Sokak hayvanlarının verdiği zarar vatandaşı rahatsız ediyor. Belirli yerlerde akşamları sokağa çıkmaya korkuyor insanlar. Köpekler tarafından parçalanan çocukları, kovalanan ihtiyarları hepimiz görüyoruz. Yaralanmasalar bile sokak hayvanlarının insanlar üzerinde bıraktıkları korku, manevi zarar olarak yeterli.
Sokak hayvanları konusunda görev belediyelerin ancak belediyeler bu konuda adım atmazlarsa vatandaş olarak haklarımız neler, hukuki olarak yapabileceklerimiz ne? Bugün bu hususlara değinmek istiyorum.
NELER OLMUŞTU?
30 Temmuz 2024'te TBMM Genel Kurulundan geçen "Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Cumhurbaşkanınca onaylanıp 2 Ağustos'ta Resmî Gazetede yayımlandı.
Kanun "topla-iyileştir/kısırlaştır-bırak" şeklindeki metodu değiştirdi. Buna göre toplanan hayvanlar bırakılmayacak ya sahiplendirilecek ya da barınaklarda kalacak... Benzer uygulamalar dünyada birçok ülkede var.
Köpek popülasyonu hızlı biçimde artabiliyor. Bunun için etkin mücadele şart. Zira Türkiye'de 4 milyon sokak köpeği olduğu belirtiliyor.
YETKİ BELEDİYELERDE
Yeni düzenleme belediyelere bu konuda barınak yapma, toplama ve bütçe ayırma zorunluluğu getirdi. Hatta daha fazla barınak yapmak isteyenlere Maliye Bakanlığının destek sağlaması da düzenlendi.
Yasa uygulamaya başladıktan sonra İçişleri Bakanlığı Belediyeleri denetlemeye başladı. Bunun zorlamak için değil "yol gösterme amaçlı" olduğu belirtildi. Ancak bu konuda bir sonuç, kamuoyu ile henüz paylaşılmadı...
AYM NOKTAYI KOYDU
Bildiğiniz üzere iki gün önce AYM bu konuda bir karar verdi. Karar CHP'nin açtığı "kanun iptali davasının reddi" şeklindeydi. CHP, Anayasa Mahkemesinden bu konuda yapılan son düzenlemenin iptal edilmesini istemişti, fakat talep kabul görmedi.
"UYGULAMAYACAĞIZ!"
Kararın gündeme düşmesine müteakip Özgür Özel, AYM'nin kanunu iptal etmesi gerektiğini, kararı "üzüntüyle karşıladığını" ve "yasayı, yaşamı savunan bir yerden yorumlamaya devam edeceğiz" diyerek CHP'li belediyelerin karara rağmen düzenlemeyi uygulamayacağını ilan etti.
BAĞLAYICILIK BİTTİ
Atalay kararında AYM kararının uygulanması ve bağlayıcılığı yönünde "şiddetli bir tavır" sergileyen CHP, sokak hayvanları kararını beğenmeyince "ben uygulamayacağım" diyebiliyor. Böyle demesi de yetmiyor. Bir kimse de çıkıp "AYM kararı var artık en azından çelişkiye düşmemek adına böyle ifadeler kullanmamalıyız" demiyor. Atalay konusunda konuşan hukukçular, mesele CHP olunca sus pus. Kimseden itiraz yükselmiyor...
EŞEK ÇAMURA ÇÖKERSE...
CHP'nin bu kurumsal tutumundan sonra sorunun sahibi bizzat vatandaş oldu. Atasözünde dendiği gibi "eşeği çamura çökenin sahibinden gayretlisi olmaz". Yurttaş hukuk eliyle belediyelerin anlamsız ve haksız direnişine karşı koyabilir ya da en azından kurumları görevini yapmaya sevk edebilir. Görünen o ki yeni bir hak arama serüveni, bir tür seferberlik hali başlayacak. İşler tersine döndü. Normalde bir yasanın çıkması veya uygulanması için hükümet zorlanır. Ama şimdi, muhalefetin uygulaması için süreç ilerletilecek, gerçekten tuhaf zamanlardan geçiyoruz!
VATANDAŞ ÇOK ŞEY YAPABİLİR!
Belediyeler ve merkezi idarenin yasayı tam ve eksiksiz biçimde uygulamasını sağlamak için birey olarak şu adımları atabiliriz:
(1) Belediyelerden bilgi edinme hakkı çerçevesinde başvuru yapıp çalışmalarının olup olmadığını sorabiliriz. Hatta var olan çalışmaların yeterliliğini değerlendirmek üzere somut verileri talep etmemiz de mümkün. Belediyeler bilgi talebinize 15 gün içinde cevap vermek zorunda. Cevap gelmezse veya net değilse Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kuruluna şikâyet hakkınız var. Bilgi talepleri belediyelerin "takip edilmesi" anlamında önemli!
(2) Belediyelerden gerekli tedbirlerin alınmasını isteyip talebinizin reddi veya cevap verilmemesi halinde Kamu Denetçiliği Kurumuna (KDK) başvuru yapabilirsiniz. Nitekim KDK yeni yasa öncesindeki bir başvuruda şöyle karar vermişti: "Sokakta sağlıklı ve güven içinde dolaşabilmek amacıyla bireylerin değil, idarelerin önlem alması beklenmektedir. Bu kapsamda hem insan sağlığını ve güvenliğini hem de hayvanların korunmasını sağlayacak tedbirlerin alınması ve düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerektiği değerlendirilmektedir."
(3) Görevin gereklerini yerine getirmeyenleri Bakanlığa ve diğer birimlere şikâyet edebilirsiniz.
(4) Saldırılara maruz kalıp zarar görmüşseniz suç duyurusu ve idareden tazminat hakkınız bulunmakta.
(5) Başvurularınızın reddi veya cevapsız kalması halinde idare mahkemesinde dava açılması mümkündür.