Türkçede 'malûmu ilâm, abesle iştigaldir' / (Herkesçe zâten bilineni, tekrar bildirmek, abesle meşgul olmaktır...) diye bir deyim vardır. Öyle ya, herkesçe bilineni, çok önemli bir şey açıklıyormuş gibi sunmaya kalkışmak, 'âlemi kör, herkesi sersem' zannetmektir; böyleyken, öyle davranan kişi, asıl kendi halini ilân ediyordur dünyaya...
Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın 80. Kuruluş yıldönümü dolayısıyla daha bir önem kazanan Gelen Kurul çalışmalarına katılmak üzere New York'a gelenlere hitap ederken de Trump, farklı bir Trump değildi.
'Birleşmiş Milletler ne iş yapıyor?' diyordu da, 197 üyeden 196'sı oy birliğiyle karar alsa bile, Güvenlik Konseyi'nin '5 Daimî Üye'sinden 1'i sıfatıyla, tek başına 'veto' yetkisini kullanarak, o kararı geçersiz kıldığını hatırlatsaydı, daha dürüst konuşmuş olurdu.
Çoğu dünya siyasetini ilgilendirmeyen küçük münakaşaları sonlandırdıysa bile onları 'savaş' diye isimlendirerek, 'Ben 7 ayda, 7 savaşı durdurdum, Birleşmiş Milletler bir teşekkür telefonu bile etmedi.' diyordu. (Azerbaycan ve Ermenistan anlaşmak üzereyken, Erdoğan'dan rol çaldım, Paşinyan ve Aliyev'i Washington'a çağırıp anlaşma metnini imzalattım' diyecek değildi, herhalde...)
*
Ayrıca, Müslüman ülkelerin liderlerinin bazılarıyla bir toplantı yapan Trump'ın oradaki tavrı da ilginçti.
Baştan belirtelim ki, Birleşmiş Milletler üyesi olan devletler arasında bir ast-üst ilişkisi yoktur ve hepsi de, en azından kağıt üzerinde eşittirler. (Her ne kadar BM Güvenlik Konseyi'nin '5 Daimî Üyesi'nin, -Çin ve Fransa bile- İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri sayılarak kendilerinde vehmettikleri ve dünya ülkelerine dayattıkları ve bütün BM kararlarının kendilerince 'veto /red edilmemesi durumunda geçerli olacağı şeklindeki kural, maalesef halen geçerli olsa da...)
Evet, uluslararası hukuk kuralları öyle olmasa da bazı devletlerin daha eşit oldukları, '5 Daimî Üye'lerin daha eşit oldukları, ya da 'eşitler arasında birinci oldukları' fiilen kabul edilmiştir.
Buna rağmen, uluslararası irtibatlarda, tarafların müzakerelerde diplomasi kuralları açısından oturma yer ve şekilleri çok önemlidir. Bu yüzden bu gibi toplantılarda, 'yuvarlak masa' usûlü bir oturma düzeni uygulanır ve böylece, hiç kimse ast veya üst durumda gözüküyor olmaz.
(Hatırlayalım, 1995'lerdeki 'Çeçenistan –Rusya savaşları' sırasında, dönemin Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Çeçen liderleriyle müzakere masasına oturmayı kabul etmişti. Ama müzakere salonunda Yeltsin, Devlet Başkanı olarak üst bir statüde olduğunu hatırlatacak ayrı bir yerde oturuyordu. Çeçen heyeti, salona girdiğinde merhum Zelimhan Yandarbeyev, Çeçen heyetinin başkanı olarak bu oturum şeklini kabul edemeyeceklerini ve taraflardan birinin, ast-üst durumu gibi bir görüntü vermeyeceği şekilde oturabileceklerini söyleyince, Yeltsin bu talebi kabul ederek, bir 'yuvarlak masa' getirtmişti.)
Ama Amerikan Başkanı Trump, -üzerinize âfiyet- 'megalomania'nın zirvesinde olduğundan, o her yerde en büyük kendisini görüyor ve 'kuralları güçlüler koyar.' diyor. O öyle 'yuvarlak masa' görüşmelerinde herkesle eşitliği kabul ederek konuşamaz.
Evet Trump, 'Ben İsrail'in yanındayım.' diye 'malûmu ilâm' abesliğinden sonra, Filistin Meselesi'ni konuşmak üzere, Müslüman ülkelerden 10 kadarının liderlerini bir toplantıya davet etti.
Bu arada, 'Burada, şimdiye kadar yaptığım en güzel toplantı oldu.' gibi gönül tavlayıcı laflar da etti. Hani onun, öveceği herkese devamlı 'Harika işler yapıyor' diye iltifatlar yağdırması var ya, bir 'harika' da kendisi yapmış oldu.
Orada Endonezya C. Başkanı Prabowo Subianto, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Ürdün Kralı Abdullah, Katar Emiri, Mısır Başbakanı Mustafa Medbolî ve Suûdî Dışbakanı gibi simalar da vardı.
Bu toplantı 'yuvarlak masa' şeklinde tertip olunsaydı, çok tabiî olurdu.
Keşke bu noktaya dikkat edilseydi.
Orada Trump'ın söyledikleri de, hemen bütün konuşmalarında olduğu gibi, birkaç gün veya birkaç ay sonra tamamen tersini söyleyebilecekleri cinstendi. Gazze'de işlenen bunca cinayetler konusunda onun sözleri sadece 'rehine'lerin kurtarılması konusuna indekslenmişti. Gazze'de 2 milyonu aşkın nüfusun tamamı, 'Amerika'nın 51. Eyaleti durumundaki İsrail' tarafından 'rehine' alınmış ve 100 bine yakın sivil insan katledilmiş; Gazze, 'atom bombasıyla Hiroşima gibi yerle bir olmuş iken... Bunlar Trump'ın umurunda değildi... Başka yerlerdeki canlar konusunda hassas gözüküyordu...
Bu cinayetlerin kendi döneminde daha bir hız kazanması için Netanyahu'ya, 'Ben işbaşı yapmadan, işini bitir.' diyenin de Trump olduğu unutulmamalıdır.
Keza, Trump'ın kendisi gibi düşünmeyenlere veya kendisine aykırı görüş belirtenlere, nasıl en ölçüsüz ve kontrolsüz sözlerle saldırıya geçtiği de unutulmamalıdır.
Hatırlayalım, Trump, 6-7 ay önce Ukrayna Başkanı Zelenski'yi yerden yere vurmuştu. 'Sen kazanılmayacak bir savaşa girdin. Hangi gücüne güvendin de girdin o savaşa. Elinde hiç bir kart yok, hâlâ devam ediyorsun! 'Uykucu Biden'ın bu durumu anlayamaması yüzünden, Amerika'nın parasını ve silahlarını boş hayaller için alıyorsun ama karşılığını ödeyeceksin. Askerler girdikleri yerden çıkmazlar.' diyen de Trump idi.
Aynı Trump, şimdi ise, 'Zelenski'nin ve Ukrayna'nın büyük bir mücadele verdiğini, Zelenski'nin cesur yürekli bir savaşçı olduğunu, büyük iş yaptığını, hattâ Ukrayna'nın Rusya'ya kaptırdığı bütün topraklarını geri alabileceğini' söylüyor. Çünkü Putin'i istediği noktaya getiremedi... Onu, Ukrayna ve diğer bazı ülkeler 'vekalet savaşı' anlayışının içine çekerek Rusya'yı dize getirmek istiyor. 'Rusya için kağıttan bir kaplan bile demiyorum; Rusya sadece 'kağıttan bir ayı!.' lafı da, onun müthiş buluşlarından
*
Konuşmasının bir yerinde, Londra Belediye Başkanı Sâdeq Khan'a da çatmadan edemeyen Trump, "Londra'ya bakıyorum, orada çok kötü bir Belediye Başkanı var. Kent çok değişti, şimdi de Şeriat yasasını getirmek istiyorlar. Bunu burada yapamazsınız." da diyebildi.
4 Kasım 2025'te yapılacak olan New York Belediye Başkanlığı seçimlerinde de anketlere göre rakiplerinden açık ara önde gözüken Müslüman aday Zohran Mamdanî'yi çoktan 'komunist' ilan eden Trump, (İnşallah) Mamdanî'nin kazanması halinde hırs ve kederden patlayacaktır...
**