Engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve adil katılımı, yalnızca bir insan hakkı olmayıp, sürdürülebilir kalkınma, sosyal adalet ve ekonomik verimlilik açısından da oldukça önemli bir konudur. Herkesin bir gün engelli olabileceğini dikkate alarak, engellilerin sosyal ve ekonomik hayata tam katılımının sağlanması için gerekli tüm önlemlerin alınması gerekir.
Engelli bireylerin özellikle çalışma hayatında yer alması, onların bağımsız bireyler olarak kendilerini gerçekleştirmelerine ve toplumsal üretime katkı sağlamalarına olanak sağlamaktadır. Bu doğrultuda işverenlerin, engelli bireylerin istihdamında üstlendikleri sorumluluklar ve yerine getirmeleri gereken yasal yükümlülükler, kapsayıcı ve adil bir iş ortamının oluşturulmasında belirleyici rol oynar.
İşverenlerin çalışan sayısına bağlı olarak gündeme gelen istihdam etme yükümlülüklerinden birisi de engelli işçi çalıştırma zorunluluğudur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 30'uncu maddesi ile özel sektörü işverenleri aynı ilde faaliyet yürüten işyeri dosyalarındaki çalışan sayısı 50 veya daha fazla olduğunda %3 oranında engelli işçiyi istihdam etmekle yükümlüdür.
Bu kapsamda, işverenlerin engelli işçi istihdam etme yükümlülükleri, işyerlerinde 50 veya daha fazla işçi çalıştırmalarıyla doğacaktır. Diğer bir anlatımla bir işyerinde 50 işçi çalışıyorsa, işveren %3 oranında engelli işçi istihdam etmekle yükümlüdür.
Oran hesaplamasında yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmazken. Yarım ve daha fazla olan kesirler yukarıya yuvarlanarak istihdamı zorunlu engelli çalışan sayısı tespit edilmektedir. Örneğin, işyerinde 56 işçi çalışıyorsa 1,68 (2) engelli işçi çalıştırılması gerekmektedir.
Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve işyerindeki tam süreli çalışan işçi sayısına ilave edilmelidir. Kısmi süreli çalışanların, ay içinde ücrete hak kazandıkları süre 195'e bölünerek tam süreli çalışana dönüştürülürler.
İşyerinizde bir ayda hafta tatili hariç 195 saatin altında çalışma sağlanıyorsa bölüm işlemi işyeriniz koşullarına göre belirlenmelidir. Küsuratlar yarımdan fazla olması halinde yukarı yuvarlama yapılır.
Engelli işçi istihdam yükümlülüğü kontrol edilirken, aşağıda yer alan çalışanlar dikkate alınmamaktadır:
* 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4'üncü maddesi gereğince istisna tutulan iş ve işyerlerinde çalıştırılan işçiler,
* 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 16'ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince ev tipi sosyal hizmet birimlerinde çalıştırılan işçiler,
* Yer altı ve su altı işlerinde çalıştırılan işçiler,
* 10/06/2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanuna göre kurulan özel güvenlik şirketleri ile kurumların kendi ihtiyacı için kurduğu güvenlik birimlerinde güvenlik elemanı olarak çalıştırılan işçiler,
* 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre çalıştırılan işçiler hariç olmak üzere, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamında çalıştırılan gazeteciler,
* İşyerlerinde hâlihazırda çalıştırılan engelli, eski hükümlü veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçiler.
Engelli işçi açığı bulunan işverenler, engelli açığı doğduktan 30 gün sonra açığını kapatmak zorundadır. Yükümlülüğün ortaya çıkmasından itibaren ise 5 iş günü içerisinde İŞKUR'a başvuru yapılmalıdır.
50 veya daha fazla çalışan sayısının olmasına rağmen engelli çalıştırma yükümlülüğüne uyulmaması halinde 2025 yılında her bir istihdam edilmeyen engelli ve her bir ay için 30.081 TL idari para cezası gündeme gelecektir.
Diğer yandan, engelli bireylerin istihdamında işveren yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, sadece yasal bir zorunluluk olarak değil, etik bir sorumluluk ve kurumsal sosyal sorumluluğun da bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak, engelli bireylerin istihdamı konusunda işverenlerin yükümlülüklerini yerine getirmesi hem bireysel hem de toplumsal faydalar sağlamaktadır. İşverenler tarafından engelli işçi çalıştırma yükümlülüğüne aykırılık hem idari para cezasını gündeme getirebilecekken hem de engellilerin haklarını kısıtlayıcı uygulamaları gündeme getirmektedir.