3 Mayıs 2024 Cuma / 25 Sevval 1445

Muharrem ayı ibadetleri nelerdir?

Milyonlarca Müslümanın ibadetlerini idrak edeceği Muharrem ayının başlaması için geri sayım başladı. Hicri takvime göre yılın 12. ve sonuncu ay olan Zilhicce ayı bitimi ile Muharrem ayı başlayacak. Zilhicce ayı bu yıl 30 Ağustos 2019 Cuma günü ise sona erecek. 31 Ağustos'ta ise Muharrem ayının ilk günü idrak edilecek. Muharrem ayı hakkında merak edilenleri sizler için derledik. İşte tüm merak edilenler...

31 Ağustos 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Muharrem ayı ibadetleri nelerdir?
Muharrem ayı ibadetleri nelerdir? Muharrem ayı ne zaman başlıyor? gibi soruların yanıtları tüm Müslümanlar tarafından araştırılıyor. Hicri takvime göre yılın 12. ve sonuncu ay olan Zilhicce ayı bitimi ile Muharrem ayı başlıyor. Hicri yılbaşı olarak kabul edilen Muharrem ayında Hicret, Aşure ve Kerbelâ gibi tüm islam alemi için önemli olaylar yer bulunuyor. Muharrem ayı hakkında merak edilenlerin tümüne haberimizin içerisinden ulaşabilirsiniz. 
 
MUHARREM AYI İBADETLERİ NELERDİR? 
Muharrem ayı içerisinde oruç tutmak, müstehabtır. Bu ayın başında, sonunda veya ortasında yani 13, 14, 15’inci günlerinde ya da 9, 10 veya 10 ve 11’inci günlerinde oruç tutulabilir.
 

 
Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: “Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah’ın ayı Muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203; Ebû Dâvûd, Savm 55; Tirmizî, Salât, 212; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl, 6)
 
Muharrem ayının onuncu gününe de, âşûrâ günü denmektedir. Resûlullah (s.a.s.), “Âşûrâ günü orucunun önceki yılın (küçük) günahlarına keffâret olacağını umarım.” (Tirmizî, Savm, 48) buyurarak, ümmetine bu günde oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir. Âşûrâ günü oruç tutmakla ilgili olarak İbn Abbâs (r.a.) şöyle anlatıyor: “Resûlullah (s.a.s.) Medine’ye gelince, Yahûdilerin âşûre günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, ‘Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)?’ diye sordu. ‘Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde İsrâiloğullarını düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Mûsâ o gün oruç tuttu.’ dediler. Resûlullah (s.a.s.) da, ‘Ben Mûsâ’ya sizden daha yakınım’ buyurup o gün oruç tuttu ve müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti.” (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm 127; Ebû Dâvûd, Savm, 65)
 
Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde Yahûdiler sadece Muharrem ayının 10. (âşûrâ) gününde oruç tuttuklarından, onlarınkine benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Bazı rivayetlerde ise bir öncesine ve bir sonrasına ilave ederek üç gün oruç tutulmasını tavsiye etmiştir (Müttekî, Kenzü’l-ummâl, VIII, 570). Bu nedenle âşûrâ günü oruç tutulurken önemli olan âşûrâ gününü yalnız tutmamaktır. Bir önceki veya sonraki günü ilaveyle iki gün oruç tutulabileceği gibi her ikisini de ilave ederek üç gün de tutulabilir.
   

 
Hicret, Muharrem ve Aşura “Sevgili peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicretinin gerçekleştiği ve rahmet peygamberinin “Allah’ın ayı” olarak nitelendirdiği Muharrem ayı süresince idrak edilecek. Peygamber Efendimiz (sav), Muharrem ayının faziletlerine işaret etmiş, Muharrem ayında tutulan orucun Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç olduğunu belirterek ashabına aşure gününde bir gün öncesi veya sonrası ile birlikte oruç tutmayı tavsiye etmiştir.
 
Hz. Peygamber Aşûre günü oruç tutmayı teşvik etmiş ve "Aşûre günün orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım" buyurmuştur. Peygamberimiz, hadiste "Aşûra günü'nde tutulan orucun, bir yıl önce işlenen hata ve günahların bağışlanmasına vesile olacağı müjdelenmiştir." Ancak, Hz. Peygamberin bildirdiğine göre yalnızca Aşûra günü değil, Muharremin 9, 10 ve 11. günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
 
Aşûre günü oruç tutmanın faziletine ilişkin sahih hadisler bulunmasına karşılık, o günde hububat karşımı aş (aşûre) pişirmek, sadaka vermek, mescitleri ziyaret etmek ve kurban kesmek gibi fiiller hakkında sahih habere rastlanmamaktadır. Bununla birlikte, Müslüman Türklerin dînî halk geleneğinde önemli bir yer tutan aşûre, aynı zamanda Muharremin onuncu günü başlamak üzere, daha sonraki günlerde de özel merasimle pişirilip dağıtılan tatlıya isim olmuş ve sosyal dayanışmaya önemli katkılarda bulunmuştur. Çok eskiden beri devam eden aşûre aşı, Osmanlılar döneminde sarayda da pişirilmiş, “aşûre testisi” adı verilen özel kaplarla da saray dairelerine ve halka birkaç gün süreyle dağıtılmıştır.