İletişim Başkanlığı'nın  düzenlediği organizasyonla, çoğu yabancı 70 gazeteci, deprem bölgesini  dolaşıyoruz. Gaziantep, Nurdağı, İslahiye, İskenderun, Hatay ve Adana... 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 41  bin yeni konutu sahiplerine teslim edeceği 6 Şubat'ta ise, 24 TV'nin, deprem  sene-i devriyesi özel yayını için değerli Erkan Kol, Taceddin Kutay ve Murat  Özer beyefendilerle birlikte Kahramanmaraş'ta olacağız.
Gezimizin ilk gününde, Gaziantep Valisi Kemal Çeber  yönetiminde düzenlenen toplantıda ilgili bakanlıklar, GBB, AFAD ve TOKİ  yetkilileri, bir yıllık çalışmaları hakkında çarpıcı veriler paylaştı. 

Sayın Vali Çeber'in,  "Görevli olduğum Rize'den 6 Şubat sabahı saat 06.00'da konvoylar yola  çıkmıştı" beyanı; Milli Eğitim Müdürü'nün, "O sabah saat 09.00'da  illerimizdeki bütün okulları hızlıca ziyaret ederek yemek hazırlama ve acil  ihtiyaç malzemesi kapasitelerini tespit ettik" ifadesi, uzaktan konuşanlar  göremese de, yardım faaliyetlerinin çok erken başladığını göstermektedir.
NURDAĞI  NURLANMIŞ!
Depremden sonra dolaştığım Nurdağı gibi büyük yıkım yaşanan  bölgelerimizde nereden nereye gelindiğini yerinde görme fırsatı bulduk.
Sadece Nurdağı'nda 250  dükkân, depremden birkaç ay sonra tamamlanmış; esnafa dağıtılmış. Hakeza bütün  deprem bölgesinde ekonomik hayatı canlandırmak için çok önemli adımlar atılmış.  Nitekim Gaziantep, deprem etkisini bertaraf ederek ihracatta 2022'deki 11  milyarı yakalamış.

İslahiye'de,  gelin gibi süslenmiş olarak sahiplerini bekleyen kalıcı konutları yakından inceledik. 
Vali Çeber'in,  "Depremden sonra Koordinatör Vali olarak görev yaptığım Nurdağı'na gelen  yabancı gazetecilerden şimdi tekrar gelenler, 'O günlerde verilen vaatleri çok  abartılı veya hayal olarak değerlendirmiştik ama şimdi söylenenlerden  fazlasının yapıldığını gördük' diyorlar" ifadesi, alınan mesafeyi çok  güzel anlatıyor.

HATAY'DA  HAYAT VAR
Eski canlı ve renkli  günlerine doğru hızla ilerleyen Hatay'da ise Vali Mustafa Masatlı, AFAD  Koordinasyon Merkezi'nde, bütün kurumların bir yıldır yürüttüğü farklı  çalışmaları ve gelinen aşamayı aktardı. 6 Şubat Salı günü Hatay'da da 7275  kalıcı konut için kura çekimi yapılacak ve teslimatlar peyderpey devam edecek.  Ayrıca kırsal kesimde de çok şirin köy evleri inşa edilmiş ve depremzedelere  verilmiş. 6 bin 180 işyeri de Hatay'ın ekonomisini tekrar güçlendirmek için  devreye girmiş. Dün ziyaret ettiğimiz 400 yataklı çelik konstrüksiyon modern  Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi de bugün hizmete giriyor.
BAĞCI  DÖVME MERAKI!
Elbette eksikler ve hâlâ  devam eden mağduriyetler var. Zaten çalışmalar da yoğun şekilde devam ediyor.  Ancak alınan mesafeyi, felâketin boyutlarını düşünerek değerlendirmek gerekir.  Kaldı ki, ilk günlerde buralara gelip, depremzedeleri tahrik etmek için fırsat  kollayanlar, bir daha buralara uğramamış. Bu durumda bu "ucuzlukçu"  simsarlara, "Peki siz ne yaptınız?" diye sormak gerekir.
Hakeza, beraber dolaştığımız  özellikle Batılı gazeteciler de tıpkı "içimizdeki yabancılar" gibi  "bağcı dövme" peşindeydi. Mağduriyetlerin giderilmesi konusunda bir  yıl boyunca alınan mesafeyi, deprem sonrası verilen sözlerin ne ölçüde  gerçekleştiğini sorgularsınız! Eksikleri sorarsınız! Ama gelin görün ki, Le  Monde'un Fransız muhabiri, hâlâ 6 Şubat sabahı askerlerin enkaz kaldırma çalışmalarına  katılıp katılmadığını merak ediyor! 
Hatay Valisi'ne ise  "Havalimanının zemini bozuk, neden hâlâ orada ısrar ediyorsunuz?"  diye soruyor! Çünkü onun yayın yönetmeni için insanların yüzünü güldüren güzel  işlerin hiçbir haber değeri yok. Bu zavallı meslektaşımız da başarılı(!) olma  derdinde! 
Depremzedeler için bile  "insanlık" paydasında buluşamayanlar insanlıktan ne anlar?
Gaziantep Valisi Sayın  Çeber'in, "Depremden sonraki günlerde sivil ve siyasîlerin yoğun ilgisi  vardı. Özellikle, 'Burada devlet yok' şeklinde video çeken siyasilerin ilgisi  devam ediyor mu?" soruma verdiği cevap, bu istismarcı yaklaşımın deprem  bölgesinde de büyük üzüntüyle karşılandığını gösteriyor:
"O günlerde samimiyetle  yardıma koşanlar hâlâ yanımızda! Ama buraya görüntü vermek ve devleti  eleştirmek için gelenler, eleştirecek bir şey bulamayınca bir daha  uğramadı" diyen Çeber'in, "Bu soruyla bizi duygulandırdın"  ifadesi tam da anlatmaya çalıştığımız şeydi!
İşte, sahadaki tespitlerim ve  en yetkili mercilerin teşhisleri üzerine ben de, "Devlet burada! 'Devlet  nerde' diye bağıranlar nerede?" diye soruyorum.