bağımsızlık, sadece ürün değil, teknoloji egemenliği, sadece bugün değil, gelecek nesillere mirastır. En iyi boykot üretmektir sözü, işte bu şuuru ifade eder. Pasif direnişle değil, aktif üretimle, yakınmakla değil, çalışmakla, hayal etmekle değil, gerçekleştirmekle zafer kazanılır. Teknolojik bağımsızlık mücadelesini omuzlarımıza aldığımızda hiçbir güç bizi durduramaz çünkü biz tarih boyunca imkansızlıkları mümkün kılan milletiz. Teknolojide bağımsızlık sadece bir hedef değil, bir mefkuredir. Ve bu mefkure inanan, çalışan, üreten nesillerce gerçekleştirilecektir. Siber kubbeyi inşa edeceğiz inşallah."

  • siber güvenlik
  • siber kubbe
  • hacker
  • yerli ve milli

ÖNERİLEN VİDEO

Hisar'dan kritik atış! MSB o anları paylaştı

Kapat
Video yükleniyor...