Almanya’dan gelen bir arkadaşla, geçen akşam Üsküdar’da bir iftar programına katılmak üzere giderken, ‘Trump çatlağı, saldırır mı İran’a’ dedi. ‘Olabilir’ dedim. Ama onun çok ağır tehditlerle muhatabını korkutma taktiğinin, -kapitalist tüccar zihniyetli karakterde olması hasebiyle-, hedefine savaşsız olarak varabileceğini görürse, K. Kore lideri Kim ile uzlaşma kapısını aralamak gibi bir yolu tercih edebileceği de göz önüne getirildi. Keza, kendisini İkinci Roma İmparatorluğu olarak niteleyen USA emperyalizmi, eski başkanlarından Richard Nixon’ın 35 sene öncelerdeki ilginç stratejisini unutmuyorlar. O, ‘B. Amerika bundan sonra ya savaşmaksızın ya da küçük savaşlarla büyük zaferler elde edecek şekilde bir strateji takip etmelidir’ demişti.
***
Ama Trump’ın saldırabileceği de asla ihtimal dışı bırakılmamalıdır. Çünkü Amerika’nın son 40 senesindeki başkanlardan Carter’ın 4, Reagan’ın 8, (Baba) Bush’un 4, Clinton’un 8, (Oğul ) Bush ve , Obama’nın da 8’er yıllık başkanlıkları sırasında ve şimdi de Trump döneminde en büyük problemlerinin birincisi hep İran idi. Geçmiş başkanların halledemediği İran Mes’elesi’ni tehditler veya savaş yoluyla halleden bir Amerikan Başkanı olmak isteyebilir.
Ancaak Trump onca tehditlerinin arasında ‘İran liderliği isterlerse, tlf. numaramı İsviçre makamlarına bildirdim. İran’a zarar vermek istemem. Telefon etsinler, görüşelim’ diyerek kapıyı aralamakta..(İki ülke arasındaki ilişkileri İsviçre sağlıyor).
***
Trump’ın yukardan bakan bu buyurgan tavrına karşı İran’ın dış siyasetini asıl belirleyen kişi olan İnkılab Rehberi Seyyid Ali Khameneî ise 13 Mayıs akşamı devlet ricaline verdiği iftarda yaptığı konuşmada‘Amerika bugünkü tavrını sürdürdükçe, bu Amerikan Hükûmeti’yle müzakere iki kez zehirdir. (…) İran'ın kesin seçeneği ABD'ye karşı direniştir ve bu mücadelede ABD geri adım atmak zorunda kalacak’ dedikten sonra, ‘(…) 'Geliniz, savunma silahlarınızı konuşalım ve neden bu kadar menzilli füze üretiyorsunuz, menzilini düşürün! Ayrıca 'bölgedeki stratejik derinliğiniz ile ilgili konuşalım ve bundan vazgeçin' diyorlar.(…) ‘Düşman güçsüz ve çaresizdir’ denilemez; ancak onların da problemleri var ve o kadar güçlü değiller. (…) savaş olmayacak’ diyordu.
Amma bu ifadenin içinde, kapıyı biraz aralamaya hazır gibi davranıldığının ipucu da görülüyordu.
Unutulmasın ki, İmam Khomeynî de, İran-Irak Savaşı’ boyunca, hep, ‘Zafere kadar savaş’ demişken; savaşın 8. yılında, USA emperyalizminin devreye daha fazla gireceği anlaşılınca,’zehir kadehini kafama dikiyorum’ diyereksavaşı durdurmak kararını almıştı. Aynı noktaya tekrar gelinebilir. Nitekim dün İran Dışişleri yetkilisi, B. Amerika’ya, ‘Irak veya Qatar’da iki taraflı bir ‘Âcil Durum Masası’ kurulması’nı teklif ediyordu.
***
Ancaak sözün başında değindiğim dostum ‘Yahu, biz İran’ın başına yine bir çorap geçirmeye çalışacaklar diye kaygılanırken; İran ise İdlib’de, Beşşar rejimi güçleri ve Rusya’yla birlikte, bazı silahlı grupları bahane ederek, savunmasız, dar bir bölgede sıkışıp kalmış olan evsiz-barksız 4 milyon kadar sivil insanı bombardıman ediyor. Amerika da ona saldırırsa, o zaman, Saddam için söylenenleri mi tekrar edeceğiz’ diyordu.
Evet, tam bir ‘açmaz’ durumu. İran yönetimi inşaallah, bu ‘açmaz’dan kendilerini de, İran’ın Müslüman halkını da, ümmeti de kurtaracak sağlıklı ve mâkul çizgiye gelir.
***
İran’ın, Astâna’da Rusya- İran ve Türkiye arasında varılan anlaşmalara sâdık kalması temenni olunur. Ve yine unutulmasın ki, USA emperial gücünün Suriye Özel temsilcisi James Jeffrey, geçenlerde, ‘Astâna Mutabakatı’nın fişini çekeceğiz’ demişti.
Bugün İran ve Rusya’nın Suriye’de yaptıkları, B. Amerika’nın o niyetinin gerçekleşmesine de hizmet ediyor.