Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin'in önde gelen yayın kuruluşlarından People's Daily'de Çince ve İngilizce olarak yayımlandığı makalesinin başlığı; "Barış ve Adalet İçin Ortak Yol". Makale, "1967 sınırları esas alınarak başkenti Doğu Kudüs olacak tam bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti inşa edilmesinin tüm bölgenin kalıcı barışı için hayati önemde olduğunu" ifade ediyor. Başta Filistin halkının, bölgemizin ve artık dünyanın başına bela olan İsrail sorununun çözümünde tek yolu bu olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır, her fırsatta, büyük bir diplomatik çaba ile dile getiriyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hitaplarında mutlaka buna özel ve geniş yer ayırıyor. Bunlar bizim bildiğimiz gördüğümüz kısmı; İsrail zulmünü durdurmak ve kalıcı barış için Türkiye'nin çabası çok daha derin. Bu yüzden İsrail'in soykırım kabinesinden isimler başka hiçbir ülkeyi değil doğrudan Türkiye'yi hedefe koyan açıklamalar yapıyor. Tüm bunlara rağmen CHP Lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı'nın Gazze'nin işgali planına tepki vermediğini söyleyebiliyor. Özgür Özel'in bu yavelerini çok da ciddiye almamak gerek; zira Türkiye'nin neyi niçin yaptığını İsrail de Filistin halkı da çok iyi biliyor!
İsrail sorununda artık yeni bir etaptayız, Gazze'deki soykırım, Gazze'nin işgaline zemin hazırlayacak boyutta geldikten ve Soykırım kabinesinin işgal planı mecliste onaylandıktan sonra İsrail işgale başladı. Nihai hedefleri Batı Şeria'yı ilhak, Gazze'yi işgal değil. Bu sadece yakın hedefleri. Bu cani ruhlu Siyonistler ciddi ciddi "vadedilmiş topraklar" saçmalığını hayata geçirmeyi planlıyor olabilirler. Lübnan, Suriye, Irak, Ürdün, Türkiye... Gözlerini nerelere diktikleri, kendilerini güvende hissetmek için nerelere saldırabileceklerini kestirmek zor. Anlamadıkları şey, bu saldırganlığa, bu caniliğe, hırsızlığa, işgale, kötülüğe devam ettikleri müddetçe asla güvende olamayacakları. Gözü dönmüşlerin akıbeti kendi kendini yok etmektir. İsrail'in tuttuğu yol da bundan başkası değil.
Her şey bu kadar kötüyken, Gazze halkını Gazze'den sürme ve Gazze'yi işgal planı hayata geçirilmeye başlanmışken, ABD utanmazca yine bir hukuk ihlali yaparak Filistinli yetkililerin Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılmasına mani olmaya çalışırken nasıl bu kadar olumlu bir yerden bakabiliyorum.
Çünkü artık bu kötülük sadece Filistin halkının değil tüm insanlığın imtihanı haline geldi. Gazze'de yaşananlara ses çıkartamayan hiçbir devlet egemen değildir. Halkların tepkisine rağmen İsrail ve ABD'nin kurduğu düzene boyun eğen hiçbir ülke kendi iradesiyle hareket ediyor olamaz. İsrail'in kurduğu şantaj düzeninin devam etmesi imkansız.
Bu kadar büyük bir kötülük karşılıksız kalamaz.
İsrail, Gazze'yi işgal için attığı ilk adımda bile Kassam Tugaylarının ciddi direnciyle karşılaştı. İsrail, en yüksek teknoloji ve sınırsız silahla sürdürdüğü soykırım saldırılarına rağmen ne Gazze halkını ne de Hamas'ı diz çöktürebildi.
İki yıldır dışarıdan hiçbir destek alamamasına rağmen Hamas ve askeri kolu El Kassam Tugayları ne sayıca eksildi ne de inançlarını kaybetti. Sivillerin güneye sürülmesi durumunda; Gazze'nin kuzeyini işgale giriştiği andan itibaren İsrail, kendi kamuoyunda da bunu yönetmekte zorlanacaktır.
Sivillerin tahliye edildiği bir yerde El Kassam'ın savaşma kabiliyeti çok daha artacaktır. Daha ilk gün dört İsrail askerini esir aldılar.
Yani Hamas için asıl savaş şimdi başlıyor.
İnşallah hep birlikte göreceğiz; Gazze'de İsrail batağa saplanacak. İşgal planı "Gazze sendromuna" dönecek.