Kahramanmaraş’tan çalışmak için 1991’de Almanya’ya giden İbrahim (64) ile eşi Hanım Kazankıran (56) çiftinin, 1992’de ‘Alişir’ adını verdikleri bir erkek çocukları dünyaya geldi. Minik bebek 5 aylıkken yatağından düştü. Çift, çocuklarını kontrol için Luckes Kranheus Hastanesi’ne götürdü. Alişir bebek, doktor gözetimine alındı. Burada 3 gün bebeğinin yanında kalan anne Hanım Kazankıran, diğer çocuklarını kontrol için hastaneden ayrıldı. Ertesi gün hastaneye gelen anne, bebeğinin beyin kanaması sonucu ameliyata alındığını öğrendi. Bir hafta boyunca bebeğinin kendisine gösterilmediğini iddia eden Kazankıran, 2 hafta sonra oğlunu gördüğünü ancak, ameliyat sonrası şiş yüzünden bir gariplik olduğunu hissetti. Bir süre sonra çocuklarının öldüğü bilgisini alan gurbetçi aileye, bebeklerinin cenazesi 24 gün sonra teslim edildi. Grevenborich şehrinde kılınan cenaze namazının ardından bebeklerini defneden gurbetçi aile, normal hayatına döndü.
‘ÇOCUĞUMUZU ÇALDILAR’
Cenazenin 24 gün sonra teslim edildiğini belirten Kazankıran, “Bebeğimi bana göstermediler. Defin sonrası bebeğimin mezarının süslendiğini gördüm. Bu durumdan şüphelendim. Benim çocuğum olmadığını düşündüm. Ardından yasal işlem başlattık. Ben bir anneyim çocuğumu istiyorum. Yapılan DNA testi sonrası mezarda bulunan çocuk bizim çocuğumuz çıkmadı. Ölüyse diriyse nerede yaşıyorsa bana yardım etsinler. Annenin gözyaşının rengi yoktur” dedi. 4 kez DNA testine girdiklerini söyleyen baba İbrahim Kazankıran ise 6 yıldır hukuk mücadelesi verdiklerini söyledi. Yetkililerden yardım isteyen baba Kazankıran, “Almanya’da bizim çocuğumuzu çaldılar. Çocuğumuzu arıyoruz. Çocuğun mezarını açtırdık ama çocuğun DNA’sı bize uymuyor. Bu nedenle aile yapımız bozuldu. Çocuklarım ve ailemin psikolojisi bozuldu. Devletimizden çocuğumuzu bulmasını istiyoruz” diye konuştu.