Bugün ilk turu yapılmakta olan KKTC  Cumhurbaşkanlığı seçiminden bahsediyorum.
Türkiye’nin kuşatıldığı özellikle Doğu  Akdeniz’de limanlara hapsedilmeye çalışıldığı bir dönemde; Türkiye’nin bu  kuşatılmışlığa karşı sahada ve masada amansız bir mücadele verdiği bir  dönemde; KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi sıradan bir seçim olmayıp aynı zamanda  Türkiye’nin verdiği mücadeleye Kıbrıs halkının destek olup olmadığını  gösterecek bir seçim olması sebebiyle fevkalade önemlidir.
Fevkalade önemlidir çünkü KKTC’de Türkiye  ile birlikte hareket etmek isteyen siyasi kanat ile Rumlarla federasyonu  savunan siyasi kanat yarışıyor.
Evet, fevkalade önemli bir seçim.
Türkiye Kıbrıs’ta artık federasyonun  bir çözüm olmadığını, artık iki devletli bir çözümden başka çare  kalmadığını açıkça ilan etti.
İlan etti etmesine de KKTC’de  Rumlarla federasyonu savunan Cumhurbaşkanı Akıncı’nın başını çektiği güçlü bir  siyasi akım var. 
Bugün seçimlere katılan 11 aday yarışıyor olsa da anketler  sadece 5 adayın (Mustafa Akıncı, Ersin Tatar, Tufan Erhürman, Kudret Özersay, Erhan Arıklı)  öne çıktığını gösteriyor.
Bunlardan Akıncı ve Erhürman federasyonu savunuyorlar. Akıncı’nın  Türkiye karşıtı söylemleri malum.
Tatar ve Arıklı federasyona karşılar. 
Her iki kanadın seçmen gücü birbirine çok yakın.
Yapılan bütün kamuoyu araştırmaları birinci turda sonuç alınamayacağı  ikinci tura ise Akıncı ile Tatar’ın kalacağını gösteriyor.
Kıbrıs’ta yaşayan tecrübeli bir siyasetçi ile konuştum, her iki adayın  gücünün neredeyse eşit olduğunu ikinci turda yapılacak seçim sonuçlarının da  bıçak sırtı olduğunu söyledi.
Kıbrıs’ta araştırma yapan Adil Gür bey bir TV  programında, ‘Kıbrıs Türklerinin  %90’nın Türkiye’nin garantörlüğünü ve desteğini savunduğunu’ söyledi. 
Ortada büyük bir çelişki var.
Çelişki, Türkiye’ye rağmen önemli bir kısmının başta Cumhurbaşkanı olmak  üzere federasyona sıcak bakıyor olmasıdır.
Sebep?
Türkiye’ye bu kadar güvenen bir halkın Türkiye’nin karşı çıktığı  federasyona sıcak bakıyor olması Rum kesiminin AB üyesi olmasından  kaynaklanıyor.
Eğer Rum kesimi AB’ye üye olmasaydı sadece Yunanistan himayesinde kalsaydı hiçbir  Türk federasyona sıcak bakmazdı.
AB, Rum kesimini -kendi ilkelerine aykırı biçimde- üyeliğe kabul ederek Kıbrıs  Türkünün aklını çelmiş oldu.
Akıncı, federasyon için çalışacağını ilk seçimde de vadetmiş ve ikinci  turda %60.5 ile seçilmişti!
 Federasyon fikrinin kimi Türklere  cazip gelmesinin temelinde AB üyesi Rum kesiminin faydalandığı haklara sahip  olma düşüncesi yatıyor.
KKTC’de bırakın sıradan vatandaşı önemli siyasetçilerin çocukları  bile AB üyesi olduğu için Rum kesiminin pasaportunu taşımaktadır!
Çözülme aşamasında olsa da AB’nin sunduğu imkânlarla Türkiye’nin sunduğu imkânları  karşılaştıranlar AB’yi tercih etmektedir!
 Federasyonu tercih edenler öncelikli  olarak kendi çıkarlarını öne çıkarmakta, ulusal çıkarlar ya da Doğu Akdeniz’deki  Türkiye’nin savunduğu stratejik haklar ikinci planda kalmaktadır.
Türkiye’nin garantörü olduğu KKTC tek başına federasyona gidebilir mi orası  tartışılır. Ama ezkaza Akıncı ikinci turda da ipi göğüslerse Türkiye’nin  verdiği mücadelenin önünde önemli bir engel teşkil edecektir.
Onun için ‘Akıncı mı Tatar mı?’ sorusunu sordum.
Aslında bu soruyu ‘Türkiye mi Yunanistan mı?’ şeklinde de sorabiliriz.
Temennim Kıbrıs Türklerinin ulusal çıkarlarını önceleyerek oy kullanmaları  ve Türkiye’nin politikalarına destek vermeleridir.
Aksi takdirde bir 5 sene daha zâyi olacaktır.