Şehadeti arzulayan ve kucaklayan temiz bir yürek: Halil Kantarcı
Tüm ömrü boyunca onu karanlığa gömmek istediler... O nurlu bir yolu arzuladı ve sonunda kucakladı... 15 Temmuz gecesi 21.yüzyılın direniş destanını yazan 251 şehitten biri... Şehit Halil kantarcı…
Karanlıkla henüz 15 yaşında 28 Şubat kışında tanışmıştı.
Gözünü memleketin yiğit evlatlarına diken bir avuç darbeci tarafından kendi öz vatanında garip öz vatanında parya edilmişti.
İslam davasına gönül vermiş, çeşitli miting ve eylemlere katıldığı için şuurlu gençliğe karşı gözleri kan bürümüş düşmanlar
tarafından içeri alınmış henüz çocuk sayılacak yaşta defalarca idam cezasına çarptırılmıştı.
İçeriye alındığı süre boyunca sorguya dahi alınmadan günlerce işkenceye maruz kaldı. 2 darbe arasında geçen 37 yıllık yaşamında bir gün olsun davasından vazgeçmedi. Kendisini karanlığa hapsedenler tarafından başka gençliklerin baharına kış düşmesin diye çabaladı.
Bedenen özgürlüğe kavuştuğu kısacık sürede kendisinin ve dava arkadaşlarının iade-i itibarları için çalıştı.
Takvimlerin 15 Temmuz 2016'yı gösterdiği o karanlık gecede sağa sola bakmadan meydanlara koşanlardan biri de Halil Kantarcı'ydı.
3 çocuk babası Halil kantarcı son kez öptüğü çocuklarına ve eşine veda ederek sokağa koştu. Geri dönmeyeceğini hissetmiş gibi...
O gece kendi salasını dinleyip yıllarca arzuladığı şehadete, masalın sonu dediği Çengelköy sokaklarına koştu.
Sonsuz hayata açılan kapıdan geçerek dünya sürgününe noktayı koydu.