Anne Ayşegül Biçer, "Gündemden düşürülmeye ve değersizleştirilmeye çalışılan evlat nöbetine inatla devam ediyoruz." Mesajı veriyor. Görmezden gelenlere karşı bir çığlık atıyor aslında.
Terör örgütü PKK/YPG'nin kimyasını değiştiren,
HDP/DEM'in makyajını bozan bir samimiyettir Evlat Nöbeti...
Yüreği evladı için yanan anne babaların çığlığıdır.
DEM'li zihniyetin konser, gençlik şöleni, kültürel etkinlik kamp adı altında bölgedeki insanların çocuklarının zihnini işgal edip, terör kamplarına götürmesinin önüne geçme mücadelesidir.
TürkMedya olarak biz meseleye böyle bakıyor.
İlk günden bu yana gündemde tutmaya, seslerini duyurmaya çalışıyoruz.
Zira onların sesi gür çıktıkça, terörün, terör destekçilerinin sesi kısılacaktır.
1700 gün geride kaldı. İl il büyüdüler, tüm baskı ve tehditlere direndiler.
Bu yüzden onların sesi olun.
Zira terörü ancak milletimizin birlik beraberliği bitirecektir.
Doğu ve Güneydoğu illerinden bir zamanlar binlerce çocuğu devşirenlerin şimdi iki elin parmakları kadar dahi dağa çocuk götürememesinin kıymetini bilmemiz, ABD kucağında siyaset, terör üretenlere elimizin tersini göstermemiz gerekiyor.
Bakın bu fotoğraflar Suriye'den geliyor. ABD teröristan'ı inşa etmek için yoğun bir tempoda çalışmayı sürdürüyor. Uçak uçak mühimmat malzeme gönderiyor.
Ve herkes biliyor ki aslında bu projede ipleri ABD değil, İsrail tutuyor. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın direncini kırmak için önümüzdeki aylarda çok daha artan tempoda, yıpratma, karalama, iftira ve manipülasyon içeren saldırılar güvenlik analistleri tarafından "şaşırtıcı olmaz" ifadeleriyle dile getiriliyor.
"HURMA" DEYİP GEÇME
Hatırlıyor musunuz? Ramazan ayı boyunca İsrail hurmasını boykot kampanyaları yapılmıştı. "İsrail gümrüğünden geçen hurmaları almayın, üstünde Filistin bayrağı da olsa Siyonizm sizi kandırmaya çalışıyor, tuzağa düşmeyin" deniliyordu. Elbette bu boykot kampanyalarında iyi niyetli olanları bir kenara koyuyoruz. Ancak Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın paylaştığı mesaj aklıma iki soru getirdi... Önce açıklamayı paylaşayım.
"Filistin ekonomi bakanı ile yaptığımız görüşme sonrası gümrük vergisinden muaf tutulan hurma kotasını 3 bin tondan 5 bin tona çıkardık. Filistin'in en önemli ihraç maddesi hurmanın Filistin ekonomisine sağlayacağı katkının hayırlı olmasını diliyorum. Her daim Filistin halkının yanında olacağız"
Şimdi açıklama bu... Ve tabii durum böyle olunca akıllara iki soru geliyor.
Birincisi Filistin'in kendi gümrüğü olmadığı için hurma Türkiye'ye İsrail üstünden geliyor. Yani hurma boykotu için yapılan kampanyalarla biz bilmeden Filistin ekonomisini baltalamış olabilir miyiz?
Malumunuz, İsrail'e 54 kalemde ihracat kısıtlaması kararı alındı. Malum Türkiye'ye gelen yolcu uçakları için kullanılan yakıtı "Türkiye İsrail'e jet yakıtı satılıyor" yalanıyla servis edenlerin baskısı etkili oldu. İkinci sorum da şu, Filistin'in İsrail gümrüklerini kullanmadan ihracat yapması mümkün değil, peki bu süreç şimdi nasıl işleyecek?
Ben kendi kanaatimi paylaşayım, son kertede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Filistin Davası'na, Gazze konusundaki samimiyetine, hassasiyetine güvenmek ve devlet aklıyla yürütülen bu gibi meseleleri acaba iç siyasete malzeme etmemek daha mı doğru olur?
"ALLAH'IN RIZASINI ARIYORUM"
Turgut amcanın videosunu izlediniz mi, tam anlamıyla bir güzel insan profili... Ben de Erhan İdiz'in sosyal medya hesabındaki paylaşımında gördüm kendisini. Turgut amca, kullan at zihniyetinin iyice yaygınlaştığı, tüketim çılgınlığının alıp başını gittiği bir zamanda geçimini ayakkabı tamirciliği ile sağlıyor. Kendisine fotoğrafını getiren Erhan İdiz'e söyledikleriyse bir modern zaman bilgesi, filozofu karşımıza çıkarıyor.
"Aramayınca bulunmazmış demek ki, arayınca bulunuyormuş. Ben de arayanlardanım, Allah'ın rızasına aşığım, bir çocuğun duasında mı acaba Allah'ın rızası yani yaşlıda arıyorum, gençte arıyorum, her yerde arıyorum. Acaba yolda giderken şu taşı kenara attığımda acaba Allah'ın rızası burada mı acaba, çöpteki ekmekleri görüyorum. Onları çıkarıyorum. Kuşlara bölüp veriyorum. Yazık diyorum. İnsanların haline durumuna bakıyorum. Poşet poşet ekmekler, ah ekmekler" diye konuşuyor sonra gözyaşlarını tutamıyor.
Ünlü Şef Refika Birgül de İstanbul Kuzguncuk'ta çöp konteynerlarına girmiş, israfa dikkat çekmişti. Şef Birgül, bağ bağ roka, maydanoz, poşette ekmek ve keke kadar sayısız gıda atığını çöpten çıkarmıştı.
İsraf meselesine hepimizin gerçekten ciddi ciddi eğilmesi gerekiyor.
Dünyayı, birbirimizi, kaynakları tüketiyoruz, israf ediyoruz.
Merak edenler için Turgut Amca'nın videosunu buraya bırakıyorum.
https://twitter.com/idizerhan/status/1784169372778446994