Aslında başkanlık sistemine  geçtikten sonra altı ay içinde uyum yasalarının çıkması gerekiyordu, maalesef  çıkmadı. 
Bu yasalardan biri seçim  yasasıdır. Nihayet bu yasa hakkında bir ön hazırlık yapıldığı basına  yansıdı.
Başkanlık sisteminin en önemli  özelliklerinden biri sert kuvvetler ayrımıdır. Bunun anlamı güçlü icra(hükümet),  güçlü yasama ve güçlü/bağımsız yargıdır. 
(Şu anda güçlü icra var yasama da  eskisine göre daha bağımsız. Çünkü eski sistemde yasama tamamıyla icraya  bağımlıydı. Hükümet temsilcisi gelmeden yasama görüşmesine bile başlanamazdı.) 
Seçim yasasında yapılacak  değişikliklerle yasama organı daha da güçlü kılınabilir. 
Dün basına yansıdığı kadarıyla beş  başlık altında bir çalışma yapılıyormuş.
Seçim barajı, seçim bölgesi, grup kurma nisabı, muhtar seçimi ve ittifaklar  üzerinde çalışılıyormuş.
SEÇİM BARAJI
Yüzde 10 seçim baraj 12 Eylül  darbesinden sonra ihdas edilmişti. 
Küçük partilerle dolan mecliste  kanun yapmak zor oluyor, hem kolayına hükümet kurulamıyor hem de  cumhurbaşkanlığı gibi önemli seçimlerde sonuç alınamıyordu.
Bugün muhalefet partilerinin  seslendirdiği güçlendirilmiş parlamenter sistemini andıran bir düzenleme  ile yüzde 10 barajı getirildi ki hem siyasi istikrar sağlansın hem de  meclis daha aktif çalışsın.
Ayrıca RP gibi partilerin ve  bazı marjinal grupların baraj ile önünün kesileceği hesap ediliyordu.
Baraj sadece iki dönemde istikrarı  sağlayabildi. 1983 seçimlerinde ANAP, 2003 seçimlerinde de AK Parti  baraj sayesinde tek başına iktidar olabildi. 
Bu iki seçim haricinde gizli açık ittifaklarla  ve bağımsız adaylıklarla baraj etkisini büyük ölçüde yitirdi.
1991 seçimlerinde RP, MÇP ve IDP  baraj engelini kurulan ittifak ile aştı. PKK destekçisi siyaset de SHP ile  ittifak kurarak barajı aştı.
Ve nihayet ittifak yasal hale  gelince baraja takılması muhtemel bütün partiler mecliste temsil edilir oldu.
Partiler arası seçim ittifakının  yasallaşmasıyla seçim barajının bence hiçbir önemi kalmadı.
O yüzden yapılan değişiklik  çalışmasında seçim barajının 5'in altında 7'in üstünde olmaması  teklifinin çok da anlamlı olmadığını düşünüyorum.
Bugün yüzde 5’in altında oy almış BBP  de SP de TİP de DP de ittifaklar sayesinde mecliste temsil ediliyor. 
Dolayısıyla seçim barajı anlamını  tamamen yitirmiş bulunuyor. 
Barajın ittifak içinde ve dışında  ayrı ayrı değerlendirileceğinden bahsediliyor ki bence o da çok anlamlı değil.  O engel daha kolay aşılıyor. İttifak kurmak isteyen parti resmen ittifak  kurmuyor ama adaylarını barajı aşan partiden gösteriyor ve meclise girebiliyor!  
Bence doğru olan seçim barajının  tamamen kaldırılmasıdır. 
İki sebepten birincisi resmi  ya da gizli ittifaklar baraj tanımıyor. 
İkincisi ve en önemlisi de artık hükümetler meclisten çıkmadığı için siyasi  istikrar açısından barajın ülkeye hiçbir faydası yok. 
Tam tersine temsilde adaletin önünde  bir engel olarak gözükmesi sebebiyle Türkiye aleyhine bir algıya sebep oluyor.
SEÇİM BÖLGESİ
Üzerinde çalışılan seçim bölgesi  meselesi yasama organının güçlenmesi açısından önemli. Gördüğüm kadarıyla daraltılmış  bölge sistemi ağırlık kazanıyor. 
Daraltılmış bölge sistemi de eğer 5  milletvekili ile sınırlandırılırsa bunun da çok büyük faydası olmayacaktır.  Çünkü zaten 54 seçim bölgesinde milletvekili sayısı 5 veya daha az sayıdadır.
5 milletvekiliyle sınırlandırılacak  daraltılmış bölge sistemi sadece büyük şehirler için belki nisbi bir fayda  sağlayacaktır ama pek bir şey değişmeyecektir.
Ben dar bölgeden yanayım. Her seçim bölgesinden bir milletvekili seçilmesini daha demokratik  buluyorum. Her bölgeden bir vekil demek bölge seçmenin tanıdığı saydığı sevdiği  ve kendisini mecliste iyi temsil edeceğini bildiği adayların seçilmesi  demektir. 
Tabana dayalı vekil güçlü vekildir.  Güçlü vekillerin oluşturduğu meclis de güçlü meclistir.
Dar bölge sisteminde parti merkezleri kazanmak için o bölge seçmeninin  tercih ettiği şahsı aday göstermek zorunda kalır ki bu da bir nevi ön seçimi  veya benzer bir yöntemi  zorunlu kılar. (AK  Parti programında hem daraltılmış bölge hem önseçim hem de tercihli sistem  va’di vardır.)
İlla da daraltılmış bölge deniyorsa ve  5 milletvekili ile sınırlandırılacaksa o zaman hem önseçimin hem de tercihli  sistemin getirilmesi gerekir ki güçlü vekil ve güçlü meclis çıksın ortaya.
Diğer başlıklara imkân olursa başka  yazıda temas ederiz inşallah.