Cemil Meriç "Haçlıların en büyük zaferi tarih kitaplarımızdır" demişti. Bir cümleyle ahval ancak bu kadar net özetlenebilirdi.
Tarihsizleştirilmemiz, geçmişi ret ve inkar politikaları...
Belki sömürge olmadık, belki hürriyetimizi kaybetmedik...
Hür ve özgürce vatan toprağında yaşıyorduk ama seçimleri, tercihleri, yaşam tarzı elinden alınmış, tarihi-kültürü çalınmış, geleceği ipotek altına alınmış, görünmeyen prangalarla bağlı, ekmek derdine hapsedilmiş bir halk olarak...
Bu acı tecrübe iki bin yıllık medeniyet yürüyüşümüzün sadece yüz yılına tekabül ediyor. Bu açıdan bakıldığında çok kısa. Bu süreci yaşayan bizler, annelerimiz ve onların da anneleri için ise bir ömür demekti.
Bu yüz yıllık süreç içinde resmi tarih kitapları ve ideolojik söylem bizden çok şeyi sakladı, çok yalan söyledi, bize "başka şeyler"den bahsetti, bizi bizden çalmak istedi. Nasıl mı?
Kitaplarda Avrupa kralları "Aslan Yürekli Rişar" diyerek algılarda parlatılırken, milli tarihimizin büyük komutanları küçümsendi, haklarında iftiralar yayıldı. Halkın içine nifak tohumu ekenler, Efendimiz Aleyhisselam'ın müjdesine nail olmak için 21 yaşında Bizans'ın kapılarına dayanan Fatih Sultan Mehmed Han'a Hristiyan yakıştırması yaptı. Diğer taraftan 33 yıl devletini çok stratejik hamlelerle yöneten Abdülhamid Han için ise daha düne kadar "Kızıl Sultan" deme cüretini gösteriyordu bizim en "muteber" kaynaklarımız. Akademisyenlerimiz yurt dışında "Türküm" demeye utanıyordu. Ülke içindeyse Osmanlı'ya dair olumlu bir cümle kurmak isteyeni linç ediyorlardı.
Meseleyi soruyla örneklendirelim. Alparslan'ın tam isminin Muhammed Bin Davud olduğunu biliyor muydunuz? Emiri'l mü'mininin ismi, Muhammed olup lakabı Alparslan'dır. Ne yazık ki bu kadar öz bilgilere bile toplum olarak haiz değiliz. Nedenine dair yorumu okuyucularıma bırakıyorum.
Tarihçi Fernand Braudel, "Toplumların hayatındaki en uzun ömürlü şey; kolektif hafızadır" der. Tıpkı bize yapılan gibi toplumların elinden her şeylerini alabilirsiniz ama su akıp yatağını bulduğunda tüm engelleri ve barajları yıkan kolektif hafıza yeniden hayat bulur.
Tarih bilincinin yeniden inşa edildiği bir dönemin içindeyiz.
Tarihi diziler, konuya dikkatleri çekmek bakımından faydalı etkiler oluşturdu.
Alternatif tarih kitapları ve dergileri sayıca daha da artırılmalı.
Ve artık resmi tarih de sorgulanmalı.
Okul kitapları tekrar tekrar gözden geçirilmeli.
Öncelikli işler arasında Selçuklu'ya çok az yer ayrılan lise tarih kitaplarının, yeniden ele alınmasının elzem olduğunu düşünmekteyim.