1 Haziran 2025 Pazar / 5 ZilHicce 1446

Anadolu'da üç şehir: Bursa, Balıkesir, Manisa

Bu ayki durağımız Anadolu’nun üç güzide şehri Bursa, Balıkesir ve Manisa. Bugünlerde tatil programı yapanlara bu üç şehri öneriyoruz. Yeşil doğası, heybetli Uludağ’ı ile ressamların ve şairlerin esin kaynağı olan ve Osmanlı’nın başkenti Bursa’da tarihin nasıl yazıldığına şahit olabilirsiniz. Frigler’e, Lidyalılar’a, Persler’e ve Bizanslılar’a ev sahipliği yapan Balıkesir ise bugün sahip olduğu Kuş Cenneti ve Kaz Daları ile doğa tutkunları için bulunmaz fırsatlar sunuyor. İstanbul,Edirne, ve Bursa’dan sonra en çok Osmanlı mimari eserlerinin örneklerini bir aradataşıyan Manisa ise tarihin önemli izlerini görmek isteyenleri bekliyor.

TÜRSAB Başkanı/ Başaran Ulusoy30 Ağustos 2013 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Anadolu'da üç şehir: Bursa, Balıkesir, Manisa

BURSA

Bursa; kültürümüzün özgün değerlerinin, karakterinin damgası, yeşil doğası, heybetli Uludağ’ı ile ressamların şairlerin esin kaynağı, Osmanlı’ya başkentlik etmiş, tarihin yapıldığı, tarihin yazıldığı yer, Geçmişte olduğu gibi bugün de, özel bir konuma sahipti. Her şehir gibi Bursa da zamanla değişti ve gelişti ama önemini hiç kaybetmedi. Yeşil Türbe, Yeşil Camii, Medrese (Etnografya Müzesi), Beyazıd Camii, Ulu Camii, Şadırvanlar, Hisar Mahallesi, Muradiye Külliyesi, Arkeoloji Müzesi, çinilerin büyüleyici renkleri zaman içinde bir yolculuğa götürür insanı. Bu, Selçuklu estetiğinden, Osmanlı şaheserlerinin zenginliğine giden bir yolculuktur. Bu eserler Bursa’ya, atalarımızın kazandırdıklarından sadece birkaç örnektir. Tam bir kültür hazinesi Bursa’nın tarihi, yazılı tarih öncesine, Kalkolitik döneme kadar uzanır. Bursa da Osmanlılar’dan geriye doğru Bizans, Roma ve Bitin ya krallık dönemine kadar uzanan bir tarih yatıyor. Kentin sahip olduğu bu görkemli mirasın yanı sıra Bursa’nın çevresi ve il sınırları içinde de daha pek çok kültür varlığı bulunuyor. Bunların başında İznik geliyor, orada Roma, Bizans ve Osmanlı kültür varlıkları, anıtları yan yana doğal bir müze gibi İznik. Dünyaca meşhur İznik Çinileri de bu müzekentte yaratıldı. Tarih kokan şehir İznik dünyada ‘İznik Çinileri’ ile tanınıyor; ama Hristiyanlık alemi İznik’i, aynı zamanda Hristiyanlık tarihinin önemli noktalarını oluşturan, dramatik olayların yaşandığı, en önemli kararların alındığı İznik Konsülleri ile de tanıyor. Cumhuriyet tarihimizde özel bir yeri olan Mudanya da bu ilin tarihi mimarisi içinde yer alıyor. Bursa verimli toprakları, zengin bitki örtüsü, termal kaynakları, kaplıcaları, yaylaları ile de öne çıkan bir ilimiz... Kirazlı Yaylası, Oylat, Çekirge kaplıcaları ve karlı zirveye yükselen Uludağ’ı bu zenginliğe renk katmaktadır. Bütün bu zenginliğin yanında Bursa ipeklerini, havlularını, kestane şekerini, şeftalisini, İskender Kebabını unutmamak gerekir. Ve tabi, turizmde değerlendirilmesi şöyle dursun, ülkemizde unutulmaya başlayan; eski zamanların toplumsal özelliklerini; kişiliklerini yaşatan, hicveden geleneksel gölge oyunumuz Karagöz-Hacivat’ı da... Bütün bu doğal ve kültürel kaynakların, değerlerin cazibe unsurlarının yarattığı potansiyel ile Bursa doğal olarak, doğa turizmi, kültür turizmi, dağ ve kış sporları, aktivite tatiller açılarından bir cazibe merkezidir. Ancak uluslararası turizm potansiyelinden hak ettiği payı alamamakta, daha ziyade iç turizme ev sahipliği yapmaktadır.

BALIKESİR:

Diğer taraftan, Balıkesir; Friglere, Lidyalılara, Perslere, Makedonlara, Bergamalılara, Romalılara ve Bizanslılara ev sahipliği yapmıştır. Her birinin izini taşımaktadır. Balıkesir ve bölgesi ayrıca tarihi eserleri, kaplıcaları ve deniz kenarındaki dinlenme tesisleri ile ülkemizin seçkin turizm alanlarındandır. Bunların birkaçından söz etmek gerekirse 1388 yılında Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan Yıldırım Camii ve Külliyesi, Fatih Sultan Mehmed Hanın vezirlerinden Zağanos Paşa tarafından yaptırılan Zağanos Paşa Camii ve Külliyesi, Yine Zağanos Paşanın oğlu Mehmed Çelebi tarafından yaptırılan İbrahim Bey Camii’ni örnek gösterebiliriz. Bölge doğal güzellikleri, dinlenme ve mesire yerleri açısından da oldukça zengin.

Kuşların cenneti

Kuş Cenneti Ulusal Parkı milletlerarası bir üne sahiptir. Anadolu’dan Avrupa’ya geçen kuş göç yolu üzerinde bulunan Kuş cenneti’nde; Pelikan, kaşıkçı, karabatak, yaban kazı, yaban ördeği başta olmak üzere yüzlerce kuş türü bu bölgeye uğramaktadır. Bu park, Avrupa Konseyi tarafından çok iyi korunan ve kıta ölçeğinde değer taşıyan doğal alanlara verilen ‘Avrupa Diploması’nın en üst kategorisi olan A sınıfı Diplomayla 1976’da ödüllendirilmiştir. Park içinde bir kuş müzesi de bulunmaktadır. Kaz dağları ormanlık alanları, nadir bitki türleri, su kaynakları ile mutlak görülmesi gereken yerlerden birisidir. Kaz dağları deniz seviyesinden yüksekliğe ve yörelere göre değişen çok geniş bir biyo çeşitlilik gösteriyor. Zeytin ağaçları, kızılçam, karaçam, Kaz dağının endemik türlerinden Kazdağı göknarı, kayın, gürgen, kestane, meşe, yastık formunda bitkiler ve 101 familyaya ait yaklaşık 800 bitki türü, bunların 77’si yalnız ülkemizde, 29 tür ise dünyada sadece Kazdağı’nda bulunan endemik bitki türleridir. Kaz dağları, kültür değerleri itibariyle de zengi. Binlerce yıl öncesinden gelen yerleşimlerin izleri, mitolojisi, efsaneleri bölgeyi daha da ilginç kılmakta.

Susurluk ayranı

Bölge insan sağlığı için faydalı sıcak suların ve içme kürleri ile mide ve şeker hastalığı ve romatizma ve damar sertliğine şifa veren sularıyla da ünlü. Gönen’de yer alan başta Gönen kaplıcası olmak üzere, Pamukçu- Bengi kaplıcasını, Balya Dağ kaplıcasını, Hisar köy (Asarköy ) kaplıcasını, Derman (Bostancı) kaplıcasını ve Güre kaplıcaları başlıcaları. Gönen aynı zamanda M.S. 5. yüzyıla ait mozaiklerin sergilendiği Gönen Mozaik Müzesi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Bölgeye geldiğinizde höşmerim tatlısını yemenizi ve Susurluk ayranını içmenizi ve Balıkesir kolonyasını satın almanızı öneririm.

MANİSA:

Manisa; Spil dağı ile Gediz nehirleri arasında Ege Bölgesi’nin ulaşım, ticari ve zirai açısından en gelişmiş şehirlerinden birisidir. Bölgede Türk hâkimiyetinden önce Hitit, Frig, Lidya, Makedon, Roma, Bizans halkları yaşamış ancak bunlar içerisinde en derin izleri Lidyalılar bırakmışlardır. İstanbul, Edirne, ve Bursa’dan sonra en çok Osmanlı Mimari eserlerinin örneklerini bir arada taşıyan dördüncü güzide şehrimizdir. Bölgenin en şirin ilçesinden birisi olan Akhisar’a geldiğinizde Hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birisi olan Thyateira kenti ile, Ulu Camii, Yeni Camii ve Paşa Cami’ini görebilirsiniz. Alaşehir’e gelirseniz yine Hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birisi olan Philadelphia antik kenti, Şeyh Sinan Camii ve Yıldırım Camii sizi karşılar. Yine bölgenin şirin ilçesi olan Demirci ilçesine geldiğinizde Roma döneminin önemli kentlerinden birisi olan Saittai (Sidas) şehri ve Eski Camii ile Hisar kaplıcalarını görebilirsiniz. Kırkağaç da ise Seleukos Kralı I. Antiochos’un eşinin adına kurulan Stratonikea (Hadrianapolis) ve Nakrasa (Akrasos), Kula ilçesinde ise Kurşunlu Camii, Hacı Abdurrahman Camii, Süleyman Şah Türbesi, Emre Sultan Türbesi ve geleneksel Türk evlerini ziyaret edebilirsiniz.

Görkemli Spil dağı

Lidya Krallığı’nın başkenti ve tarihte ilk paranın basıldığı Sardes ise Salihli de bulunmaktadır. Bölge, Bin tepeler Kral Mezarlığını, Daldis ve Çakallar Tepesindeki Pleistosen (dördüncü) çağından insanlara ait fosil ayak izlerini de bünyesinde bulundurmaktadır. Spil (Manisa Dağı) Millî Parkı, Marmara Gölü, Süleymanlı, Seyrangâh, vb. birçok mesire alanı mevcut olan bölge ayrıca Kurşunlu Kaplıcası, Sakız Mâden Suyu, Kula-Ceren Ilıcası ve Çamuru vb birçok şifalı su kaynaklarına sahiptir.

Manisa kebabını tadın

Manisa mutfağının ana temelini meyveler ve sebzeler oluşturmaktadır. Manisa kebabı, şevketli bostan, sinkonta, simit ekmeği, mantar tatlısı, zerde popüler olanlardan bazılarıdır. Bölgeye geldiğiniz zaman Mesir Macunu yemenizi, Kula, Gördes ve Demirci Yunt Dağı, Kula, geleneksel el dokuması halılarını almanızı öneririm. Ülkemizde tatile çıkacak olan vatandaşlarımıza tatil programlarını yaparken, Anadolu’nun üç güzide şehri olan Bursa, Balıkesir ve Manisa’yı tur programlarına dahil etmelerini öneriyorum. Bu arada 91. yıldönümünü kutlayacağımız 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.