Sokağa dökülüp şöyle bir sokak sorusu sorsam...
"Bugüne kadar yeryüzünde gördüğünüz en soysuz, en aşağılık, en omurgasız ve en karaktersiz, hiçbir değer yargısı olmayan yapı hangisidir?"
Tahmin ediyorum insanlarımızın tamamı bu soruya hiç düşünmeden "FETÖ" cevabını verecektir.
Sorunun doğru olan cevabı da budur.
Var mı İspatın...
O kadar delil var ki bu konuda.
Size hemen birini sunayım.
Yeryüzünde hangi şerefsiz, hangi soysuz hangi alçak mahlukat kendi milletine, kendi askerine kurşun sıkar, kendi polisine bu milletin helikopterleriyle roketler yağdırır.
Yeryüzünde hayvanlar alemi dahil hangi yaratık devletinin polisini, askerini katlet diye emir verdiği örgüt mensubuna katliamdan sonra "ellerinize sağlık, emeği geçen arkadaşlara teşekkür ederim." der.
Biliyorum mideniz bulandı örnekleri kesiyorum.
Sebebi Var...
İşte bu nedenlerden dolayı da diyoruz ki dünya tarihinde gelmiş geçmiş en sinsi, en tehlikeli, en aşağılık terör örgütü tartışmasız FETÖ'dür.
FETÖ CIA tarafından bu milletin en kutsal değerleri olan iki başlık üzerine oturtuldu.
Türklük ve Müslümanlık...
Bu değerler üzerinden insanlar kandırıldı, bu değerler üzerinden insanlar kullanıldı.
İşte bu puslu süreç bizi tarihimizin en büyük ihaneti 15 Temmuz'a getirdi ve o büyük gün bu millet devletini yollardan topladı.
Tehlike geçti mi...
Asla!!! Asla!!! Asla!!!
Bu yanılgıya düştüğümüz an haçlı dünyasına vermiş olduğumuz savaşı kaybederiz.
Mücadele öylesine aşağılık bir yapıyla ki, destede kâğıt bitiyor, bu alçaklarda oyun bitmiyor.
Umutlarını 2023 seçimlerine bağlayan FETÖ/PKK Terör Örgütlerinin seçim sürecinde neler yaptıklarını, kimlerle iş tuttuklarını, ellerde dönüş bileti nasıl pusuda beklediklerini asla hatırdan çıkarmayalım.
Peki, nedir seçimlerin esprisi, neden 2023 seçimlerinde biz bunu yaşadık?
Hedef Cumhur İttifakı...
Bugün FETÖ ile mücadele eden tek yapı Erdoğan ve Bahçeli'nin kurduğu Cumhur İttifakı.
Peki, ortada böyle bir gerçek var iken muhalefet kanadında durum nedir?
Muhalefet kanadında geniş bir kesim, kimi bilinçli, kimi bilinçsiz terör örgütlerine doğrudan destek veriyor.
Şimdi bu söz üzerine birileri çıkıp "nereden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri" diye batının borazanlığını yapmaya çalışacaktır.
O borazanlara seslenelim.
Seçim döneminde FETÖ/PKK teröristlerinin hangi siyasi yapıyı desteklediklerini, hangi siyasi kanadı tek kurtuluş olarak gördüklerini ne çabuk unuttunuz.
Seçim döneminde küresel çetenin tetikçisi Biden'ın muhalefeti desteklemeliyiz dediğini ne çabuk unuttunuz.
Devlet mi Örgüte Sızdı, Örgüt mü Devlete Sızdı?
15 Temmuz sonrası çok net gördük ki CIA kurması bu ihanet şebekesinin sızmadığı kurum, ele geçirmediği yer kalmamış.
Emniyet teşkilatından Milli İstihbarat Teşkilatına, Adalet Bakanlığından Silahlı Kuvvetlere, Millî Eğitim Bakanlığından sağlık, eğitim bakanlıklarına kadar her yere sızmışlar.
Kısacası örgüt devletin kılcallarına kadar girmiş.
Hal böyle olunca akıllı beyinler şunu sorgulamaya başladılar.
Örgüt mü devlete sızmış, devlet mi örgüte?
16 Temmuz sabahı çok net gördük ki devlet örgüte sızmış.
Peki, nasıl mı?
Asansör...
Papaz Gülen'in aşağıda vereceğim röportajı "peki nasıl" sorusuna ipucu olacaktır.
Bu verdiğim örneğe rağmen halen anlamayan zaten bu soruya cevap aramasın, bu işlerle uğraşmasın.
Gitsin okey oynasın langırt oynasın sağda solda boş gezsin.
Gelelim röportaja...
Erdoğan'ın pek bilinmeyen tarihi bir asansör konuşması var.
Gülen denilen terörist Pensilvanya'daki konutunda Alman devlet kanalı ZDF'ye verdiği röportajında bu konuşmayı aynen şöyle anlatıyor;
"Erdoğan ile çok sıkı münasebetim olduğu söylenemez. Parti kurmak istediği zaman yanıma geldi. Asansörle aşağıya giderken 'evvela bunların hakkından gelmek lazım' diyor... Adımı bir kez andığını hatırlamıyorum..."
Örneği burada sonlandırıp şimdi bizi bekleyen esas tehdide dönüyorum.
Aman Dikkat...
Erdoğan dün yaptığı konuşmada çok önemli bir cümle kurdu.
"Gelişen duruma göre pozisyon alanları tarih asla affetmeyecektir."
Bu cümle anlayana o kadar çok şey anlatıyor ki...
FETÖ'nün maskesi düşünce bir anda ağız değiştirerek bulunduğu kabın şekline giren mahlukatlar tam da bu tanıma giriyor.
Biz bunları görüyoruz ama maalesef bir kesim bizim gördüklerimizi göremiyor, ya da görmezden geliyor.
Bugün Atatürkçü kesilen, FETÖ'ne düşmanmış gibi görünen, mevcut siyasi iktidarı destekliyormuş gibi yapan, "15 Temmuz'da şöyle mücadele ettim meclise ilk ben koştum" diye caka satan maskeli mankurtları asla göz ardı etmeyelim.