Bir süredir Kanada'da yaşayan Bingöl eski Belediye Başkanı Yücel Barakazi ile, dün Üsküdar'da 'ülkenin iç meseleleri, Müslüman dünyasının Kanada'dan nasıl görüldüğü ve oradaki Müslümanlarla irtibatları' üzerine uzunca sohbet ettik; 14 yaşındaki oğlu Yusuf da konuşmalarımızı dikkatle dinliyordu..
Bu arada, Trump'ın, Panama, Meksika, Kanada, Grönland gibi ülke ve coğrafyaları 'ABD'ne katmak isteyip, 'oralarda yaşayanların daha zengin olacaklarına dair 'havuç' göstermesini' hatırlatarak, 'Kanada Yönetimi Trump'a teslim olsaydı, neredeyse ABD'nin 51. eyaletinde ikamet ediyor olacaktınız..' deyince, Yücel Bey ilginç bir not aktardı.. Ben fark etmemişim, meğer, yeni Kanada Başbakanı Mark Carney, Kanada'yı ziyaret eden Trump'a televizyonda esaslı bir ders vermiş ve o sözler Kanadalıların dilinden düşmüyormuş.. Carney demiş ki, Trump'a -özetle-: 'Mister President ! Siz emlakçısınız.. Bu bakımdan, herkesten iyi bilirsiniz ki, bazı mülkler vardır ki, o yerler asla satılmaz- satılamaz.. O yerlerin değeri ölçülemez.. (Trump, bu sözleri başını sallayarak teyit etmiş..) Meselâ, (Londra'daki) Buckingham Sarayı, meselâ, (Paris'teki) Élysse (Elize) Sarayı satılamaz.. Kanada da bizim vatanımızdır ve satılık değildir!.'
Tabiî, bu sözler Trump'ın suratına bir sille vuruyor gibi söylenmiş..
*
Dün, Yahoo'nun haberlerine bakarken, 'Bruce Springsteen, 'Aptal' Trump'ın İktidara Nasıl Geldiğini Anlatıyor' başlıklı bir yazı dikkatimi çekti..
Yazıda, Bruce Springsteen'in, Amerikan Başkanı Trump ve yönetimi için, " beceriksiz ve vatana ihanet" olarak nitelediği eski eleştirilerine daha geniş şekilde yer verilmişti.. "Bu bir Amerikan trajedisi" diyordu, 'rock'çı, Çarşamba günü yayınlanan bir yazısında.
"Ülkenin sanayisizleşmesi ve ardından inanılmaz bir şekilde artan servet eşitsizliği birleşiminin birçok insanı geride bıraktığını düşünüyorum. (Bunlar) Bir demagog için olgunlaşmıştı."
"Ve bu aptalın ortaya çıktığına inanamıyor olsam da, bazı insanlar için uygundu. Ama son 70 günde yaşadıklarımız, hepimizin 'Bu, burada olamaz.' 'Bu, Amerika'da asla olmayacak.' dediği şeylerdi.. Ama, ('olmaz- olamaz zannettikleri, olmuş) 'işte biz buradayız.. "diyordu.
Adı geçen 'rock'çı' Trump'ın geçen ay 'Truth Social' platformunda, (eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in Springsteen ve diğer yıldızlara, başkanlık kampanyasını desteklemeleri için para ödediği konusunda) söylediklerine çok öfkelenmiş ve Patron'u "taş kadar aptal" ve "kurumuş bir erik" olarak nitelemiş..
Springsteen, ülkenin durumuna rağmen hâlâ umutlu olduğunu söylemiş, Times'a.. "Çünkü uzun bir demokratik tarihimiz var. Bir millet olarak otokratik bir tarihimiz yok.. Temelde demokratik ve bir noktada bunun baş göstereceğine ve işlerin geri döneceğine inanıyorum." diyor..
Eski Başkan Barack Huseyn Obama da , 'ABD'nin, Trump Yönetiminde Otokrasi'ye (tek kişi yönetimine) tehlikeli şekilde yaklaştığını' söylemiş.. Bazı protesto gösterilerinde taşınan bir çok pankartlarda 'Trump is not King ' (Trump Kral değildir..) yazısı görülüyordu..
Trump'ın eski danışmanı Steve Bannon da, eski patronunun 'İran'a yönelik 'saf propaganda' yaptığını' söylemiş.. Çünkü, 'Trump'ın İran'a yönelik saldırılarına devam edip etmeyeceğini kimse bilmiyor..' diyor..
*
(2. Dünya Savaşı sırasında, Müttefik Orduları Başkomutanlığı yapan) ve 1952-1960 arasında Amerikan Başkanı olan D. Eisenhower, bizim ilk gençlik yıllarımızda, 1959 yılı Aralık ayı başında Ankara'ya gelmiş ve büyük törenlerle karşılanmış, Dışkapı'dan Çankaya'ya kadar uzanan ana caddenin iki tarafına dizilen öğrenciler, ellerine Amerikan bayrakları tutuşturulup, İngilizce olarak 'Seni seviyoruz..' diye bağırttırılmışlardı..
*
O ve ondan sonrası bütün Amerikan Başkanları'nı kendi ilgi ve bilgi seviyesine göre anlamaya, değerlendirmeye çalışmış birisi olarak, o zamandan beri (Kennedy, Johnson, Nixon, Ford, Carter, Reagan, (baba) Bush), (oğul) Bush, Clinton, Obama, Biden) gibi nice Amerikan Başkanları'nın dönemlerini de gördüm..
Johnson'ın 'Vietnam Savaşı sâyesinde, Amerikan ekonomisi yüzde 70'lik bir ataletten kurtulmuştur..' şeklindeki gaddarca değerlendirmesini; Nixon'ın Watergate Skandalı denilen siyasi üçkağıtçılık yüzünden istifa etmek zorunda kalmasını, aktörlüğüyle meşhur Reagan'ın deli-dolu konuşmalarını, Clinton'un Monika rezaletlerini, evet Biden'ın Türkiye'de bizim Doğu Akdeniz siyasetlerimize zarar veren Erdoğan'ı, içerdeki muhaliflerle işbirliği yaparak iktidardan uzaklaştırmalıyız..' şeklindeki TV. konuşmalarını ve 'Eğer burada İsrail diye bir devlet kurulmamış olsaydı bile biz, Batı Dünyası olarak burada böyle bir devleti yine kurardık..' deyişlerini; evet, kolayca unutmak mümkün değildir, ama, bunlar arasında, hiç birisi , bu Trump denilen kişi kadar tutarsız, ne dediğini bilmeyen, her an değişik kararlar veren ve bütün dünyayı kendi önünde eğilmeye mahkûm zanneden kişi gibisine rastlamamıştım, diyebilirim..
İşbu Trump, 2016'daki Başkanlık Seçimleri sırasında, 'Biliyorum, Amerikan Yahudileri bana oy vermeyecekler.. Çünkü beni satın alamayacaklarını biliyorlar..' derken; 2024 Başkanlık Seçimleri'nde ise, 'Siyonist emellerine benim gibi hizmet eden bir başka Başkan görmemişken, hâlâ bana oy vermek istemeyen Yahudiler varsa, onların kendilerini akıl doktorlarına göstermesi gerekir ..' diyecek kadar, hangi odaklar tarafından nasıl satın alındığını gösterdiği de; ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilân etmesi; 'Suriye'nin Golan Tepeleri, 50 senedir, İsrail'in elinde, artık İsrail'indir..' diye başkalarının topraklarını Siyonistlere peşkeş çeken ve uluslararası hukuk kuralları mı, 'kuralları güçlü olanlar koyar..' diyerek, kendilerinin yeni Roma İmparatorluğunu temsil ettiklerini söylemekten çekinmeyen gibisi, evet görülmemişti..
Hem, Siyonist İsrail rejimini, 'fino' olarak Müslüman coğrafyasına sürüyor, hem de kendileri uzaktan seyrediyor gibi davranıp, belli bir noktadan sonra, 'kendisini İran'ın karşısındaki aslî güç odağı olarak gösterip, 'İran lideri kayıtsız şartsız teslim olmalı..' diyen birisi...
Şimdi de, onca silah ve malî yardımlarla desteklemelerine rağmen, Siyonist İsrail'in İran karşısında bocaladığını görüp, hem 'İran'la kapıyı tam kapatmadım..' deyip, hem de, 'İran'ı her an vurabiliriz de, vurmayabiliriz..' de diye nutuklar çeken, neyin nasıl olacağını kendisinin de bilmediğini söyleyip, kendisinin anlık karar verme kabiliyetine güvendiğini dile getiren birisi..
**
Bilmiyorum, 'rock'çı kişinin 'aptal' dediği bu kişi, gerçekten de öyle midir; yoksa, bir zamane firavunu mu?
*