Geçmişte  birlikte siyaset yapan çok değerli kimi dostların ayrılıp başka  partilerde siyaset yapmaya başladıklarında takındıkları tavrı gördükçe, telaffuz  ettikleri sözleri duydukça şaşırıyorum ve üzülüyorum.
Şaşırıyorum  çünkü bu arkadaşların büyük çoğunluğu bugün eleştirdikleri eski partilerinde  hem birkaç dönem seçilerek hem en yüksek mevkilerde görevlendirilerek  taltif edilmişlerdi.
Bu görevleri  sırasında partilerine toz kondurmamışlardı. Hatta partililer bazı konularda  partiyi savunacak bilgileri şu anda eski partilerine söylemedik söz bırakmayan bu  arkadaşlardan alırlardı.
Şimdilerde kâh  bir muhalefet partisine kapağı atan, kâh yeni parti kurarak siyaset yapan  arkadaşların eski partilerine karşı kullandıkları saldırgan dili  gördükçe üzülüyorum. 
Hem onları kaybetmenin  üzüntüsünü yaşıyorum hem de onların düştükleri o duruma üzülüyorum.
Uzun süre  önemli görevlerde bulundukları partileri hakkında bugün sarf ettikleri sözlerin  inandırıcılığı olmadığı için düştükleri acınası durum gerçekten üzücü. 
Siyasi  partilerde hele de iktidar partilerinde itiraz edilecek çok uygulamalar  ve eksiklikler olabilir/vardır. Partililer hele de milletvekili seçilmiş veya  partide önemli mevkilerde bulunanlar partinin iç işlerinin tartışıldığı basına  kapalı grup ve istişare toplantıları gibi meşru zeminlerde hem partinin hem  hükümetin eksikliklerini dile getirebilirler.
Ayrılıp bugün başka  partilerde siyaset yaparak aleyhte konuşanlardan hiçbirinin bu meşru zeminlerde  eleştirilerini dile getirdiklerini görmedik duymadık. (Mustafa Yeneroğlu  hariç. Partideyken de itirazları vardı.)Tam tersine partinin en sıkı  savunucuları oldular.
Hem partilerini  savundular hem de liderlerine sadakatte, ‘onunla yol yürüyenlerin sevgisine, muhabbetine ihanet edersem gelin yüzüme  tükürün...’ diyecek kadar iddialı sözler verdiler.
Şimdi bakıyorum da hem  eski partileri hem liderleri hakkında öyle ağır ifadeler kullanıyorlar ki  kulaklarıma inanamıyorum.
Hayır, icraatları  eleştirip çözüm önerileri sunsalar insanları en azından düşündürürler.  Maalesef hakarete varacak öyle ağır sözler sarf ediyorlar ki gerçekten  kulaklarıma inanamıyorum.
Aslında toplum da  inanmıyor. 18 yıllık icraatların en az 15 yılında eleştirdikleri partinin birer  yetkilisi oldukları için toplum onları inandırıcı bulmuyor. 
Çünkü toplum görevdeyken  susan ayrılınca aleyhte konuşan kimseye güvenmez. 
O yüzden de yapılan bütün  kamuoyu araştırmalarında bu arkadaşlar yüzde birler ikilerde geziyorlar. 
Sürekli eski  partilerini ve liderlerini eleştirerek ve itham ederek siyaset yapmaya  çalıştıkları için toplum da inandırıcı bulmuyor.
Muhalif çevreler AK  Parti’den oy tırtıklayacakları için bu arkadaşları ve partilerini gündemde  tutuyorlar.
 İstemeseler de Joe Biden ve  benzerlerini hoşnut ettikleri anlaşılıyor!
İsim vererek kimseyi  rencide etmek istemem. Parti kurmak her vatandaşın hakkı olduğu gibi onların da  hakkıdır. 
AK Parti yönetimi de muhatap alarak söz dalaşına girmedikleri için bence isabetli ve  temkinli bir yol izledi/izliyor.
Fakat sürekli eski  partileri ve liderleri aleyhinde konuşarak yaptıkları siyasetin yapıcı  toparlayıcı ve inandırıcı bir siyaset olmadığını hatırlatmak istiyorum.
Temennim eski  partilerine yarın pişman olacakları ağır ifadelerle yüklenmemeleridir. 
Çünkü her ne kadar  siyaseten ayrı düşseler de eski partileriyle ve mensuplarıyla ortak noktaları  ayrıştıkları hususlardan daha fazladır. 
Ayrıca siyasetin  ötesinde hiç birimiz inancımızın gerektirdiği kardeşlik hukukunu göz  ardı etmemeliyiz.
Nice amansız  muhaliflerin hiç umulmadık şartlarda anlaştıklarını çok gördük. 
Yarının neler  getireceği belli olmaz. 
İfrat da tefrit de  zararlıdır!