
Her ortamda söz dönüp dolaşıp bu meseleye geliyor.
Herkes bulunduğu mevziye göre durumu değerlendiriyor.
Savcılık makamı, "Organize Suç Örgütü Lideri" suçlamasıyla cezaevinde bulunan İmamoğlu'nun çok katmanlı, gizli yapılanmalar ve hiyerarşiler içeren bir "Eko-Sistem" kurduğu iddiasında...
İmamoğlu'nun A takımı diyebileceğimiz bir kısmı belediyede bir kısmıysa inşaat şirketlerinde görevli yöneticilerin yaptığı ettiği işler, kamuoyuna yansıyan ifade, tutanak, bilgi, belge, delil ve görüntüler hayatın olağan akışıyla açıklanamıyor. Ancak buradaki en kritik mesele delillendirme süreci...
Özellikle bu yolsuzluk, rüşvet, irtikap meselelerinde yönetici pozisyonundaki şüphelilerin İmamoğlu ile organik bağlarının ispatlanması, video, ses kaydı ya da itiraflar ile bu durumun ortaya konulması gerekiyor.
Yani demem o ki sinyal kesici, kamera bantlama gibi uygulamalar tam da bu sebeple yapılmış olabilir.
Ancak İmamoğlu ekibinin aldığı tüm önlemlere karşın eğer savcılık makamının elinde iddianameye yansıyacak konuların teknik ve fiziki takip ile elde edilmiş kayıtları varsa o zaman işin rengi epey değişir.
Şimdilik elbette hiçbirimiz durumu tam olarak bilmiyoruz.
Ancak güvenlik kamerası bantlama görüntüleri.
5 milyon dolarlık rüşvet pazarlığı gibi ses kayıtları medyaya sızmaya başladı. Bu yüzden dava süreci yaklaştıkça herkesi şoke edecek yeni deliller ortaya konulursa şaşırmamak gerekiyor.
Zira itirafçı olanların sayısı arttıkça, "Eko-Sistem" birbirini zehirleyecek.
Ve error verecektir diye düşünüyorum. Kim haklı, kim haksız hep beraber göreceğiz... Zira gerçeklerin zamanla ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır...

"VİDEO NE GÜZEL BİR ALET"
Devletin polisinin üstüne otobüs, minibüs sürme emri verebilecek kadar gözlerini karartmış olamazlar diye düşünüyorsunuz.
Ama sonra görüntüler ortaya çıkıyor ki, bayağı bayağı öyle olmuş.
CHP Milletvekili Adnan Beker'in şoförünün polisin üstüne araba sürdüğü, CHP Milletvekillerini taşıyan otobüs şoförünün polisin kurduğu barikatı yardığı görüntüleri hepimiz şoke olarak izledik.
Bugüne kadar devleti kuran partiyiz diye övünen CHP'nin, devletin kanun, kurallarını hiçe sayıp polis ezmeye kadar pervasızlaştığı günlerden geçiyoruz..
Üstelik de biz o görüntüleri görmesek, CHP medyasının algı operasyonlarının kurbanı olacaktık. Zira gün boyunca manşetlerinden tek suçu CHP otobüsü sürmek olan emektar şoförün gözaltına alındığını, hakkında tutuklanma istendiğini yazdılar.
Görüntüleri izlerken aklıma Organize İşler filmindeki Cem Yılmaz'ın repliği geldi.
"Video ne güzel alet değil mi?"
Eğer o görüntüler olmasaydı.
Hadi son dönemin moda tartışmasıyla söyleyelim.
CHP'nin elinde kameraları bantlama imkanı olsaydı.
Hepimiz CHP'nin ve CHP medyasının bu çarpık anlayışını sizlere anlatmakta çok ama çok zorlanacaktık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu zihniyete sert tepki gösterdi.
"Şuursuzca bir durum olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Bu ülkenin gençlerini siyasi emelleri için sokağa döken, polise saldırtanlardan başka türlü davranmalarını beklemiyoruz" ifadesini kullandı. Ne diyelim son yaşananlar CHP'lilerin kimyasını bozmuşa benziyor.

200'ÜN ÜZERİNDE SUÇ DUYURUSU
Cezaevindeki İmamoğlu, hakkında yapılan haber ve yorumlarla ilgili karşı atağa geçti. RTÜK ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na 200'ün üzerinde suç duyurusunda bulundu.
Her ne kadar Kanal 24 yazmış olsalar da
ki buradan da anlıyoruz ki bayağı ezber bir iş yapmışlar.
24'ü de listeye koymuşlar.
10 yıldır haber merkezinde yönetici pozisyonunda çalışan birisi olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
"Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın" rahatlığındayız.
24'ü takip eden taraflı tarafsız herkes bilir ki;
Biz burada linç haberciliği yapmayız.
Kimseyi karalamayız, yalan haberin ekranımıza düşmesine izin vermeyiz. Uzun yıllardır omuz omuza çalıştığımız TürkMedya İcra Kurulu Başkanı Murat Çiçek ve 24 Genel Yayın Yönetmeni Ömer Özkök'ün bu konudaki duruşu çok nettir. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki uzun yıllardır burada yola devam ediyor olmamın en önemli sebeplerinden biri de budur.
Eğer İmamoğlu ve ekibini rahatsız edenler 24 diyor ki anlamında da değerlendirebileceğiniz analiz haberlerimizse onlarla da gurur duyuyoruz. Zira biz o haberleri tam bağımsız Türkiye inancının bir parçası olarak yazıyoruz. Millete kendi bakış açımızla doğruları anlatmayı aynı zamanda bir vatan savunması olarak görüyoruz.
Bu yüzden 24'ten size ekmek çıkmaz.