CHP, Sabahattin Ali´yi neden öldürdü?
25 Şubat 2019 Pazartesi
CHP iktidarının Türkiye´de öldürdüğü meşhur gazetecilerden biri olan ve yazdığı kitaplarla bir döneme damgasını vuran Sabahattin Ali´nin ölümünün üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen, Sabahattin Ali cinayetine dair sır perdesi hala aydınlanmadı. Kaleme aldığı muhalif yazılarla dönemin CHP iktidarının hedef tahtasına oturan Sabahattin Ali, istihbarat ve polis teşkilatının da yardımıyla CHP´nin emriyle vahşice öldürüldü.
Türkiye'ye kazandırdığı "Kürk Mantolu Madonna", "Kuyucaklı Yusuf" ve "İçimizdeki Şeytan" kitaplarıyla kendi dönemine ve sonraki dönemlere adını yazdıran Sabahattin Ali'nin tek parti döneminde nasıl ve niye öldürüldüğüne dair sır perdesi hala gizemini koruyor.
Aziz Nesin’le beraber çıkardıkları Markopaşa dergisinde dönemin tek parti iktidarı olan CHP'ye sert eleştirilerde bulunan Sabahattin Ali, "Milletin oluk gibi kan akıtarak kazandığı bu istiklâli siyasî oyunlara alet edip, elden kaçırmayalım. Sömürücü devletlerin elinde oyuncak olmayalım! Biz demişiz ki: Yabancı sermayeye imtiyazlar vermeyelim, memleketin malî ve askerî işlerine yabancılar burunlarını sokmasınlar. Hem soyuluruz hem de bir dünya patırtısı çıkarsa orada biz eziliriz... Biz demişiz ki: Yıllardan beri arkası gelmeyen dalavereler, arsa oyunları, memleketin dışına para kaçırma rezaletleri, esrarı çözülemeyen cinayetler, millet malı soygunculukları alıp yürümüştür. Öte yanda, millet kara sabanın arkasında donsuz didiniyor. Bu gidişatın sonu hayra çıkmaz." yazısı ile CHP'nin sindirmeye çalıştığı bir yazar olmuştu.
SABAHATTİN ALİ'Yİ CHP ÖLDÜRTTÜ
"Sabahattin Ali nasıl öldürüldü?" sorusundan ziyade neden öldürüldüğü hala gizemini korurken, 2012 yılının başlarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet dönemiyle ilgili pek çok hatalar oldu, yanlışlar oldu. Nazım Hikmet'i kim hapse attı? CHP. Sabahattin Ali'yi kim öldürttü? CHP." sözleriyle Sabahattin Ali'yi CHP'nin öldürdüğünü itiraf etmişti.
25 Temmuz 2000 yılında Milliyet Gazetesi yazarı Azer Bortaçina da kaleme aldığı yazısında, Sabahattin Ali'nin arkadaşı Mehmet Ali Cimcöz'ün anlatımına yaptığı atıfta, "İstanbul Emniyeti Birinci Şube Müdürü Parmaksız Hamdi, Cimcöz'e, "Cinayeti işleyen polis değil, MİT'tir. İnfaz emrini veren de gazeteci, yazar, CHP'de üst düzeylerde bir kişidir. Zaten bu emri veren politikacı da daha sonra feci şekilde öldürüldü." sözleriyle Sabahattin Ali'nin CHP tarafından öldürüldüğünü açıklamıştı.
Zincirli Hürriyet gazetesinin sahibi Mehmet Ali Aybar'ın açıklamalarına göre ise Sabahattin Ali'nin yazıları, CHP yönetimi ile arası zaten açık olan halkın CHP’den daha da uzaklaşmasına neden oluyordu.
Sabahattin Ali ve Aziz Nesin'in beraber çıkardığı Markopaşa dergisinin İdari İşlerden Sorumlu Genel Müdürü Haluk Yetiş ise dönemin CHP yönetiminin baskıları hakkında, "Sabahattin Ali mesleği bırakıp kamyon alarak nakliyeciliğe başlamıştı." ifadelerine yer vermişti.
CHP, CİNAYETİN DUYULMAMASI İÇİN SANSÜR UYGULADI
CHP zihniyetinin muhaliflere yönelik bir refleksi olan cinayet aynı zamanda sansürü de beraberinde getirdi. Yusuf Turan Günaydın'ın kaleme aldığı "Sabahattin Ali-Bir Cinayetin Anatomisi" kitabında, CHP iktidarının cinayete yönelik uygulamış olduğu sansür hakkında, "2 Nisan 1948'de 41 yaşında katledilen Sabahattin Ali'nin öldüğü, ilk olarak 12 Ocak 1949 tarihli gazetelerde haber olabildi. Haberler birkaç gün sürdü. Önce 'hain'in yurt dışına kaçarken öldürüldüğü yazıldı; sonra cesedin Sabahattin Ali'ye ait olmadığı yazıldı. En sonunda cesedin -yakın arkadaşı Aziz Nesin'in de teşhisi ile- Sabahattin Ali'ye ait olduğu anlaşıldı. Haberlerdeki belirsizlik ve tutarsızlık, iktidarın gazetelere yönelik kısıtlamalarından da kaynaklanmıştı; bir karartma söz konusuydu. Ancak yine Nesin'in söylediklerine bakılırsa, dönemin gazeteleri Sabahattin Ali'nin ölümünü sevinçle karşılamış ve katili alkışlamaktan geri durmamıştı." ifadelerine yer verdi.
Dönemin gazete tarihlerine göre Sabahattin Ali cinayeti, işlendikten tam 10 ay sonra şüpheye mahal verecek şekilde yayımlanmıştı.