Washington'da, (denildiğine göre evlenme hazırlığında olan) iki genç insan vurulup öldürülmüşler.
Evet, acı bir hadise.. Bu kişiler hele de haksız yere öldürülmüşlerse, daha bir acıdır.. Çünkü, bizim hayatımızı, dünyaya bakışımızı şekillendirmesi gereken temel hükümler manzumesi olan İslâm dini, bize, 'Bir insanı haksız yere öldürenin, bütün insanlığı öldürmüş gibi' sayılacağını bildirmektedir.
'(...) İsrailoğulları'na şöyle bildirmiştik: "Kim bir cana karşılık olmaksızın, yani yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın, (haksız yere) bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur.' (Maide Sûresi, 32. âyet meâlinden..)
Bu iki kişi, eğer, haksız yere öldürülmüşlerse, evet, onların mazlumiyetine acırız.
*
Ama, ne o?
Öldürülen bu iki insan karşısında feryat figan edenlerin başında, her gün masum, günahsız bebekler de dahil, savunmasız insanları '100'ler halinde öldürmeyi bir de 'hobi'/ zevk haline getirdiklerini açıklamaktan utanmayan Siyonist liderler gelmiyor mu!.
Evet, her gün Gazze'de ve Filistin'in diğer yerleşim birimlerinde, 100 bine yakın savunmasız insanı öldürmekle övünen ve onların evlerini, mescitlerini ve şehirlerini bombardımanlarla, buldozerlerle yerle bir etmekten 'Siyonist Yahudi' olmanın gereğini yerine getirmiş olmanın mutluluğu içinde pis pis sırıtan kişilerin başında, evet, kimler geliyor?
Bizzat Netanyahu ve hamileri ve de, Trump!
Bu kan içici katil ve hamileri, ne kadar da yüksek insanî duygulara ve vicdana sahip imişler meğer!!..
Bu iki kişinin öldürülmüş olması karşısında, onların intikamlarının alınacağına dair nutuk atanlar, öldürdükleri- öldürttükleri 100 bini bulan mazlum ve savunmasız insanların intikamını da düşünüyorlar mı?
*
ABD polis yetkilileri, Washington'daki İsrail Büyükelçiliği'nin iki personelinin Çarşamba akşamı bir Yahudi müzesindeki bir etkinlikten ayrılırken vurularak öldürüldüğünü ve şüphelinin tutuklandıktan sonra "Özgür Filistin!" diye bağırdığını söylemişler..
Sonra anlaşılıyor ki, bu iki kişi de İsrail Elçiliğinde çalışan, diplomat statüsünde kişilermiş ve Yaron Lischinsky araştırma asistanı imiş, Sarah Milgrim de İsrail'e ziyaretler ve misyonlar organize ediyormuş..
*
Haber ulaşınca, 'Bu eylemin faili, inşaallah Müslüman değildir..' dedim..
Bunu, Siyonistlerin Filistin'de işledikleri korkunç cinayetlere karşı sadece Müslüman insanlarca değil, vicdan sahibi her bir insan tarafından da tepki gösterilmesi gerektiğinin ümidi içinde, öyle düşündüm.. Ve, beklediğim gibi de çıktı:
Sanık olarak yakalanan kişinin, 'Chicago'lu 30 yaşındaki Elias Rodriguez' olduğu açıklandı..
Evet, o bir Müslüman değilse de, işlenen bu korkunç barbarlıklara karşı, insanî vicdanı daha fazla tahammül gücü gösterememiş; sıradan birilerini değil, Siyonist İsrail rejiminin emel ve hedeflerine hizmet etmekte 'fiilen asker' konumunda olan iki Siyonist diplomatik temsilciyi hedef olarak seçmiş..
(Hatırlayalım ki, İsrail rejiminin resmî eğitiminde, her Yahudi'ye, dünyanın neresinde olursa olsunlar, bulundukları yerlerdeki İsrail askeri olarak görmek istediklerini telkin ederler.. Siyonist şeflerin yüreklerinin bu iki kişi için yanması bunun içindir..)
Bereket ki, her Yahudi, Siyonist İsrail rejiminin bu talimatını kabul etmemektedir.. Nitekim, bir Yahudi' olan 85 yaşındaki ABD'li Senatör Bernie Sanders, daha 10 gün kadar önce, 11 Mayıs günü ABD Senatosu'nda, Gazze'ye insanî yardımların ulaşmasının engellenmesine ilişkin olarak, "Dünyanın her yerinden insanların düşündüğü, şaşkınlığa uğradığı; ama, garip bir sebepten dolayı bu ülkenin başkentinde ya da Kongre'nin koridorlarında çok az tartışılan bir konuda konuşmak istiyorum" diye başladığı konuşmasına, "İsrail'in (Gazze'ye) bütün gıda yardımlarını engellemesi, topluca aç bırakma ve ölümün yavaş ve zalim sürecinin işletilmesi, insan yapımı bir kâbus, metodiktir, kasten yapılmaktadır. Bugün Gazze'de olanlar, dünyanın ortak vicdanında kalıcı bir leke olacaktır. Tarih, buna izin verdiğimizi asla unutmayacak ve burada, ABD'de, biz bu devam eden zulmü mümkün kıldık. Tarih, bu kâbusa suç ortaklığımızı affetmeyecek! Netanyahu'nun, Filistin halkını yok etmesine verdiğimiz desteği sonlandırmanın vakti, geldi de geçiyor." ifadelerini kullanıyor ve ayrıca, ABD Başkanı Trump'ın, "Gazze'yi, Orta Doğu'nun Rivierasına dönüştürmek" isteğine karşı çıkarak, "Gazze'nin, milyarderlerin tadını çıkaracakları Riviera için değil, Filistin halkı için yeniden inşa edilmesi gerekiyor..' diyordu.
Evet, bu sözleri feryat edercesine dile getiren de bir Yahudi ve amma kan içiciliğe ortak olmayıp, vicdanını satmamış bir saygıdeğer Yahudi..
Biz Müslümanlar başka dinlerden olanlarla da, - aynı inancı keşke paylaşabilseydik diye düşünsek bile- bizlere ve mazlum insanlara saldırmadıkça, 'eylemli bir düşmanlık' içinde olmayız.. 'Yahudi' Sanders'i de bunun için saygıyla selamlıyoruz.
*
Siyonist İsrail rejiminin iki üyesinin öldürülmesi üzerine, ABD Başkanı D. Trump, "Açıkça anti-semitizme dayanan bu korkunç cinayetler sona ermeli! Nefret ve Radikalizmin ABD'de yeri yoktur!" diye yazmış sosyal medyada..
Siyonist İsrail rejiminin kan içicilikte bütün seleflerine taş çıkartan başbakanı Binyamin Netanyahu ise, "Bu korkunç, 'anti-semitik' saldırıdan 'şoke olduğunu' söyleyip, "İsrail'e karşı anti-semitizmin ve vahşi kışkırtmanın korkunç bedeline tanık oluyoruz" demiş..
Kan içmekten, mazlum ve savunmasız insanları on binler halinde öldürmekten zevk alan işbu Netanyahu, 'anti-semitizm'den şikayetçi olurken, bilmiyor ki, dünya halkları nezdinde onun gibi düşünen barbar Siyonist Yahudilere düşman olmak açısından, anti-semitizm'i, Yahudi düşmanlığını ve nefretini asıl körükleyen, bizzat kendisi..
*
Mister Trump'a gelince.. Güney Afrika Devlet Başkanı Ramaphosa'yı ağırlarken, onu dünya karşısında rezil etmek isteyip, Güney Afrika'da 'Beyaz insanların siyahlar tarafından öldürüldüğü'nü ileri sürdü, fotoğraflar yayınladı..
Söylediği cinayetler işlendiyse, gerçekten de devlet tarafından mı işlenmiştir; yoksa geçmiş yüz yıllar boyunca 'siyah katliamı' ve soykırım cinayetlerine tepki olarak münferit vakalar mı gerçekleşmiştir, bilmiyoruz. Ama, Trump çok iyi bilir ki, Amerika'sında, hâlâ da, 'beyaz polis'ler 'siyah insanlar'ı öldürünce, 'kendilerine saldırı olacağından korktukları için..' diye beraat ettirilmektedir, mahkemelerce..
Ama, Trump'ın bu 'show'undaki asıl hedefi, Netanyahu'nun 'savaş suçu işlediği gerekçesiyle yargılanması' için 'Savaş Suçları Mahkemesi'nde ilk dâva açan ülkenin Güney Afrika olması yüzünden, 'Siyonist Yahudiler'in intikamını ve 'aferin'ini almak için bu yolu seçmiş olmasıdır.
*
NOT: Yarın, 24 Mayıs öğleden sonra 14.00- 16.00 arasında, Birlik Vakfı'nın Çemberlitaş'taki Gn. Merkezi'nde, 'İki nükleer güç olan Pakistan ve Hindistan'ın Gerilimi Gölgesinde, HİND ALT KITASI BİZE NE SÖYLER?' başlıklı bir sohbetim olacak, inşaallah..
*