
"İmamoğlu Suç Örgütü" soruşturması dalga dalga derinleştiriliyor. Her gün yeni bilgi ve belgeler, itiraflar ortaya dökülüyor.
Bu süreçte CHP Genel Başkanı Özgür Özel, çeşitli restler çekerek hükümeti köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Ama görünen o ki yine baltayı taşa vurdu.
Ben poker oynamasını bilmem. Ama filmlerden gördüğüm kadarıyla karşı tarafı tuş etmek istiyorsanız gerçekten iyi bir blöfçü olmanız lazım...
Özel'in durumu da acemi poker oyuncuları gibi...
Zira Özel, "Ben hepsine kefilim" dedi.
"İmamoğlu Suç Örgütü" davasının TRT'den yayınlanması yönünde bir çağrı yaptı.
Yani bir anlamda Cumhur İttifakı'na karşı bir blöf yaptı.
Önce Bahçeli, sonra da Erdoğan, bu teklife "Rest" dedi.
Her iki lider de duruşmaların TRT'den canlı yayınlanmasına yeşil ışık yaktı. Özel, "Duruşmalar canlı yayınlansın" teklifinden pişmanlık duyar mı bilemiyorum ancak tüm sürecin milletin gözünün önünde cereyan etmesi hayırlı olacaktır.
Ak koyun kara koyun ortaya çıkacaktır.
Özel'in, Saraçhane medyasının iddia ettiği gibi ortada kumpasçı, iftiracı, itirafçılar mı var, yoksa yağma düzeni mi görülecektir. Duruşma salonunda yaşanacaklar konusunda kahin olmaya gerek yok.
Bugüne kadar olduğu gibi CHP'liler esasa, iddialara karşı cevap vermek yerine bol bol duygu yüklü konuşmalar yapacaktır.
İmamoğlu'nun savunmasını "Biz bir çift mavi gözün izinden gittiğimiz için hedef olduk" eksenine oturtması, bol bol Atatürk'ün adının geçtiği cümleler kurması şaşırtıcı olmayacaktır. CHP'nin en büyük stratejisi yolsuzluk davasını siyasal zemine çekmeye çalışmak olacaktır. Ancak unutmamak gerekiyor ki milleti hafife alanlar bugüne kadar hata yaptıklarını her daim gördüler.
Zira milletin terazisi gerçekten hassas tartar.
Takdir de her zaman milletin elbette...

"TERÖR DUVARI YIKILIYOR"
Tam anlamıyla tarihi günlere tanıklık ediyoruz.
Terör örgütü PKK, Cuma günü Irak'ın Süleymaniye kentinde silahları teslim edecek.
Öncesinde yüzlerce kişinin davet edildiği bir tören için akreditasyon yapılıyordu. Açık söylemek gerekirse hemen aklımıza "Örgüt bir şov mu yapacak, bu bir gövde gösterisi mi olacak?" sorusu geldi. Zira böyle bir görüntü toplumda ciddi rahatsızlık oluşturabilirdi. Ancak Erdoğan'ın DEM Heyeti'ni kabulünün ardından yeni bir duyuru yapıldı.
Silahların teslimi törenine gazetecilerin alınmayacağı, görüntülerin daha sonra servis edileceği duyuruldu.
Yani belli ki her iki taraf da karşılıklı güven zeminini zedelenmesinden endişeli. Bu süreçte İmralı'dan teröristbaşı Abdullah Öcalan'dan videolu bir mesaj paylaşıldı.
Öcalan'ın "PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır" mesajı çok anlamlı... Yani Öcalan hapiste olmasına karşın coğrafyamızda yaşananları yakından takip ediyor. Ve özellikle soykırımcı İsrail'in yayılmacı saldırgan politikalarından duyduğu endişeyi isim vermeden dile getiriyor.
Teröristbaşının "Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor" ifadesi bu açıdan dikkati çekiyor. Yani İran'dan sonra dişi keserse İsrail'in hedef tahtasına Türkiye'yi koyacağını da görüyor.
Bu yüzden Erdoğan'ın "Terör duvarı yıkılacak. Bunun da kazananı, hep söylediğim gibi; Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı ile tüm Türkiye olacak, ardından tüm bölgemiz ve bölgedeki kardeşlerimiz olacak. Ne yapıyorsak, işte bu anlayışla, bu hassasiyetle yapıyoruz" sözleri tarihi önemde...
Yaşadığımız coğrafyadaki halkların kader birliğini Siyonizmle, soykırımcı İsrail ile değil bin yıldır kardeşlik hukuku, kan bağı, can bağı olan Türklerle yapması gerektiği çok net ortada.
Zira birlikte dirlik var...

NOBRANLIK
Dijital dünya yaşamlarımızı derinden sarsmaya devam ediyor.
Normal kavramı erozyona uğruyor.
Beyoğlu'ndaki dondurmacının şov bahanesiyle turisti taciz ettiği görüntüleri izlerken "Ne ara bu hale geldik?" diye düşündüm açıkçası...
Görüntülerin ardından dondurmacı mühürlendi. O kendini bilmez belki de başkalarının da ekmeğine mani oldu. Hatırlarsınız daha önce de süt banyosu görüntüleriyle gündeme gelenler olmuştu. Tesisin mühürlenmesine sebep olmuşlardı. TikTok kafasıyla her yaptığını normal gören marjinalliği marifet sanan, tüm değerleri hızla erozyona uğratan bir kitle oluşmaya başladı.
Üstelik bu kitle bu işten para da kazanabildiği için daha çok izlenmek için en uç noktalara kadar meseleleri taşımaktan çekinmiyor. Daha geçen gün Florya Atatürk Ormanı'nda, insan içinde cinsel ilişkiye giren gençler gözaltına alındı. Yani kamuya çok açık bir alandan söz ediyorum. Öyle tenhada filan değil.
Nobran bir kitle oluştu. Bazı rap şarkılarına da yansıyan tuhaf bir kültürleri var. Küfürlü konuşmayı marifet, başkalarına kötü davranmayı güç, ahlaksız hareketleri hak görüyorlar. Pazar günü plajda voleybol oynarken yanımıza gelen 20'li yaşlarda iki genç sorma ihtiyacı dahi hissetmeden sahaya girip oyuna dahil oldular. Üstelik gençlerden biri arkadaşının tüm uyarısına rağmen ve sahada 13-15 yaşında çocuklar olduğu halde topa tüm gücüyle abanarak servis atmayı sürdürdü. Sonunda ben oyunu bırakıp gittim. Tadım kaçtı. Oysa karşımdaki genç yaptığının normal olduğunu, sırf gücü bu şekilde oynamaya yettiği için hakkı olduğunu düşünüyordu muhtemelen. Oysa birazcık dahi nezaketli düşünse bunun bir oyun olduğunu ve karşısındaki çocuklara bu kadar sert top atarak aslında hatalı olduğunu anlayabilirdi.
Bilmiyorum biz gençken de büyüklerimiz bizim için mi böyle söylüyordu.
Kimseyi yargılamak haddim değil ama toplumsal değerlerde hızlı bir erozyon var. Saygısız insanların sayısı ne yazık ki artıyor... Ve bu erozyon hali korkarım yakın gelecekte batıda olduğu gibi bizde de bireyselleşmeyi ve yabancılaşmayı, yalnızlaşmayı beraberinde getirecek.