Avrupa bugün savaşın içinde değil; bekleyişin içinde.
NATO Genel Sekreteri Rutte'nin dün dışişleri başkanları toplantısından sonra yaptığı açıklamaları okuyunca insan böyle düşünmeden edemiyor.
Avrupa, Samuel Beckett'in oyunundaki gibi aynı cümleleri tekrar ediyor:
"Tehlike büyük", "Caydırıcılık artmalı", "Savunma harcamaları yükselmeli."
Ama hiçbir adım, hiçbir konuşma, hiçbir karar nihai değil.
Kıta Godot'yu bekliyor.
Ne gelmesini istiyor ne vazgeçebiliyor; sadece bekliyor.
Bu bekleyişin adı: stratejik çıkışsızlık.
RUTTE'NİN SÖZLERİ
"Gerçek ve kalıcı tehlikelerle karşı karşıyayız." diyor NATO Genel Sekreteri.
Bu cümle Moskova'yı değil, Avrupa'nın kendi zihinsel tıkanıklığını tarif ediyor aslında.
Avrupa'nın sorunu Rusya'nın saldırganlığı değil; kendi karar veremezliği.
"Hiçbir yere gitmiyoruz" sözü bile bir kararlılık değil, bir tutunma cümlesi.
Hülasa kıta yerinden kıpırdayamıyor.
ASKERÎ KEYNESÇİLİK
Savunma harcamalarının GSYH'nin yüzde 5'ine çıkarılması, Avrupa'nın yeni bir çıkış aradığını gösteriyor.
Ekonomiyi büyütmek için barışın değil, askeri harcamaların kullanılmaya başlandığı bir dönem...
Tıpkı ABD'nin II. Dünya Savaşı'ndan çıkarken yaptığı gibi:
Savaş ekonomisi üzerinden düzeni yeniden kurma girişimi.
Ama fark şu: o zaman üretim artıyordu; şimdi Avrupa'nın üretim zemini çöküyor.
Kıta askeri Keynesçilikle ekonomiyi canlandırmak istiyor ama çarpan etkisi yok; çünkü enerji pahalı, işgücü daralıyor, sanayi kaçıyor.
Harcamalar büyüyor, kapasite küçülüyor.
Bu yüzden her euro harcaması bütçeyi genişletmiyor, sadece açığı büyütüyor.
ENERJİ VE SANAYİ BOŞLUĞU
Rus gazından kopmaya çalışan Avrupa, Çin'den gelen ara malı bağımlılığını kıramıyor.
Almanya'nın sanayi üretimi 2023'ten bu yana düzenli olarak düşüyor.
Kimya, otomotiv ve çelik sektörleri kapasite azaltıyor; bazıları ABD'ye taşıyor.
Avrupa kendi enerji ve sanayi tabanını koruyamıyor; bu kırılma askeri hamleleri daha da boşlukta bırakıyor.
DİPLOMASİNİN ÇÖKÜŞÜ
Bakarsanız AB barış masasını istiyor...
Öte yandan ise Moskova'yla görüşmeyi reddediyor.
Avrupa Birliği'nin dış politikasından sorumlu en üst isim AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, "Putin savaş suçlusu, görüşmem" diyerek bu çıkmazı somutlaştırıyor.
Avrupa ahlaki poz alıyor ama diplomatik irade göstermiyor.
Bu, strateji değil; yönsüzlük.
YAPTIRIMLARIN GÖLGESİ
Rutte'nin "Rusya'nın gölge filosuna karşı koyacağız" ifadesi sert görünse de tablo farklı:
Rus petrolü ve doğalgazı Avrupa pazarına başka kanallardan akmaya devam ediyor.
Yaptırımlar kâğıt üzerinde, ekonomik akış ise sahada hüküm sürüyor.
Kıta kendi koyduğu kuralları kendisi esnetiyor.
Bu durum, Avrupa düzeninin duvarlarının içeriden döküldüğünü gösteriyor.
ABD'YE MAHKÛM BARIŞ
Rutte'nin Trump'a övgüsü, barış masasının gerçek sahibini işaret ediyor:
Washington karar verecek, Brüksel uyacak.
Avrupa kendi coğrafyasındaki savaşın bile siyasal öznesi değil.
Bu gerçek, kıtanın stratejik hafızasında derin bir boşluk yaratmış durumda.
HÜLASA...
Avrupa bugün savaşmıyor; erteliyor.
Ekonomiyi askeri harcamalarla ayakta tutmaya çalışıyor; ama çarpan etkisi yok.
Diplomaside masayı istiyor; ama masaya gitmiyor.
Yaptırım ilan ediyor; ama kendi şirketleri deliyor.
Çin'den korkuyor; ama Çin'den kopamıyor.
ABD'den bağımsız görünmek istiyor; ama karar orada alınıyor.
Ve tüm bunların ortasında kıta, kendi geleceğini belirleyecek adımı bir türlü atamıyor.
Evet... Avrupa Godot'yu bekliyor.
Gelmesini istemediği hâlde onsuz da hareket edemediği o belirsiz "çözümü", o ertelenmiş sabahı, o hiç gelmeyecek güvenlik duygusunu...