Netanyahu denilen katilin tek amacının önce bölgesel sonrasında küresel bir savaş çıkarmak olduğu herkes tarafından bilinen bir konu.
Çünkü bu katil özellikle bulunduğu bölgeye barış ve huzur gelirse bunun kendi sonunu getireceğinin farkında.
Bu nedenle bu vampirin sürekli kan içmesi, bu mahlukatın devamlı savaş çıkarması lazım, bu aşağılığın devamlı ortalığı karıştırması lazım.
O da bunun bilincinde olduğu için elinden geleni ardına koymuyor ve üzerine düşen, kendine yakışan her türlü alçaklığı yapıyor.
Biz nasıl insan olarak nefes almadan duramıyorsak o soysuzda kan içmeden duramıyor. Mesele bu kadar basit.
Neden bunları anlattım, çünkü bugünleri anlamak için bu gerçekleri bilmemiz şart.
Gelelim bugünlere.
Ezber Bozuldu...
Trump ile Amerika'da değişen siyasi süreç Netanyahu ve İsrail aleyhine işlemeye başladı.
Trump'ın Netanyahu denilen yaratığa Washington'da hem de Beyaz Ev'de, hem de medya önünde attığı dayak tam da bunun örneği.
Yine görmeyi bilene o dayak gösterdi ki Trump'ın iktidarı ele geçirmesiyle birlikte İsrail'e Amerikan desteği eskiden olduğu gibi koşulsuz işlemeyecek.
Dayaklı basın toplantısında Trump'ın aşağılar bir vaziyette Netanyahu'yu göstererek "bu adam benden yılda 4 milyar dolar para alıyor" demesi tam da bu işin işareti.
Peki ne oldu da bir anda bu kırılma yaşandı?
Bu değişimin iki nedeni var.
Bunlardan birincisi Amerika'nın kendi içinde küreselciler ile ulusalcılar arasında yaşadığı savaş.
İkincisi ise Türkiye'nin bölgede artan siyasi ve askeri ağırlığı.
Yeni Küresel Güç...
Şu gerçeği artık kabullenelim, devletimizin ne kadar büyük bir devlet olduğunu anlayalım.
Türkiye'nin ağırlığı sadece bölge de değil, dünyada inanılmaz bir tırmanış içinde.
Türkiye'nin esamisi artık Afrika'da Kafkasya'da, İslam aleminde, Balkanlarda, Amerika'da, Avrupa'da kısacası her yerde okunuyor, Türkiye dikkate alınmadan bölgede iş çevrilmiyor.
Netanyahu denilen katile Amerika'da o dayağı attıran da işte bu güç.
Türkiye'nin ikazı ile apar topar Amerika'ya çağrılan Netanyahu burada yediği odunun acısını ve şokunu haftalar sonra atabildi.
Şoku atlatan Netanyahu Amerika içindeki küreselcilerin de gazıyla yeniden bildik karaktere döndü ve durduk yerde İran'a saldırdı.
Peki neden?
İran Saldırısının Şifreleri
Trump yönetiminin İsrail'e olan değişimini en yakın hissedenlerden biri şüphesiz Netanyahu.
Bu pisliğin Trump'a yaptığı yalakalıkların tam anlamıyla sebebi de bu.
Bu hissiyat içindeki Netanyahu doğru bir okuma yaptı ve durumun daha da kötüye gitmesini önlemek için bir an önce Trump'ın durdurulması gerektiğine karar verdi.
Bu mantıkla yapılacak en doğru iş Trump yönetimine yeni bir cephe açmak ve açılan bu cephede Trump'ı boğmaktı.
Öyle de yaptılar.
Netanyahu kabinesi bir anda geçerli akçe İran'a saldırdı ve dünya tiyatro İran İsrail savaşını konuşmaya başladı.
Amerika'yı rağmen yapılan bu saldırıda amaç Trump'ı batağa çekmekti.
Ancak Trump İran nükleer tesislerine yaptığı o tartışılan saldırı ile bütün oyunu bozdu.
Trump o saldırı sonrası yaptığı alelacele açıklamayla savaşı bitirdi.
Ne demişti o açıklamada;
"İran'ın nükleer tesisleri yerle bir edilmiş, amaca ulaşılmıştır. Şimdi barış zamanı."
Şeytanda Oyun Bitmez...
İsrail İran'da yediği golü sonradan fark etti.
Durumu kurtarmak için hemen arayışa girdi ve çözüm olarak yeni bataklığı Suriye'de oluşturmaya karar verdi.
Burada da elindeki en kullanışlı aktör Dürzileri devreye aldı.
Dürziler üzerinden başlayan ayaklanma girişimi ülke geneline yayılacaktı.
İsrail tuzağı böyle kurdu ama evdeki hesap Tel Aviv'e uymadı.
Zira Dürziler üzerinden başlayan ayaklanma girişimi aşiretlerin devreye girmesiyle bir anda ters döndü.
İsrail Terör Örgütü İTÖ'nün hesap edemediği husus aşiretlerin verdiği bu tepkiydi.
Gerçekten de aşiretlerden oluşma yüz bin kişiye yakın silahlı güç tüm ezberleri bozdu.
Burada en çok tartışılan konu ezber bozan bu süreçte onca aşireti kimlerin harekete geçirdiğiydi.
Sahiden İsrail'i bölgede çırak çıkaran bu girişimi hangi güç planlamış olabilir ki?