Seçime bir buçuk ay, adayların YSK'ya bildirilmesine ise 10 gün kaldı... Bu süreler seçmen için uzun sayılabilir ama siyaset açısından kısa bir takvim... Yaklaşan seçime dair üç gündemimiz olacak: Seçimleri etkileme girişimleri, seçim usulsüzlükleri ve nihayet bir partiden diğerine geçen adayların durumu...
Manipülasyona açık!
Çağın salgını bu! Seçmenin refleksini yönetmek için başvurulan "çağdaş(!)" yöntem... Bir kimsenin oy vermek istediği adayı kötülemek için türlü türlü "uydurma" ve "yalan" haberleri kamuoyuna servis etmek ise bu türün en basiti... Dünya ölçeğine bakınca "tuhaf ama gerçek" diğer yöntemleri görüyoruz. Bu konuda en bilineni Robert Mueller Raporudur. Rapor, ABD'deki 2016 başkanlık seçimlerinde internet üzerinden yapılanları konu almaktadır. "Cambridge Analytica", "Google", "Facebook" ve "Twitter" gibi sosyal medya firmaları "elde ettikleri kullanıcı bilgilerini seçmenleri özel siyasi mesajlara hedeflemek ve etkilemek için kullanmakla" suçlanmıştı. Hatta Facebook ve Twitter yanlış bilgilerin ve sahte hesapların yayılmasının çeşitli ülkelerdeki seçimleri etkilemesine izin verdiği iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı. Bu iddialar halen tartışma konusu ve mümkün. Dikkatli olmalıyız...
Sandığa sahip çıkmak...
Seçim anketlerle değil, çalışmayla kazanılır. Seçim sürecindeki çalışma yetmez. Seçim, seçim günü kazanılır. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Sandığa sahip çıkmak, tüm siyasi oluşumların ortak görevi. Kendi partilerinin lehine olsun veya olmasın seçmen iradesinin sandığa yansıması için her türlü haksızlığın önüne geçmek gerekiyor. Özellikle İstanbul'daki 2019 seçimi bize bunu öğütlüyor. Usulüne göre oluşmayan sandık kurulları sebebi ile bir iptal yaşamıştık. Bunun tekrar etmemesi lazım... İstanbul özelinde bir durum daha var ki pek dile getirilmedi...
Pusulayı sayarak alın!
Seçim sürecinde yer alan görevliler ve özellikle itirazları değerlendiren seçim kurulu hâkimleri ile görüşme imkânım oldu. İlginç bir biçimde iptal edilen İstanbul seçimine dair şu hususu göz ardı etmemek gerekiyor: Büyükşehirlerde, büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanı ve ilçe belediye meclisi için olmak üzere üç pusula ile oy kullanılıyor. Ancak birçok zarfta iki pusula çıktı. Eksik olan ne hikmetse büyükşehir belediye başkanı pusulası idi. Bu eksikliklerin olduğu yerlerin birçoğu AK Partinin oylarının yüksek olduğu bölgeler... İster istemez acaba pusulalar verilmedi mi? sorusunu akla getiriyor. Sandık kurulunun buna çok dikkat etmesi lazım. Seçmen kaç pusula verileceğini pek bilmez.
Evet. İstanbul'da 2023'de 30.849 sandık var. Her sandıkta bir oy böyle zayi olsa 30 bin oy demek. 2019'daki seçimdeki fark 16 bin civarında idi! Sandığa sahip çıkmak müşahit atamak ve salonda bulunmak demek değil. Nelere dikkat edilmeli, iyi bilinmesi gerekiyor.
Adaylık çakışması!
Yakın zamanda konuşacağımız bir konu da bu: Bir siyasi partiden aday adayı olmuş isimlerin aday gösterilmeyince başka partiden adaylık başvurusu yapmaları... Türkiye'de Siyasi Partiler Kanunu çerçevesinde, partiler adaylarını "ön seçim", "aday yoklaması" ve "merkez yoklaması" olmak üzere üç yöntemle belirliyor. Partiler bu yöntemlerinden birini veya birkaçını birlikte uygulayabiliyor. Siyasi Partiler Kanununun m.40 bu konuda çerçeveyi çizmiş durumda. Bir partiden aday adaylığı müracaatı yapmış ve o partinin seçim kurulları gözetiminde yapılan ön seçim ve teşkilat yoklamasına katılmış olanların başka partilerden aday olmalarında birtakım hukuki engeller var. Yüksek Seçim Kuruluna bu konuda itiraz gelecek. Belki de birçok adayın, adaylığı iptal edilecek. Burada temel kriter şöyle: Bir siyasi partiden aday yoklaması için başvuran kimse sonucun ilanından sonra adaylık başvurusunu geri almış ise başka partiden aday olmasında engel yok ama böyle olmamışsa adaylığı değerlendirme dışı kalabilir...