12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

5 yaşında kapıda oynarken ortadan kaybolan oğlunu 14 yıldır arıyor

Cevher Küpşi, 2007'de 6 yaşındayken Ümraniye'deki evlerinin bulunduğu sokakta oynarken kaybolan oğlu Bayram Küpşi'yi 14 yıldır aramaya devam ediyor. Küpşi, oğlunun kaçırılmış olduğuna inandığını dile getirerek, 'Polise gittim. Meclise gittik, belediyelere gittim. El ilanları bastırdık, yapıştırdık. Biz çok aradık ama en ufak bir ipucu elde edemedik. Televizyonlara çıktım. 14 yıldır arıyorum ve aramaya devam edeceğim. Peşini bırakmayacağım. Yaşadığını hissediyoruz. Ölü veya dirisi çıkmadan durmayacağım.' ifadelerini kullandı.

AA18 Haziran 2021 Cuma 12:14 - Güncelleme:
5 yaşında kapıda oynarken ortadan kaybolan oğlunu 14 yıldır arıyor

Siirtli bir ailenin 5 çocuğundan biri olan Bayram Küpşi, 2001 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Bir yakınlarını ziyaretten dönen Bayram'ın annesi Hüsna Küpşi evde çay demlerken Bayram da oynamak için sokağa çıktı. Bundan sonra ailesi, bir daha Bayram'ı görmedi.

Baba Cevher Küpşi 14 yıl önce kaybolan oğlunu bulmak için gitmedik yer, çalmadık kapı bırakmadı. Oğlunu bulmak için gazetelere haber olan, televizyonlara çıkan Cevher Küpşi, Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği'yle (YAKAD) birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ziyaret etti, derdini siyasilere anlattı, çöp toplayan işçilere sordu ve gelen ihbar telefonları üzerine başta Ege Bölgesi olmak üzere Türkiye'nin birçok şehrinde oğlunu aradı. Ancak Cevher Küpşi'nin bütün bu çabaları şu ana kadar sonuçsuz kaldı.

- "En ufak bir ipucu elimizde yok"

Cevher Küpşi, oğlunu bulmak için verdiği mücadeleyi AA muhabirine anlattı.

Küpşi, oğlu Bayram'ın 19 Temmuz 2007'de kaybolduğunu söyledi.

O dönem Ümraniye Dudullu'da 'de ikamet ettiklerini belirten Küpşi, "Annesi çay yaparken, o da dışarı çıkıyor. Dışarı çıktıktan sonra saat 5-6 arasında ne olduysa oldu artık. O saatlerde kayboldu. Önce annesi arıyor bulamıyor. Kızım arıyor bulamıyor. Sonra bana haber verdiler. Ben de geldim aramaya başladım. Karakola gittim. O dönem MOBESE kameralar yoktu. Rahmetli olan bir komşumuz sokakta oynuyorken gördüğünü söylüyordu. Onun dışında gören de olmamış. Herhangi bir düşmanımız yok. Öldürüldü mü, yaşıyor mu? En ufak bir ipucu elimizde yok. Gören kimse yok." diye konuştu.

Hapiste olan bir kişinin kendisine mektup yolladığını ve Bayram'ı birkaç kişi ile birlikte kaçırdıklarından bahsettiğini dile getiren Küpşi, bu kişiyi mahkemeye verdiğini ve davanın sürdüğünü ancak bir netice alamadıklarını söyledi.

Davanın iki yıldır devam ettiğini anlatan Küpşi, şunları kaydetti:

"Hatay Cezaevi'nde Aydınç Sevinç adında biri bana mektup yazmış, 'oğlunuzu ben aldım' diye. Biz onu savcılığa verdik. 2-3 kez mahkemeye gittim. Karşı taraf gelmiyor, getirilmiyor. Bir telefon bağlantısı daha yapılmadı. Cezaevindeki adam Aydın Sevinç, 'beni götürün İstanbul Ümraniye'ye, ben çocuğu aldığım yeri göstereceğim' diyor ama getirilmiyor. Bizim de elimiz kolumuz bağlı. Bundan sonra avukata vereceğim o işi takip etsin."

- "Yaşadığını hissediyoruz"

Küpşi, oğlunun kaçırılmış olduğuna inandığını dile getirerek, "Polise gittim. Meclise gittik, belediyelere gittim. El ilanları bastırdık, yapıştırdık. Biz çok aradık ama en ufak bir ipucu elde edemedik. Televizyonlara çıktım. 14 yıldır arıyorum ve aramaya devam edeceğim. Peşini bırakmayacağım. Yaşadığını hissediyoruz. Ölü veya dirisi çıkmadan durmayacağım." ifadelerini kullandı.

-"Şimdi 20 yaşında bir genç olacaktı"

Babalar günün yaklaşmasıyla her yıl kendisini hüzün kapladığını dile getiren Küpşi, sözlerini şu şekilde tamamladı:

"Babalar Günü'nde diğer çocuklarım gibi onun yanımda olmasını isterdim. Bir hediye beklerdim. Şimdi 20 yaşında bir genç olacaktı. Onu da diğer kardeşleri gibi okutacaktım. O da üniversiteyi gidecekti. Yetkililere sesleniyorum. Allah rızası için bizim sesimizi duysunlar, bize el atsınlar. Ölü veya dirisini istiyorum. Oğlumu görmenin hayali ile yaşıyorum. Onu bir görsem artık benim için ölüm haktır. Onu bulmadan ölmeyeyim diyorum. Onu gördükten sonra artık ölsem de gam yemem. Ölse mezarı burası diyeceğim. Ölünün mezarı gidip teselli buluyorsun ama kayıp olayı öyle değil. Onun acısı bambaşka, tarif edilemez. Onun ateşi bambaşka. Allah başkasına göstermesin. Bir telefon gelse acaba ondan bir haber mi geldi diyorum. 3-4 seneye kadar gelen her telefona bu umutla bakıyordum."