Bırakalım saman aşımına uğrayan kafaların  sıçrattıklarını. İpe yalanlar dizip hakikatin gerdanına dolamaya çalışan  cellatları bırakalım. 
Yalanlarını bizim sırtımızda bilemeye çalışan körelmiş  tüccarlara cevap vermeyi bırakalım . 
Hep söylüyorum , dizinin dibinde olup evladına  sarılamayan bir annenin gurbetini yaşıyordu Ayasofya. Ayasofya evladına kavuşan  Anasofyadır demiştim . 
Bir dizeyle anlatmaya çalışmıştım .. 
Hüzün ipeği seccadem içim güvercin  secdesi
Akşam  ezanlarında eve çağrılmayan çocuğum
Yüzümde  unutulmuş yaşım bir  tesbih tanesi
Dizildikçe  kurşuna, bir heves ortasında
Kursağıma  ağ ören örümceğe doğruyum...
Dizinin  dibinde evladına dokunamayan bir annenin gurbetiydi Ayasofya. Allahuekber  nidasıyla doğan sen, hüzün ipeği seccadeler kundağın , sütün kubbelerine yağan  yağmur suyundan, bütün mabetlerimize " Anasofya". Öyle güzel doğdun ki  Sultanahmet'in sevinç gözyaşları, kulağına okunan ilk ezanın. Sen hüznün  zikriydin şimdi zafer secdeleriyle dolu omuzların.
Hasta  yatağında ezanları dinleyip de kıyama duramayan mümin bir annenin sabrıydı  gerdanındaki.
Çölde su  neyse, Ayasofya'da ezan o. Kana kana secdeye gidilecek hüzünlü mabedimizdi  Ayasofya.
 Fethin, ilk kıyamı lakin secdeye hasretti.  İstanbul yeniden doğduğunda kulağına ilk okunan ezan Ayasofya.
Evladı dizinin dibinde ama saçlarını öremeyen bir  annenin gurbeti Ayasofya.
Minarelerinde örümcek ağları Sevr Mağarasında  Peygamberi sakladıkları gibi Ayasofya'nın hüznünü saklıyor. Bunu bizden başka  kim anlayabilirdi.
Niye anlatıyorum bunları.. Birkaç gündür Ak Parti  İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe'nin paylaşımlarını okuyorum . İyi  hissediyorum . Hani " Bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz" dedirtecek kadar  iyi. 
Gençlerin cevapsız çağrı olarak kaldığı İstanbul'da  ilk kez aradıklarına ulaşmanın sevinciyle tek çağrı sabah ezanıyla Ayasofya'ya  koştular. 
Osman Nuri Kabaktepe gençleri Ayasofya'da sabah namazı  kılmaya davet ettiğinde fetih ruhunun saflarda sıklaştığı umudunu şerefle taşıdım  .  
İstanbul, Ayasofya'nın hüzün ikiziydi. İşte bu davet,  İstanbul'un fetih ruhuyla yeniden vuslatıdır. 
Gençlerin sabah namazına kaldıracak baba sesli bir  abiye ihtiyacı vardı . Ayasofya'yı Bizans ağzıyla vurmaya çalışan ekran  kartlarına cevap verecek bir abi arıyorlardı. 
Öyle bir buldular ki teselliye de secdeye de beraber  gidecek kadar .. 
Kuşak arıyorsanız , uşaklığını yaptıklarınıza  tapanlara değil ; bir sabah ezanında O kutlu mabedi en genç secdelerle kuşatan  Ayasofya kuşağına bakacaksınız. 
Sizin yok saydığınız bu kuşağı şerefle var sayan Fatih  Sultan Mehmet  var, Akif var, Necip Fazıl  var.. 
Hepsinin fikrini hakikat hakikat dirilten bu kuşağın  adı Ayasofya.