Tek parti ideolojisi ülkeye dayatılınca milletin milli ve manevi değerleri yasaklanıp aşağılanmaya başladı.
Bugün seküler kesim o değerler üzerinden dindarlara saldırmaya devam ediyor.
Şeriat, hilafet, tarikat, cemaat, cihad ve benzeri deyimler dindarlara saldırma malzemelerinden bir kaçı.
En son Kuran eğitimine ortaçağ eğitimi diyen bir siyasi parti başkanı ümmet kavramını hedefe koyarak saçmaladı!
Gerçi muhatabından gereken cevabı aldı ama ümmet kavramını bir kez daha yazmak bize de farz oldu.
Etimolojisine girmeden kısaca tarif etmek gerekirse bir peygambere tabi olanlara ümmet denir.
Biz Müslümanlar da Hz. Muhammed'in ümmetiyiz.
Ancak Hz. Muhammed sadece Müslümanların değil tüm insanlığın peygamberi olduğu için tüm insanlık onun ümmetidir.
Çünkü Allah Teala Sebe Suresi 28. Ayette, "Biz seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak bütün insanlığa gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu anlamıyorlar." buyurmuştur.
Evet Hz.Muhammed tüm insanlığa gönderilmiştir ve tüm insanlık onun ümmetidir.
Ona iman edenlere yani Müslümanlara ümmet-i icabet, etmeyenlere de ümmet-i davet denir.
Bu itibarla ümmet kavramı insanlar arası eşitliğin zirvesi sayılır.
İnsanların kökenine, diline, rengine bakmaksızın tüm insanlık Peygamber Efendimizin çağrısının muhatabıdır.
Ümmet-i icabet olan Müslümanların birlik ve beraberlik anlayışı yine kökenine, diline ve rengine bakılmaksızın Müslümanları kardeş yapar.
Ümmet bilincinin güçlü olduğu dönemlerde Müslümanlar başarıdan başarıya koşmuşlardır.
Zayıf olup ırkçılık bölgecilik peşinde koştukları zaman da parçalanmışlar ve hep kaybetmişlerdir.
Tek bir örnek verecek olursak Müslümanlar parçalandığında Kudüs kaybedilmiş, Selahaddin Eyyubi Müslümanların birliğini sağlayınca da fethedilmiştir.
Ümmet bilinci Türkçülüğü Kürtçülüğü Arapçılığı ve diğer kavmiyetçilikleri reddeder, yasaklar!
Müminlerin kardeşliği ilkesi Peygamberimiz döneminde Romalı Suheyb, İranlı Selman ve Habeşistanlı Bilal kardeş olmuşlardır.
Ülkemizdeki Kürt Sorunu'nun başlıca nedenlerinden biri ulus devlet politikası olmuştur.
Başkan Erdoğan'ın Kızılcahamam'da Türk Kürt Arap kardeşliğine yaptığı vurgu ulusçu anlayışa karşı ümmet bilincinin önemine işaret etmesi bakımından fevkalade önemlidir.
Ümmet bilinci kimsenin kökenini inkar etmesini gerektirmiyor. Aksine Kuran insanları birbirini tanısınlar diye milletler kabileler halinde yaratıldığını haber veriyor.
Bu bağlamda Başkan Erdoğan'ın ümmetçilik hezeyanına karşı, 'Biz Türk milletindeniz Hz. Muhammedin ümmetindeniz, biz bugünden değil kalu beladan beri ümmetin sevdalısıyız.' cevabı ümmet bilincinin ne kadar güçlü olduğunu göstermiyor mu?
Üstad Necip Fazıl Kısakürek ne güzel söylemiş:
Beri gel, serseri yol!
O'nun Ümmetinden ol!
Sel sel kümelerle dol!
O'nun Ümmetinden ol!
Sen, hiçliğe bakan yön!
Hep sıfır, arka ve ön!
Dosdoğru Kâbe'ye dön!
O'nun Ümmetinden ol!
Gel dünya, mundar kafes!
Gel, gırtlakta son nefes!
Gel, Arşı arayan ses!
O'nun Ümmetinden ol!
Solmaz, solmaz; bu bir renk...
Ölmez, ölmez; bir âhenk...
İnsanlık; hevenk hevenk,
O'nun Ümmetinden ol!
Gökte çakıyor haber,
Geber çelik put geber!
Doğrul yeni seferber,
O'nun Ümmetinden ol!