Geçtiğimiz yazıda 'Batı' yakasında artırılan savunma bütçelerini ele almıştık.
Amerika Birleşik Devletleri 2026 yılında onaylanmış 848 milyar dolara 113 milyar dolarlık artış ile 1.01 trilyon dolar rekor savunma bütçesi istemişti.
Kuzey Atlantik İttifakı yani NATO'nun Lahey'de düzenlenen Liderler Zirvesi'nde NATO üye ülkelerinin savunma harcamalarını 2035'e kadar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yani GSYH'nin %5'ine çıkarma kararı alması Atlantik'in diğer yakasında ciddi bir artış anlamına geliyor.
Peki 'Doğu' cephesinde 'mukabele' edecek bir gücün varlığına bir bakalım.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin doğrudan Pekin'e bağlı 'üçüncü ordusu' olarak kabul edilen ve 'deniz milisleri' olarak adlandırılan 500.000'den fazla tekneden oluşan balıkçı filosundan oluşan 'devasa güç' not olarak düşülmeli güç dengesinin 'Doğu' kefesine.
Ayrıca Çin Halk Cumhuriyeti'nin tek bir 3-4 MT savaş başlığı için Hiroşima bombasından 200 kat daha güçlü ve 12 bin km menzile sahip' Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'yı vurabilecek DF-5B nükleer füzesini tanıttığı görüntüler çıktı karşımıza, 3 Eylül tarihindeki askeri geçit töreninde 'stratejik caydırıcı sürpriz' vurgusu ile birlikte.
Rekabete yakın dönemde katılan 'drone' yani insansız hava aracında da Çin Halk Cumhuriyeti 'varım' diyor.
Çin Ulusal Savunma Teknolojisi Üniversitesi tarafından tamamen askeri amaçlı geliştirilen ve satışa sunulmayan sadece 0,6 cm uzunluğunda, bir tırnaktan daha küçük sivrisinek büyüklüğünde gizli askeri operasyonlar için tasarlanan bir casus 'drone', kameralar ve mikrofonlar taşıyarak iç mekanlarda uçabiliyor ve radara karşı neredeyse görünmüyor.
Hindistan ile Pakistan arasındaki 'çatışmada' Batı menşeli Eurofighter karşısında tabiri caizse 'rüştünü ispatlayan' J-10C uçakları da resme dahil ettiğimizde 'Batı' ile 'Doğu' arasında 'cin şişeden çoktan çıkmış' görünüyor ve bu hiç de iyi bir yere doğru gitmiyor.