Varşova Paktı’nın çöküşü ile Batılı İttifakın dünyaya yeni söylem ve fikir ürettiğini düşündük! Özgürlükler, haklar ve demokrasi felsefesini iyice harmanlayıp insanoğluna sunmaya kalktıklarında, uzaktan bile herkese cazip geldi. Amerikan eksenli Batı’nın, dünyanın dengesini iyice gözeten mihenk taşı olarak algılanmaya başlandı.
Meseleye sığ baktığımız ve konuların derinliğine dalamadığımız için, aslında algımız bu denli oldu.
Tek dünya patronu olarak adım adım önündeki tüm medeniyetleri ortadan kaldırmaya çalışan Amerikan planını, görmekte zorlandı insanoğlu! Aksi takdirde anlatmaya gayret edilmesine rağmen, dünyadaki kahir çoğunluğun halen Amerikan projelerinin parçası olmayı onur kabul etmesine şahitlik etmezdik.
Her şeye biraz Amerika suyu kaçtı. Milliyetçiliğe, dindarlığa, siyasete, kültürlerin kodlarına!
Meğerse devletleri ortadan kaldırıp, bir şirket haline getirme planının parçası oluyorduk bölük bölük!
İnsanoğlu için yeni fikir üretimi, insanın refahı, değerleri, inancı vesaire gibi meselelere müdahaleyi, en başından göremedik, idrak edemedik! Henüz göremeyenler var ki; halen milli kodlara karşı koyma gayretine hizmetkârlık anlayışı, yerli aktörlerin hayat felsefesi olarak karşımızda! Batı, insanlık tarihine çok önemli katkılar sağladı. Bunu kimse inkâr etmiyor zaten! Lakin bunu yaparken, başkalarının sömürülmesini, zengin topraklarda yaşayıp ve bu ittifak sayesinde fakirliğin dibinin görülmesini de beraberinde devreye soktu. Neden mi? Çünkü adalet anlayışı sadece kendi vatandaşları için geçerli felsefedir. Çünkü insanoğlu, onlara göre tam bir bütün değil. Beyazlar ve siyahlar var. Batı ittifakının temel değeri budur galiba! “Öteki” yapıp, yok etmek! Asırlardır Afrika’yı sömürüp, yokun yoku durumuna sokan güç, kendine “medeniyet bekçisi” titrini vermemeli zaten, sorun burası!
Bu içinde bulunduğumuz zaman diliminde, “Türkiye’nin ne anlama geldiğini”, bu dehşet verici savaş ortamında “nasıl bir denge unsuru olduğunu”, ayakta durmasının ve gelişmesinin insanoğlu için “nasıl bir kurtuluş örneği olacağını” görebilmektir, zaten meselenin anahtarını bulmak.
Seçimler yaklaşıyor. İçeride kargaşa, dalgalanmalar ve ayaklanmalara teşvikler, esasında Amerikan planının yeni parçası! Parti ve siyaset gibi basit konularla izah edilemeyecek durum var şu anda, ona bakalım. Çöktürülmüş devletlerimizin tarihine bakalım. Üzerinde bulunduğumuz toprakların altındaki zenginliklere odaklanalım. Etrafımızda gelişen yeni düzen kurgusundaki savaşların nedenlerine bakalım. Tüm bunları doğru okuyabilirsek, her şeyi göreceğiz. Gördükçe Erdoğan’ı anlayacağız. Ve Erdoğan’ı anlarsak, her şeyi anlamış olacağız.