Cumhuriyet  Halk Partisi’nin gündem olduğu konuların hemen tamamı utanç verici bir çukura çıkıyor.
Son birkaç gün  içinde üçüncü cinsel istismar skandalı patlak verdi ülkenin ikinci büyük  partisinde.
Aydın Didim’de,  İstanbul Maltepe ve Ümraniye’de partide etkili yetkili birilerinin konumlarını da  kullanarak partili bir kadını taciz ettiği, parti yönetiminin ise masalarına  gelen cinsel suçları ört bas etmeye çalıştığı ortaya çıktı. 
İddialarla  savunmalar arasında mide bulandıran pek çok detay var. 
Saldırıya  uğrayan CHP’li kadınlar ne yaşadıklarını anlatmasa, üstü çizilmiş eski bir  CHP’li vekil olanları yüksek sesle duyurmasa içerideki pis kokuyu muhtemelen iktidarın  üzerine atacaktı CHP yönetimi.
Cumhuriyet Halk  Partisi’nin haber bültenlerine konuk olduğu bir diğer kriminal vaka ise CHP  yönetimindeki Şişli Belediyesinde geçiyor. Şişli Belediye Başkan Yardımcısı CHP’li Cihan Yavuz’un PKK-KCK soruşturma kapsamında terörden tutuklanmasında suçun bireyselliğini aşan bir yön var. CHP’nin  Gezi olaylarıyla başlayan, “seni başkan yaptırmayacağız” motivasyonuyla  devam eden malum ittifakının sahadaki yansımalarından biridir bu olay. 
CHP’li siyasetçilerin Diyarbakır annelerine selam bile vermemesinin,  gözü yaşlı insanlara HDP’li vekillerin yaptığı gibi davranmasının böyle de bir  nedeni vardı illaki. 
Yalova’da ve Menemen’de açığa çıkan yolsuzlukların; seçim dönemi gururla  ilan edilen HDP ile ortak anayasa taslağını inkar etmenin; Kılıçdaroğlu’nun  çıkıp öğretmenleri aşağılamasının ve nihayet bir CHP vekilinin Türkiye’nin şehitlerle  ve şerefle dolu ordusuna “satılmış” demesinin kamuoyunda yarattığı tepki  çok yüksek. Eleştirilerin CHP’ye politika-söylem üreten “ajans”  üzerinde oluşturduğu baskıyı tahmin etmek zor değil. 
2023 için kendinde keramet gören ama seçildiği belediyenin su,  kanalizasyon gibi temel işlerini bile yapamayan Ekrem İmamoğlu özel gündemi  var.
Taksici esnafını yönetemiyor Bay Başkan. Şehrin su ihtiyacını  karşılayamıyor. Kendisini eleştirenlerin üzerine yürüyor, öfkesini kontrol  edemiyor. Beylikdüzü Başkanı’yken hiç yapılmamış bir etkinlik için bir şirkete  bir milyon TL ödediği açığa çıkıyor ama ağzından tek kelimelik yalanlama  çıkmıyor Ekrem Beyin. 
Bununla da kalmıyor. İnsanların zaruret dışında dışarı çıkmadığı, yaş  gruplarının kısıtlandığı, öğrencilerin evde eğitim gördüğü, haliyle İstanbul’daki  mobilizasyonun yarı yarıya azaldığı şu özel dönemde bile toplu ulaşımı pandemi  şartlarına göre planlayamıyor Ekrem İmamoğlu. AK Parti yönetiminin parası ödeyip  aldığı otobüsleri, metrobüsleri, metroları yeter sayıda sefere çıkaramıyor.
Ama başı her sıkıştığında olduğu gibi soluğu en çok güvendiği moderatörün  yanında alınca “valilik cami cemaatini dağıtsın” deyiveriyor İmamoğlu.  (Seçim özel yayını öncesinde -diğer adaydan ve kamuoyundan gizli şekilde-  CHP adayının ayağına gitmek, The Marmara Otel’in 17. Katında, 46 dakika boyunca  soracağı soruları ve taktikleri Bay Başkan’a takdim etmek İsmail Küçükkaya’yı  İmamoğlu için özel kılıyor elbette.) 
Sıkıştıkça sıkışıyor Kılıçdaroğlu CHP’si. 
Partide yaşanan taciz, tecavüz, yolsuzluk, PKK ile iltisak gibi kriminal  olaylarda suskunluğa gömülen CHP medyası ise tam bu sırada dikkat dağıtacak bir  haberle çıkageliyor:
“İMAMOĞLU’NA SUİKAST!”
Küçük bir vaveyladan sonra anlaşılıyor ki, terörle mücadelede  son derece başarılı bir süreç yürüten Emniyet Genel Müdürlüğü’nün olağan uyarı  ve tedbirlerinden heyecana kapılmış CHP ajansı. 
Uyarıdan suikast çıkarabilmiş.
Meğer ortada sadece bir ihbar varmış ve ihbarın gereği de yapılmış.  Korumalar ve diğer tedbirler artırılmış, ilgililer uyarılmış.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “yok böyle bir suikast”  açıklamasına rağmen ajans yönetimindeki CHP medyası ihbar üzerinde tepinmekte. 
Bir de şu var tabii. İddianın üzerinden bir gün geçmesine, iddia  üzerine saatlerce konuşulmasına, tonlarca yazılıp söylenmesine rağmen ağzını  açmadı İmamoğlu. Ta ki Soylu “yok öyle bir şey” deyinceye kadar. Ondan  sonra daha fazla sürdürülemedi ajans işi. İmamoğlu bile “haberim yok”  demek zorunda kaldı. Ve şov bitti.
Bakalım bir ihbar, daha kaç fiili suçun üstünü örtecek CHP’de!