Merhûm Mehmed Âkif'in, düz yazılarında mı, yoksa şiirlerinden birinde mi, nerede söylediğini tam hatırlayamadığım ilginç bir sözü vardı; 'Bu İngiliz ve Rus, ya açlıktan çatlayıp, ya da tokluktan patlayıp ölmedikçe dünya huzura kavuşamaz..' şeklinde..
(M. Âkif döneminin 'İngiltere'si, yani, bugünün Amerika'sı...)
*
Evvelki gün, Amerikan medyasına da yansıyan ve
Trump Amerikası'nın yarınlarının nasıl olacağına dair, 'yapay zekâ' yöntemiyle hazırlanmış hayalî bir videodaki taavvur ve tahayyüler bile dehşet vericiydi..
Bu 'yapay zekâ'nın nerede duracağı kestirilemiyor.. Hemen her konuda sanki gerçek sahneymiş gibi, öyle sahneler üretip sunuluyor ki, bu yöntemle, üzerinde oynamayacak, çarpıtılamayacak hiç bir kavram da kalmayabilir..
50 yıl öncelerde, bir yazı okumuştum ve bana epeyce abartılı gözükmüştü.. Çünkü, 'Makinenin, teknolojinin gelişmesi, gün gelir, kendisini keşfeden insanoğlunu esir alır..' şeklinde bir görüş dile getiriliyordu yazıda..
Bugün gelinmekte olan nokta herhalde, o 50 yıl öncelerdeki tahminleri doğrulayan durum olsa gerek..
Sözünü ettiğim ve sadece Trump'la ilgili değil, Amerikan toplumunun muhtemel geleceğini de resmeden videoda bir tarafta tıka-basa yiyen, doymak bilmeyen ve tokluğun zirvesini yaşayan ve devamlı tıkınan ve, 'Yiyin efendiler yiyin, patlayıncaya kadar yiyin..' dedirten, materyalist ve emperial sistemin dehşet verici oburluğu; öbür tarafta, bozulmuş sosyal dengenin dişlileri arasından geriye kalmış fakir- perişan kitleler..
Başta Trump ve çevresi, gözü doymazlığın en iğrenç ve çarpıcı sahnelerinde gösteriliyor, diğer tarafda da, 'Amerika'yı Yeniden Büyük Yap!' (MAGA) sloganının hayallerine kapılıp Trump'ı seçen halk kitlelerinin giderek fakirleşen, aç kitlelerinin yakın gelecekte karşılaşabilecekleri tükeniş sahneleri..
*
Çarlık Rusya'sı da, hele de Ukrayna'yı 1860'larda mahveden büyük açlıktan sonra gelişen sosyal çalkantılar zinciri içinde komünist devrimle noktalanmıştı.. Çünkü bir tarafta Çarlık rejimi güçlüler tabakası, diğer tarafta, aç, perişan, fakirler, 'mujik' denilen köylü kitleler..
Amerika için hazırlanan 'yapay zekâ' videosunu izlerken, paraya, güce tapan sosyal o emperial sistemin bir gün aynı akıbetle karşılaşabileceğini düşündürtüyor, insana..
*
Ben bunları düşünürken, evvelki gün, yine Amerikan medyasında, Trump'ın, 'Trump Jr' (Genç Trump)' diye anılan oğullarından birisinin medyaya verdiği en ahlâksız filmin konusunu anlatmak mümkün değil..
'Yahoo- News'in 8 Ağustos'ta yer alan bir haber- yorumda, Trump'ın en büyük oğlu 44 yaşındaki Don Jr., WNBA oyuncularına, babası tarafından, Perşembe günü, Beyaz Saray'ın çatısından yeşil neon ışıklı '......'ler fırlatıldığı 'utanç verici bir paylaşım' yapmış..
Ve bu ahlâksızca saçmalığın, '29 Temmuz'dan bu yana, maçlarda en az altı kez yaşandığı ve bu durumun oyuncuları ve taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattığı' da belirtiliyordu haberde.. .
Bu konunun, Amerikan kamuoyunu esir alan 'Epstein Dosyası' diye bilinen ahlâkî sapkınlığın gündemden düşmediği bir zamana rastlaması da ayrı bir mesaj içeriyordu herhalde...
Evet, karşımızda ibtizalde, hiç bir sınır tanımayan, bir 'yeni zamanlar Roma İmparatoru..'
Şu 'Trump' denilen kişinin tutarsızlıkları, saçmalamaları, 'dünyayı ben idare ediyorum, var mı benim gibisi..' dercesine, tuhaf ve 'dünyanın en iyi ordusuna sahibiz..' gibi, firavunvarî güç gururlanmaları..
Gazze'de ve Filistin'de, özel eğitilmiş, silahlandırılmış 'siyonist fino'larına işlettiği cinayetlerine, dehşet verici soykırım sahnelerine hiç ses çıkarmazken; dünyanın başka yerlerindeki muhtemel çatışma sahnelerine müdahale ediyor gibi gözüküp, 'Ben savaşları durduruyorum..' diye hava atması.. Onun bu 'traji-komik'liklerinin onun hayatının tabiî bir yansıması olduğu anlaşılıyor.
*
İşbu Trump Efendi, geçen hafta da, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerini Washington'a çağırdı ve bir anlaşma imzalamalarını dayattı onlara..
Halbuki, Ermenistan ile İran arasındaki 45 km'lik sınırdan doğuya veya batıya doğru nasıl geçileceği konusundaki Zeng-i Zûr' diye anılan ihtilaflı konuya da el attı ve bu 'koridor'un kontrolünü, 99 seneliğine 'Amerika'nın elinde olacak..' diye, ele geçiriverdi.. 'Trumpist Amerikan mantığı', 99 sene sonra da, 'Ben artık buranın patronuyum..' diyecektir.. Tıpkı, Haziran-1967'deki '6 Gün Savaşı'nda İsrail rejiminin işgal ettiği ve Suriye'nin 'Su ve buğday deposu' olarak bilinen Golan Tepeleri'ni, '50 yılı aşkın zamandır İsrail'in elinde, artık orası İsrail'indir' diye bağışlayışı gibi..
*
Evet, Amerikan emperyalizmi Kafkasya'ya çöreklendi.. Trump, aslında bu yeni oyun sahnesiyle Türkiye'den rol çaldı, kurnazlıkla.. Çünkü, bu konu hallolmanın eşiğinde gelmişti neredeyse, Ermenistan başbakanı Paşinyan'la Başkan Erdoğan arasındaki karşılıklı güvene dayalı, samimî ilişkilerle.. Hattâ, bu yüzden, Ermeni Kilisesi'nin bazı piskoposları Paşinyan'ı, 'Türk Şeytanı , Gizli Müslüman..' ve 'Sünnetli..' diye bile suçluyorlardı..
Evet, Amerikan emperyalizmi de, dünyaya doymuyor, diğer nice örnekleri gibi..
Bununla elbette Rusya'yı zımnen tehdit ediyor.. Aynı şekilde, 45-46 yıldır her türlü entrika ve ambargoyla yıldırmaya çalıştığı İran'ın kuzey sınırlarına da gelip yerleşiyor.. Kafkasya'daki her konu Türkiye'yi de ilgilendirdiğinden, bu 99 senelik anlaşma, Türkiye için de bir tehlike..
Ama, Trump Efendi, 'Ermenistan - Azerbaycan Savaşı'nı da durdurduğunu' iddia ediyor.. Halbuki, orada bir ihtilaf vardı, ama, savaş yoktu, fiilen.. Çünkü, o savaş, Türkiye'nin müdahalesiyle, birkaç gün süren ve 10 Kasım 2020'de Karabağ'ın ve Azerbaycan topraklarının yüzde 25'ini 30 yıldır elinde tutan Ermenistan'dan kurtarılması zaferiyle, kesin olarak noktalanmıştı.
Şimdi ise.. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Türkiye'yle dostça bir komşuluk kurulmadıkça Ermenistan'ın bölgede huzurlu bir şekilde yaşayamayacağını görmüş dikkatli bir lider olarak öne çıktı ve '1915- Ermeni Soykırımı' iddiasının da yalan olduğunu söyledi; Doğu Anadolu'dan bazı yerleri Batı Ermenistan olarak zikreden resmî söylemleri de reddetti; Azerbaycan'la ihtilaflı konuları da halledecek noktaya geldi ve evet, tekrarlayalım, Başkan Erdoğan'la karşılıklı güvene dayanan sağlıklı ilişkiler de geliştirdi. Ermenistan'ın güney batısında, Azerbaycan'dan 45 km. batıda olan Azerbaycan'a aid olan Nahcivan bölgesiyle ulaşımın nasıl sağlanacağı ve tek yol olarak görülen 'Zeng-i Zûr' konusuna da bir çözüm yolu bulunabilirdi..
Ama, o da Trump'ın ve Amerika'nın işine gelmezdi. Onun için, bu savaşı da durdurduğu iddiasıyla, gelip, ABD emperyalizmi, Kafkasya'ya da çöreklendi.. Meselenin aslı, bu..
Ama, bu doymak bilmez emperial iştihanın sonu da, insanlık tarihindeki nice geçmiş örnekleri gibi, 'Bir varmış- Bir yokmuş'la noktalanacaktır. Ancak,, bu seferki, geçmişteki örneklerinde bile rastlanmayan en kaba ve ahlâksız örneklerle de beslenerek.. Trumpizm'in yarınlarda daha neler sergileyeceğini kestirmek zor..
Ama, zaman denilen müthiş hükümdar, neleri nasıl eritip gittiyse, bunu da eritecektir..