Bugün 7 Ekim. 2023'ün 7 Ekim'inden bu yana geçen zamanda Gazze'de öyle acılara şahit olduk ki gök kubbe nasıl oldu da başımıza geçmedi, yer neden ayaklarımızın altından çekilmedi diye sorgulamaktayız hala.
Mazlum ile zalimin bu kadar netleştiği, kristalleştiği örnek azdır herhalde insanlık tarihinde.
Kuran-ı Kerim'de anlatılan kıssalardan sahneler gibiydi gördüklerimiz.
İsrail'in ordusuyla, devlet kurumlarıyla, devlet adamlarıyla, yerleşimci dedikleri silahlı işgalcileriyle, "Filistinli bebekler muhakkak öldürülmeli" diyen kadınlarıyla, zevk için insan öldüren IDF askerleriyle "İsrail aslında nedir" sorusunun cevabını tastamam gördü dünya, tanıdı.
İsrail'in şaşmaz destekçilerini de gördü. İsrail'e silah hibe edenleri... Bomba yüklü füzelere gururla imza atanları... Dondurma yalarken Gazze'de açlıktan ölen çocuklar hakkında demeç veren ABD Başkanını... İsrail'in hiçbir hukuka, dine, insani değere aldırmaksızın işlediği cinayetlere gerekçe üretenleri... Gördük.
Cehennem neden var, iyice anladık.
Bu iki yılda evet bir şeyler de değişti.
İkisi veto yetkisine sahip olmak üzere BM'de Filistin'i tanıyan ülke sayısı arttı; İsrail ve ABD yalnızlaştı; iki devletli çözüm fikri kabul gördü; İsrail Uluslararası Ceza Mahkemesinde ve Adalet Divanında yargılandı. Ki İsrail tarihinde görülmemiş şeylerdir bunlar.
En umut verici olanı şuydu; insanlık Gazze için ayağa kalktı.
Dünyanın her yerinde yürekler Gazze için attı. Bilhassa Batılı ülkelerin meydanları, sokakları, üniversiteleri, konser salonları, tören alanları, kırmızı halıları her yer Filistin'i destekleme, İsrail'i lanetleme alanına dönüştü.
Devletlerin katili durdurmadığı, uluslararası kurumların harekete geçmediği yerde iş sivillere düştü.
2006'den beri karadan, havadan ve denizden İsrail ablukasında olan Gazze'ye doğru aktı İnsanlık. Önceki girişimin ardından 44 ülkeden 500'den fazla aktivisitin katıldığı Küresel Sumud Filosu çok şükür amacına ulaştı.
İsrail her zamanki gibiydi. Savaş suçlarına yenilerini ekleyip, aleyhine kullanılacak deliller üreterek filoya müdahale etse de Filistin bayraklarıyla donatılmış Mikeno isimli küçük bir tekne Gazze karasularına girmeyi başardı. Ablukayı fiilen kırdı, psikolojik eşik aşıldı.
Özgürlük Filosu adlı yeni filo Gazze'ye doğru yol alıyor şu an. Başka girişimler de örgütlenmekte, yeni nesiller bilinçlenmekte.
Dünyanın dört yanında çocuklar Filistin'i tanıyor seviyor, İsrail'den nefret ediyor. Geleceğin dünyasını belirleyecek olan budur.
Türkiye'de de Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in talimatıyla bugün tüm okullarda Filistin farkındalık etkinlikleri düzenleniyor. Çocukların dünyadaki gerçeğin farkında olarak, iyi ile kötüyü ayırt ederek ve elbette iyiye güzele meylederek yetişmesi kadar doğru bir karar olamaz.
Lakin Gazze'deki durum –henüz- değişmiş değil.
Yüzde 90'nını yıktığı Gazze'yi hala bombalıyor katil devlet. Naylon çadırlarda kalan insanları kaçıncı kez yerinden ediyor, bir avuç un almak için kilometrelerce yürüyen insanları tarıyor, açlıktan ölen masumların sayısı artıyor...
Yüzbinlerce yaralının, enkaz altındaki binlerce şehidin varlığı ve İsrail'in öldürmeyi yahut sürmeyi istediği 2 milyon yüz bin Gazzeli'nin bedenleri ve ruhları her an acı çekmekte.
Hamas işte böyle bir tabloda yürütüyor Mısır'daki müzakereleri.
20 maddelik Trump Planına verdiği cevapla hem izzetli insanlardan oluşan halkını en iyi şekilde temsil etti Hamas hem de bu vakarın haklılıktan ve devlet aklına sahip olmaktan kaynaklandığını cümle aleme gösterdi.
Ki İsrail bu özelliklerin hiç birine sahip değildir.
Liderlerine düzenlenen alçakça suikastlere, müzakere heyetlerine kurulan tuzaklara rağmen Kassam askerleri yokluk içinde üstün bir direniş ortaya koyuyor. Haklı olmanın, vatan savunmanın ve Allah'a imanın kuşattığı görkemli bir duruşu var Hamas'ın. Savaşırken de öyle müzakere ederken de.
Planın Hamas'ın silahsızlandırılması şartına dayanması hiçbir şeyi değiştirmez. Gazze'nin izzetli evlatları o yüreği taşıdığı müddetçe isimler formlar değişse de öz değişmez.
Öte yandan ABD'nin müzakere noktasına gelmesinde de Hamas'ın tutumunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğini ve Filistin davasına sadakati anmak gerekir. Keza Türk Dışişlerinin emeğini ve MİT'in üretken sezgisini de.
Trump Planı kuşkusuz revize edilecek. Bazı maddeler değişecek, bazıları takvime bağlanacak. Garantörler, kurullar, ortak güvenlik gücü belirlenecek. Ne kadarı hayata nasıl geçer, İsrail ne kadarına uyar, ABD İsrail'in ipini ne kadar sıkı tutar, göreceğiz.
Ama şurası kesin: İsrail için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.