16 Temmuz 2025 Çarşamba / 21 Muharrem 1447

Türkiye’nin Venedik’i Eskişehir

Porsuk Çayı çevresine yapılmış yürüyüş ve bisiklet yolları, üzerinde süzülen gondolları, çayın her iki yanına dizilmiş birbirinden güzel kafeler, alışveriş ve eğlence yerlerinin hareketliliği. Bu tablo Eskişehir’i, Türkiye’nin Venedik’i yapmış.

28 Haziran 2013 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Türkiye’nin Venedik’i Eskişehir

Adının tam aksine yepyeni, düzenli, şehir olmasına rağmen bol bol yeşillik alanın yaratıldığı Orta Anadolu’nun Ankara’dan sonra en büyük ikinci kenti Eskişehir. Adı tarihte burada dorylaerum adlı bir Frig kentinin kurulmuş olmasından dolayı Eskişehir olarak almış ve tepelerinde kalan Odunpazarı dışında şehrin tamamı yeni.

Üniversite şehri

Eskişehir tam anlamıyla yaklaşık 50 bin öğrencinin eğitim gördüğü bir üniversite şehri. Şehirde her wyer genç dolu ve her şey onlara göre düzenlenmiş. Odunpazarı Eskişehir’in eski zamanlarına daha yakın olan tepesindeki bölümü

Odunpazarı.

Sokaklarında yürürken onca yıla meydan okuyup ayakta sapa sağlam kalan evler karşısınıza çıktığında insanın bakımlı hallerine hayran kalmaması mümkün olmuyor. Ayakta kalmakta zorlananların isebazıları restore edilmiş; bazıları eski evlere benzetilerek betonarme olarak yeniden inşa edilmiş.

Arkeoloji Müzesi

Kent ayakta kalan tarih açısından çok zengin olamasa da ‘Şehitlik’ semtinde yer alan Arkeoloji Müzesi çevreden bulunan eserlerin sergilendiği ve gezilmeye değer bir müze. Türkiye’nin sayılı etnografya müzelerinden biri olan ve 5 ana bölümden oluşan yunus Emre Etnografya Müzesi’ne mutlaka uğramanızı öneririz. yunus heykeli, türbesi ve gül bahçesi ile yunus Emre Parkı da yürüyüş için sevimli bir nokta.

Hızlı tren etkisi

Uzun yıllardan beri büyük bir demiryolu sanayisine sahip olduğu ve kavşakta yer aldığı için trenlerin hep Eskişehir’den geçmesi ile kentin kaderi demiryolu üzerine şekillendirilmiş. Günümüzde hızlı tren ile birkaç saat içinde ulaşabildiğimiz kentin içinde de tramvay önemli bir ulaşım yolu. kent merkezindeki pek çok cadde anayollara kapatılmış ve sadece tramvay çalışıyor. Egsoz dumanı ve gürültü kirliliği de bu şekilde azalınca insanlar için yaşam tertemiz hale getirilmiş. Yazlıkaya-Midas Seyitgazi-Afyon yolu üzerinde ilerlediğinizde, Frig (yazlıkaya) yaylası olarak bilinen ve Anadolu’da ilk çağ yerleşimlerinden sayılan bölgeye varıyorsunuz. Frig döneminin önemli kalıntılarını içeren bölgede köyevlerinin arasında kümbet, mezar taşı benzeri taşlar karşınıza çıkıyor.  Yazlıkaya köyü ise Friglerin en önemlisi kalıntısı olarak bilinen yazlıkaya’nın bulunduğu yerdedir.

Konaklama önerisi: Han Royal Hotels

EskişEhir’in ilk yerleşim yeri olan Odunpazarı’nda, Datça ‘dan sonra ikinci tesisi ile tarihin gün yüzüne çıktığı, geçmişi tüm ihtişamı ile geleceğe taşıyan odunpazarı evlerinin gizemli güzelliği arasında tarihle konaklamayı birleştiriyor. Tarihi, aktiviteleri ve atmosferi ile yerlileri bile şaşırtan güzellikteki Eskişehir’de, Osmanlı tarihi dokusu ile uyumlu ve konforlu iç dizaynı ile kişiye özel hizmet anlayışını bu tesisinde de devam ettiren Han Royal Hotels dönem yaşamına tanık olmak isteyenlerin beklentilerine uygun, konaklanan odalardaki detaylara kadar tercih edilebilir yepyeni bir tesis. Adres: Dede mah. Kalender sok. No: 5 Odunpazarı - Eskişehir İletişim: +90 (222) 220 23 56

Porsuk Çayı

Ortasından su geçen şehirler daima ayrı bir güzel olurlar ve o manzara ayrı bir güzellik katar şehire. Porsuk Çayı da Eskişehir’in içinden geçen kenti tam ortadan ikiye bölüp, güzelliğini veren o güzel çay. Zamanında atıklarla kirletilen Porsuk, kirlilikten arındı, yeşillendirildi, güzel köprülerle süslendi ve en önemlisi de kıyıları araç trafiğine kapatıldı. Bu çevre düzenlemeleri ile Eskişehir, belki de Türkiye’nin içinden nehir geçen en güzel şehirlerinden biri oldu. Çevresindeki yürüyüş ve bisiklet yolları, üzerinde süzülen gondolları, çayın her iki yanına dizilmiş kafeler, alışveriş ve eğlence yerlerinin hareketliliği... Bu tablo Eskişehir’i, Türkiye’nin Venedik’i yapmış. Sanat ve kültür ile iç içe Üniversite öğrencileri zamanlarının çoğunu şehir merkezinde, özellikle de Porsuk çevresinde geçiriyorlar. 30 yıl öncesine kadar küçük bir sanayi kenti olan Eskişehir şimdilerde sanat ve kültür ile de oldukça iç içe. Her yıl pek çok şenlikler düzenleniyor, öğrenciler uzun kuyruklar halinde caddelerde, sokaklarda yürüyüp, şarkı söyleyip dans ediyorlar. Ardı arkası hemen hemen hiç kesilmeyen festivaller, konserler kent yaşamına renk katıyor. Şehrin parklarında, bahçelerinde, Porsuk’un kıyılarında ve özellikle de köprülerde gözünüze pek çok heykel çarpalabiliyor.