Başlık böyle olunca "Çok ilginç olan ne?" diye düşünen olabilir elbette.
Kitabın ortasından konuşalım.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeir Türkiye'ye üç günlük bir ziyaret gerçekleştiriyor. Ziyaret planındaki iki ismi görünce bu başlık aklıma geldi.
Zira İmamoğlu ve Yavaş'ın da listede olması gerçekten de çok ilginç.
Önce birkaç hatırlatma yapayım. Sonra değerlendirmeyi size bırakayım.
Almanya Türkiye'deki siyasi gelişmeleri çok yakından takip ediyor.
Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, "Yuvarlak Masa'nın 28 Şubat Bildirisini bir AB Büyükelçisi gözden geçirip, yeniden yazdı" açıklamasının ardından bildirinin Almanya Elçiliği'nde yazıldığı iddiası ortaya atılmıştı.
Kimse de yalanlamadı.
Sonra İmamoğlu ile Akşener'in meşhur Saraçhane buluşması, otobüsün üstünde konuşması sürecinde dönemin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da Berlin'de bir dizi temasa başlamak üzereydi. Apar topar geri dönmüştü.
Almanya'nın ABD'nin Avrupa'daki sesi olduğunu hafızanızın bir kenarında tutup, Türkiye'deki Alman Vakıfları kitabının yazarı Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun başından vurularak öldürüldüğünü de unutmayın.
Altına ABD Büyükelçisi Jeff Flake'in göreve başlar başlamaz soluğu İmamoğlu'nun makamında almasını, (Kılıçdaroğlu'na dahi gitmeden) İmamoğlu'nun "I am okey" sözlerini ve duruşunu da bir kenara not alın.
Erdoğan'ın o dönem "Devlet kapısı bu elçiye kapanmıştır" tepkisini de
ABD Başkanı Biden'ın müesses nizamın sesi olarak "Erdoğan'ı bu kez darbeyle değil, muhalefetle, Kürtlerle devireceğiz" açıklamasını da yabana atmayın.
Peki neler oluyor?
Şimdi Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeir'in, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile buluşmasını bir yere kadar anlamak mümkün. Ama neden İmamoğlu ve ardından da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile buluşuyor? Acaba CHP Lideri Özel'in "Cumhurbaşkanlığı seçimi için artık iki forvetimiz var. İmamoğlu ve Yavaş" açıklamasının bu süreçlerle bir ilgisi var mı?
Yoksa Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeir, Almanya'daki metro hatları, kaldırım, içme suyu şebekesi gibi konularda İmamoğlu ve Yavaş ile istişarelerde mi bulunuyor? Steinmeir'ın dönerci şovunu, resepsiyona giden AK Parti'den kopup giden isimlerin taktirini de size bırakıyorum..
"ERKEN SEÇİM" Mİ?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel seçimden sonra "Erken seçim gündemimizde yok" diyordu. Ancak bugünlerde yeniden "Erken Seçim" söylemini gündeme taşımaya başladı.
Peki endişesi ne?
Son dönemde siz de fark etmişsinizdir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e dair açık arayan, bir kulp bulmaya çalışanların saldırıları arttı. Öyle ki sürekli Erdoğan ile Şimşek arasında bir gerilim varmış algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa tüm süreç eş güdüm içinde yürüyor. Erdoğan'ın Irak dönüşü uçakta yaptığı açıklamada altı çizilmesi gereken iki kritik ifade var. Biri kamuda tasarruf meselesiyle ilgili...
"Bizler de şu anda bir çalışma yapıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız tasarruf adımlarını takip edecek, resmi taşıt kullanımlarından, haberleşme giderlerine, temsil, tören, ağırlama hizmetlerinden, demirbaş alımlarına kadar tüm harcamalar gözden geçirilecektir."
Bir diğer ifade ise fahiş fiyatlarla ilgili...
"Aşırı kar hırsı dizginlenmediği müddetçe ne kadar maaş artışı yaparsanız yapın sorun devam edecektir. Hele gıda gibi mecburi kalemlerde buna müsaade edemeyiz. Gerekli tedbirler için ilgili bakanlıklarımız şu anda çalışmalarını yapıyorlar. Kısa süre içinde somut birtakım adımlarla enflasyonu da artıran bu fahiş fiyatlara karşı mücadelemiz kesinlikle gerçekleşecektir. Ambalajların üzerine fiyatlarının yazılması konusu da düşünülebilir. Burada taviz veremeyiz, üzerine üzerine gideceğiz."
Şimdi soru şu, CHP'nin bir anda erken seçim söylemlerini gündemine taşımasının sebebi, "Enflasyon düşer, fahiş fiyatların önüne geçilir ve ekonomide toparlanma olursa millet bize teveccüh göstermez" endişesi, telaşı mı acaba?
Telaş demişken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 23 Nisan Genel Başkanı Dora'ya koltuğu devrederken söyledikleri dikkatinizi çekti mi?
"Koltuk sizin şöyle biraz sırtınızı dayayın. Bu koltukta böyle iyice yerleşmezsen kaldırabilirler." Sözleri, acaba Dora sana söylüyorum, İmamoğlu sen anla mesajı mıydı? Kim bilir...
THY NEDEN HEDEF OLDU?
Atalarımızın bir sözü var. "Meyve veren ağacı taşlarlar" durum sanırım tam da bu... Zira İngiliz yayın kuruluşu Financial Times'ın "Türkiye Avrupa Hava Sahasına Hakim oldu" konulu haberinin yayınlandığı gün, sosyal medyadan THY yöneticilerinin maaşları Eski Türk Hava Yolları Başmüfettişi Bilal Yıldız'ın açıklamasına dayandırılarak kamuoyu ile paylaşıldı. Yöneticinin pozisyonuna göre 300 bin lira alan da var. 1 milyon 400 bin lira alan da... Şimdi maaşların yüksek olup olmadığını şirketin büyüklüğü yapılan işin önemi, atılan imzaların kıymeti vs üzerinden değerlendirmek, rakip firmaların önüne geçen yönetim ile diğer firmaların tepe yöneticilerinin maaşları üstünden bir kıyaslama yapmak gerekir. Ama söz konusu haberi paylaşanlar, üstüne yorum yapanlar böyle bir ihtiyaç hissetmemiş bile... Tabii insanın aklına bir kurt düşüyor. Tam da THY Avrupa Şampiyonu olmuşken, Dünya'dan en iyi üçe girmişken, Özellikle de Airbus ile yapılan anlaşma ve Türkiye'de ortak üretim açıklamasından sonra bir anda birilerinin aklına maaşların gelmesi, bunun üstünden bir kampanya yürütülmesi tesadüf mü? Dün Baykar'ı, Bayraktar ailesini hedef alanlar bugün kafayı THY'ye mi taktı acaba?
AH BE İSTANBUL...
Metro istasyonunda çile çekenleri görünce içimden böyle geçti.
Önce "Metroda arıza var" dediler.
"Bu nasıl arıza böyle bir türlü bitmedi?" soruları peş peşe gelince.
32 saat sonra "İki metro arasında temas oldu" itirafı geldi.
Temas dedikleri bildiğiniz kaza olmuş.
AK Parti Milletvekili Mustafa Varank, İstanbul'u zerre umursamayan İmamoğlu'na 23 Nisan süslemeleri üstünden bir gönderme yaptı.
İmamoğlu için, metro süsleme fişi önerisini paylaştı
"Çalış-Ekrem-Çalış"
"Ekrem-Metroyu-Düzgün-Yap"
Sonra peşine eklenenler oldu.
"Yat Ekrem yat..."
"Sana yatmak yakışır Ekrem"
Neyse sözü uzatmayalım. Perşembe sabahına kadar Üsküdar-Samandıra Metro Hattı vatandaş için çilenin adresi oldu. O yüzden "Ah be İstanbul" demekten başka da elden gelen bir şey yok aslında.